Ciğerim yanıyor ciğerim
Başbakan ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin genişletilmiş il başkanları toplantısında açıklamalarda bulundu.
Başbakan Erdoğan, terör örgütünün son günlerde düzenlediği hain saldırılara ilgili, Erdoğan, ''Bunlarda samimiyet yok, bunlarda dürüstlük yok. Bunlar bu ülkede cinayet şebekesi olarak rant elde ediyorlar. Sadece onlar rant elde etmiyor. Onların uzantısı olanlar da rant elde etmeye devam ediyorlar. Burada siyasi uzantılarını da kastediyorum. Sert konuşuyor diyorlar Ciğerim yanıyor nasıl konuşmayım" dedi.
Akdeniz’deki sondaj krizine de değinen Başbakan Erdoğan, “Rum yönetimi sondaj adı altında sabotaj yapıyor. Ama barışı koruyacak kurumlardan ses çıkmıyor” diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, her siyasi partiden Anayasa çalışmalarına eşit temsille katılmasını istedi.
Başbakan Erdoğan'ın yaptığı açıklamalar şöyle:
AK PARTİ TÜRKİYE SİYASETİNE DAMGA VURMUŞTUR
Yüzde 50 oy alarak 9 yıl sonra tekrar iktidara gelen bir partiyiz, demokrasimizi güçlendirmektir amacımız. Türkiye bütün felaket senaryolarına rağmen doğru yolda, doğru Menzil'e ilerlemektedir. Hukuk ve hakkaniyet yolunda geriye tek bir adım atmadan yürüyüşümüz devam edecektir, her gün kendimizi yenileyerek ülkemize olan sevdamızı tazeleyeceğiz. Yüzde 50 oy aldık ama yüzde 100'ün emanetinin omuzlarımız üzerinde olduğumuzu unutmayacağız. Geçtiğimiz ay partimizin 10. yıl dönümünü 81 şehrimizde milyonlarca gönüldaşlarımızla kutladık, geçen süre zarfında ülkemizi, siyasetimizi ilgilendiren gelişmeler oldu. Sevinci söndürmek isteyenler içerde ve dışarıda ne yaparsa yapsınlar biz bu ülkenin önünde ki engelleri kaldırmaya devam edeceğiz. Nereden nereye geldiğimizin sürekli muhasebesini yapıyoruz, bir kibir ve gurur meselesi değil geleceğe sağlam şekilde yürümek için bu muhasebeyi yapıyoruz, AK Parti bu zaman biriminde büyük bir değişimi mümkün kılarak Türkiye siyasetine damga vurmuştur.
SİYASETE İHANET EDERSİNİZ
Bu değişimleri bu zamanda yapabildiysek, bu değişimde yalnız olmadığımızı görmüşsek bunu başardığımız ortadadır. Bu gerçeği sadece bizim değil Türkiye'nin bugünü ve siyaset için bir şeyler üreten herkesin iyi bilmesi lazım. Siyasetin görevi çareler üretmektedir, iktidarda da olsanız, muhalefette de olsanız siyasetin ve demokrasinin gereği millete derman olmaktır. Biz zeminimizi birbirimize anlatıyoruz, zira her gün yeni bilgilerle yenilenirken duruşumuzu muhafaza etmek ve sorumluluklarımızı birbirimize aktarmak zorundayız. Biz her gün yenilenmek zorundayız, dünyanın ve hadiselerinin gerisinde kalmamak mecburiyetindeyiz. Efendim ben muhalefetteyim, iktidara cepheden muhalefet ederim derseniz siyasete ihanet edersiniz. Muhalefet Anayasal bir kurumdur, ülkesinin itibarını düşürmek pahasına AK Parti'ye muhalefet edeyim diye Türkiye'ye muhalefet etmek siyaset olamaz. Siyasette polemik olmuştur bugünde vardır bunun iki şartı vardır, birincisi söylediklerini hakkaniyet dışına çıkmadan söyleyeceksin, ikincisi siyaset yapıyorsan misyonunu sadece hakaret ve polemikle sınırlamayacak memleket gündeminde ki meselelerle kendine göre yorumlayacaksın.
ARAP SOKAĞI BUGÜN DÜNYA SİYASETİNİ DÖNDÜĞÜ YERDİR
Her geçen gün meseleleri ağırlaşan bir dünyada yaşıyoruz, eğer ülkeyi yönetmeye talipseniz dünyada neler olup bittiğini yakından takip edeceksiniz, bununla da kalmayıp tavrınızı, stratejinizi belli edeceksiniz. Siyaset dünyanın hiç bir yerinde ferah zeminlerde seyretmez sıkıntılı zamanlarda olur ve önemli olan bu zamanlarda dik durarak duruşunu ortaya koymak, biz bu gerçeği daima aklımızda tutuyor, atacağımız adımları bu dikkat ve hassasiyetle atıyoruz. Terör meselesinden İsrail'le ilişkilerimize, terör meselesinden uluslararası ilişkilerimize kadar ülkemizi düşünerek hareket ediyoruz. Türkiye için gecemizi gündüzümüze katıyoruz, bu anlamda Suriye'de bizim meselemiz, Somali'de bizim meselemiz. Bugünün dünyasında hiç bir mesele bir diğer meseleden bağımsız değil, hepsi birbirine bağımlı meselelerdir. İsteriz ki muhalefet partilerimiz de bu süreçlere katkılarda bulunsunlar, bizim yaptıklarımızı yanlış buluyorlarsa kendi doğrularını ortaya koysunlar. Her siyasetçiye düşen ülke menfaatleri doğrultusunda hareket etmek olmalıdır, ülke meselelerinde bile siz siyasi rant meselesine girerseniz hem ülkenizi düşünmez hem de milletin gözünden düşersiniz. Bize öyle suçlamalar yapılıyor ki; Başbakan Arap sokağında siyaset yapıyor' diyorlar, ben Türkiye'nin Başbakanıysam ulaşabildiğim her sokakta Türkiye'nin saygınlığını arttıracağım, arttırmaya devam edeceğim. Sizin kendi abes ve köhne mantığınızla küçümseme gayretinde olduğunuz Arap Sokağı bugün siyasetin döndüğü merkezdir.
BU MU ADALETİNİZ ?
Bizim tarihten gelen bağlarla ayrılmaz bir parçası olduğumuz coğrafyadır, orada olan her şey bizi de etkiler. Orada olan biteni uzaktan seyredemeyiz, dünyada barışı tesis etmekle görevli kurumlar eğer misyonlarını yerine getiremiyorsa buna da sessiz kalamayız, bugün dünya sisteminde boşluk bırakılıyorsa birileri gelip o boşluğu dolduruyor. Eğer ülkelere eşit durmuyorsanız artık size inanan olmayacak, başta BM olmak üzere bugün uluslararası kurum ve kuruluşun durumu budur. İran nükleer enerji derken yaptırım baskı uygulayacaksın, Somali'de, Sudan'da Kuzey, Güney derken yaptırım uygulayacaksın ama İsrail, Filistin meselesine gelince BM Güvenlik Konseyi'nde yaptırım kararı varken bunların hiç birinin takipçisi olmayacaksın bumu adaletiniz? Bumu dünyada barışı tesis etmek için kurduğunuz kuruluş? İstediği kadar ülke oranın üyesi olsun bugün olan bu, bu gerçekleri geçen hafta BM'de de açıkça ifade ettim, bunların mutlaka söylenmesi ve bu özeleştirinin Batı dünyasında yapılması gerekiyor. Biz bunları söylüyoruz ama bizde ki muhalefet; Türkiye kendini dünya siyasetinden tecrit ediyor' diyor. Böyle bir siyaset olur mu? Eğer bu gerçekleri bu dünyada birileri söylemezse hakikati nasıl bulacağız, bilesiniz ki bu haksızlıklarla karşı karşıya kalan ülkelerden biri de Türkiye olacaktır. Eğer Türkiye bugün bunları söylüyorsa kusura bakmayın 9 yıl önceki Türkiye olmadığı için söylüyor.
SONDAJ ADI ALTINDA SABOTAJ YAPIYOR
Kıbrıs'ta da, Suriye'de de, Somali'de de bunlar yatıyor, uzun süredir Kıbrıs'ta iki tarafı tatmin edecek gayretler sarf ediyoruz buna karşılık Rum tarafı masadan kaçıyor buna karşılık Avrupa Birliği'nin yaptığı ortada. Kıbrıs Rum Kesimi sondaj adı altında sabotaj yapıyor, buna rağmen görevi barışı korumak olan kurumlardan ses çıkmıyor. Artık bütün ülkelerin gerçeği görmesi lazım, biz sorumluluğumuzu yerine getiriyor sözü eğip bükmeden söylüyoruz. İşte bunun için Piri Reis sondaj çalışması yapmaya başladı, bu bir iradedir bu varlığımızın orada ortaya koymaktır, tribünden maç seyretmiyoruz efendiler biz ülke yönetiyoruz, bugüne kadar gelen iktidarlar bunları yaptı tribünden maç izledi. Dünya da işlenen bütün zulümler, bütün haksızlıklar birbirleriyle irtibatlıdır. Bizim zulme ve haksızlığa karşı tavrımız ilkeseldir. Bugün attığımız her adımda geçmişte eksik bırakılan bazı şeyleri de tamamlamaya çalışıyoruz, bölgemizde tarih adeta yeni baştan yazılırken bütün bunlardan bize ne? Diyebilir miyiz, çalışma odanızın camından bakarak dışarıyı göremezsiniz o buzlu camların ardından Somali, Gazze, Irak, Suriye görünmez, AK Parti olarak bizler siyasetin hakkını vermeye, milletimize olan borcumuzu hakkıyla ödemeye kararlıyız. Genel merkezimizden ilçe başkanlıklarımıza kadar ülke meselelerimizin takipçisi olacağız, bugünün dünyasının gerektirdiği tüm donanımları tesis ederek laf değil, iş üreteceğiz. AK Parti bu anlamda Türk siyasetini hizmet rotasında tutmanın sorumluluğunu taşıyor. Her arkadaşımın bu sorumlulukla hareket edeceğine gönülden inanıyorum.
DÜNYANIN EN HIZLI BÜYÜYEN EKONOMİSİNE SAHİBİZ
Türkiye tek boyutlu bir siyasetle yönetilmiyor, attığımız bütün adımlar birbirini takip ediyor sadece dünyayla ilgilenmiyor aynı zamanda büyüyor ve kalkınıyoruz. Daha dün seçimden çıktık ama seçimlerden sonra ülkemize kazandırdığımız büyük eserlerin açılışını yaptık Ramazan ayı sonrasında Ankara, Konya arasında ki Yüksek Hızlı Tren hattının açılışını yaptık. Kayseri'de ilk şehir hastanesinin temelini attık, donanmamıza ilk milli harp gemimizi dün biz kazandırdık. Heybeliada'yı Deniz Kuvvetleri'ne teslim ettik ve Büyükada'yı da denize indirdik. 15 bin kilometre duble yol hedefimizi Şile'de açtığımız yolla aştık, küresel ekonomik kriz döneminde ülkemizde toplam istihdam hiç bir zaman azalmadı, krizin en yoğun yaşandığı 2009 yılında bile 89 bin kişi olarak istihdamımızı arttırdık. G- 20 ülkeleri içinde Türkiye 1. olmuştur, muhalefet bunları takip ediyor mu? Hayır, böyle bir dertleri yok, bunları söylemek gibi bir nezaketi var mı? Hayır, ama Batı'da siyaset böyle değil onlar doğruya doğru yönetimi bilirler. Bizimkilerin siyaset anlayışı farklı, işte bu çabaların sonucu olarak onların bu olumsuzluğuna rağmen biz kararlılıkla çalışıyoruz ve dünyada en hızlı büyüyen ekonomi Çin'le beraber Türkiye'dir. Türkiye bütün şehirleri, bölgeleriyle kalkınırken milletimizi, ekmeği, aşı büyüsün diye gayret eder ve milletimiz bunu yaşarken ihanet odakları da boş durmuyor.
CİĞERİM YANIYOR CİĞERİM
Geçtiğimiz günlerde eli kanlı terör örgütünün saldırıları bir kez daha yüreğimizi yaktı, Türkiye'ye musallat edilen bu cinayet örgütünün kime nasıl saldırdığını iyi görmek gerekir, bu cinayet örgütü ne istiyor? Kim adına, kim için? Neyin karşılığında taşeronluk yapıyor? 74 milyona sesleniyorum, bunlar düğünevini cenazevine çevirdiler, futbol oynayan, markette evine ekmek alan polisime kurşun sıkıyor, Siirt'te bir mutluluğu paylaşmaya giden masum genç kızlara alçakça pusu kurarak onları şehit ediyor, bu terör örgütü acaba neyin mücadelesini veriyor, savunmasız masum insanlara karşı saldıran bu terörü neyle ifade etmek gerekiyor? Yüzlerce kurşunla saldıran bu terör örgütü neyin mücadelesini veriyor, 4 kızımıza yanındaki arkadaşlarına kurşun sıkıyor hale bak. Bu cinayetleri tasarlayanlar, kan dökerek hangi emellerine ulaşmış oluyorlar? Ondan sonra bakıyorsunuz laubali şekilde özür beyanları bilmem neler, ne anlatıyorsunuz, kime anlatıyorsunuz? Bunlarda samimiyet yok, dürüstlük yok bunlar bu ülkede cinayet şebekesi olarak buradan rant elde ediyorlar. Sadece onlar değil onların uzantısı olanlarda rant elde ediyor, burada siyasi uzantıları da rant elde ediyor, Sayın Başbakan sert konuşuyorsun diyorlar, ciğerim yanıyor, ciğerim neyin sertinden bahsediyorsun?
MABETLERİNİZE ROKET ATAN BU ÖRGÜTE NASIL DESTEK VERİYORSUNUZ ?
Ankara'da insanlar bombayla öldürülüyor, bu şebeke hangi insani değerlerle ifade edilecek, bunlara gönül verenler, destekleyenler bunlara oylarını verenler tarihe hesabını nasıl verecekler? Burada kalkıpta benim Kürt kökenli vatandaşlarımın istismarını yapmanın hiç bir anlamı yoktur, bir insan bu hayatı niye yaşar ve bu hayatı yaşarken 9 yıl öncesine kadar bu ülkede 74 milyon vatandaşımıza şuan itibariyle getirilen hakların, imkanların hiçbirisi var mıydı? Ve hala bu hizmeti vermeye çalışan iktidar varken bunlar neler yapmıştır, terör örgütünden kaçmak isteyen 5 kadın militanı ki biri 17 yaşında henüz işkenceyle bir mağarada kurşuna diziyorlar ve 1 yıl sonra ailelerine kızlarınız gaz zehirlenmesinden öldü diyorlar, buyurun tablo bu. Bu nasıl bir alçalıştır, nasıl bir zehirlenmedir? İşte dün değil evvelsi gün Batman'da araç taranıyor ve hamile kadın şehit oluyor, 8 aylık yavrusu hastanede kurtarılıyor, 4 yaşındaki kızı da şehit oluyor bu örgütün bir insani değere inandığını kim söylüyor? Sizin kültürünüz size acımasızca bu insanları öldürme yetkisini nasıl veriyor ben böyle bir kültürü tanımıyorum, böyle bir kültür olamaz. Sabah namazına hazırlanan bir imama kurşun sıkan bu örgüt bütün mukaddes değerleri çiğneyerek nereye varmak istiyor, mabetlerimize varıncaya kadar roket atan bu örgüt nereye varmak istiyor? Kürt kardeşlerime soruyorum, mabetlerinize roket atan bu örgüte nasıl destek veriyorsunuz? Bu sadece bizim görevimiz değil bunu devlet, millet el ele yapacağız, el ele yaparak bunları yalnız bırakmalıyız. Aldığım oyun yüzde 90'ı nı PKK'yı destekleyenlerden alıyorum diyen bir siyasetçi bu ülkede oy alıyor ve siyaset yapıyor. Türkiye eski karanlık günlere dönmemek, meşruiyet zemininden geriye doğru bir adım bile atmadan kandan beslenen bu zihniyeti bu ülkenin yakasından düşürecektir. Yeter ki kardeşliğimizi yaşatmaya özenle devam edelim, yeter ki büyük fotoğraf içinde millet olarak uyanık olalım.
TBMM YOL GÖSTERİCİ OLACAKTIR
Türkiye Büyük Millet Meclisi 1 Ekim'de açılıyor, siyasetimizin ana gayesi demokrasi ve hukuktur, AK Parti'ye göre yeni dönemin başarısı milletçe birlik ve beraberlik ruhuna sahip çıkmamıza benzer. Bu noktada iktidar partisiyle demokrasinin vazgeçilmez unsuru olan muhalefet partilerimizin sorumluluğu büyüktür, bu noktada terörle birlikte mücadele ve siyasetle müzakere biz bunların hiç bir zaman bizim görev alanımız dışında olduğunu söylemedik. Yeni bir Anayasa için partimiz eş temsilcisi ile MHP temsilcisi görüştü, yarın CHP ile görüşülecek yeni bir Anayasa için siyasi partilerimizin büyük değişime destek vermelerini son derece önemsiyorum. Hiç bir ön şartımız yok tek sorumluluğumuz ön yargılardan arındırılmış bir şekilde Meclis başkanımızın önderliğinde bir komisyonla oluşturulması. Bu konuda söyleyecek sözü olan kim varsa, akademisyeni, medyası, milletimizin kendisi, hepsinin söyleyeceği sözü bekliyoruz. Her partinin mutfağında yapacağı hazırlık vardır, hazırlıklardan sonra bu arzulanan yeni Anayasa'yı hep birlikte kurmuş olacağız, bu alanda TBMM'nin rehberliği hepimiz için yol gösterici olacaktır.
Akdeniz’deki sondaj krizine de değinen Başbakan Erdoğan, “Rum yönetimi sondaj adı altında sabotaj yapıyor. Ama barışı koruyacak kurumlardan ses çıkmıyor” diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, her siyasi partiden Anayasa çalışmalarına eşit temsille katılmasını istedi.
Başbakan Erdoğan'ın yaptığı açıklamalar şöyle:
AK PARTİ TÜRKİYE SİYASETİNE DAMGA VURMUŞTUR
Yüzde 50 oy alarak 9 yıl sonra tekrar iktidara gelen bir partiyiz, demokrasimizi güçlendirmektir amacımız. Türkiye bütün felaket senaryolarına rağmen doğru yolda, doğru Menzil'e ilerlemektedir. Hukuk ve hakkaniyet yolunda geriye tek bir adım atmadan yürüyüşümüz devam edecektir, her gün kendimizi yenileyerek ülkemize olan sevdamızı tazeleyeceğiz. Yüzde 50 oy aldık ama yüzde 100'ün emanetinin omuzlarımız üzerinde olduğumuzu unutmayacağız. Geçtiğimiz ay partimizin 10. yıl dönümünü 81 şehrimizde milyonlarca gönüldaşlarımızla kutladık, geçen süre zarfında ülkemizi, siyasetimizi ilgilendiren gelişmeler oldu. Sevinci söndürmek isteyenler içerde ve dışarıda ne yaparsa yapsınlar biz bu ülkenin önünde ki engelleri kaldırmaya devam edeceğiz. Nereden nereye geldiğimizin sürekli muhasebesini yapıyoruz, bir kibir ve gurur meselesi değil geleceğe sağlam şekilde yürümek için bu muhasebeyi yapıyoruz, AK Parti bu zaman biriminde büyük bir değişimi mümkün kılarak Türkiye siyasetine damga vurmuştur.
SİYASETE İHANET EDERSİNİZ
Bu değişimleri bu zamanda yapabildiysek, bu değişimde yalnız olmadığımızı görmüşsek bunu başardığımız ortadadır. Bu gerçeği sadece bizim değil Türkiye'nin bugünü ve siyaset için bir şeyler üreten herkesin iyi bilmesi lazım. Siyasetin görevi çareler üretmektedir, iktidarda da olsanız, muhalefette de olsanız siyasetin ve demokrasinin gereği millete derman olmaktır. Biz zeminimizi birbirimize anlatıyoruz, zira her gün yeni bilgilerle yenilenirken duruşumuzu muhafaza etmek ve sorumluluklarımızı birbirimize aktarmak zorundayız. Biz her gün yenilenmek zorundayız, dünyanın ve hadiselerinin gerisinde kalmamak mecburiyetindeyiz. Efendim ben muhalefetteyim, iktidara cepheden muhalefet ederim derseniz siyasete ihanet edersiniz. Muhalefet Anayasal bir kurumdur, ülkesinin itibarını düşürmek pahasına AK Parti'ye muhalefet edeyim diye Türkiye'ye muhalefet etmek siyaset olamaz. Siyasette polemik olmuştur bugünde vardır bunun iki şartı vardır, birincisi söylediklerini hakkaniyet dışına çıkmadan söyleyeceksin, ikincisi siyaset yapıyorsan misyonunu sadece hakaret ve polemikle sınırlamayacak memleket gündeminde ki meselelerle kendine göre yorumlayacaksın.
ARAP SOKAĞI BUGÜN DÜNYA SİYASETİNİ DÖNDÜĞÜ YERDİR
Her geçen gün meseleleri ağırlaşan bir dünyada yaşıyoruz, eğer ülkeyi yönetmeye talipseniz dünyada neler olup bittiğini yakından takip edeceksiniz, bununla da kalmayıp tavrınızı, stratejinizi belli edeceksiniz. Siyaset dünyanın hiç bir yerinde ferah zeminlerde seyretmez sıkıntılı zamanlarda olur ve önemli olan bu zamanlarda dik durarak duruşunu ortaya koymak, biz bu gerçeği daima aklımızda tutuyor, atacağımız adımları bu dikkat ve hassasiyetle atıyoruz. Terör meselesinden İsrail'le ilişkilerimize, terör meselesinden uluslararası ilişkilerimize kadar ülkemizi düşünerek hareket ediyoruz. Türkiye için gecemizi gündüzümüze katıyoruz, bu anlamda Suriye'de bizim meselemiz, Somali'de bizim meselemiz. Bugünün dünyasında hiç bir mesele bir diğer meseleden bağımsız değil, hepsi birbirine bağımlı meselelerdir. İsteriz ki muhalefet partilerimiz de bu süreçlere katkılarda bulunsunlar, bizim yaptıklarımızı yanlış buluyorlarsa kendi doğrularını ortaya koysunlar. Her siyasetçiye düşen ülke menfaatleri doğrultusunda hareket etmek olmalıdır, ülke meselelerinde bile siz siyasi rant meselesine girerseniz hem ülkenizi düşünmez hem de milletin gözünden düşersiniz. Bize öyle suçlamalar yapılıyor ki; Başbakan Arap sokağında siyaset yapıyor' diyorlar, ben Türkiye'nin Başbakanıysam ulaşabildiğim her sokakta Türkiye'nin saygınlığını arttıracağım, arttırmaya devam edeceğim. Sizin kendi abes ve köhne mantığınızla küçümseme gayretinde olduğunuz Arap Sokağı bugün siyasetin döndüğü merkezdir.
BU MU ADALETİNİZ ?
Bizim tarihten gelen bağlarla ayrılmaz bir parçası olduğumuz coğrafyadır, orada olan her şey bizi de etkiler. Orada olan biteni uzaktan seyredemeyiz, dünyada barışı tesis etmekle görevli kurumlar eğer misyonlarını yerine getiremiyorsa buna da sessiz kalamayız, bugün dünya sisteminde boşluk bırakılıyorsa birileri gelip o boşluğu dolduruyor. Eğer ülkelere eşit durmuyorsanız artık size inanan olmayacak, başta BM olmak üzere bugün uluslararası kurum ve kuruluşun durumu budur. İran nükleer enerji derken yaptırım baskı uygulayacaksın, Somali'de, Sudan'da Kuzey, Güney derken yaptırım uygulayacaksın ama İsrail, Filistin meselesine gelince BM Güvenlik Konseyi'nde yaptırım kararı varken bunların hiç birinin takipçisi olmayacaksın bumu adaletiniz? Bumu dünyada barışı tesis etmek için kurduğunuz kuruluş? İstediği kadar ülke oranın üyesi olsun bugün olan bu, bu gerçekleri geçen hafta BM'de de açıkça ifade ettim, bunların mutlaka söylenmesi ve bu özeleştirinin Batı dünyasında yapılması gerekiyor. Biz bunları söylüyoruz ama bizde ki muhalefet; Türkiye kendini dünya siyasetinden tecrit ediyor' diyor. Böyle bir siyaset olur mu? Eğer bu gerçekleri bu dünyada birileri söylemezse hakikati nasıl bulacağız, bilesiniz ki bu haksızlıklarla karşı karşıya kalan ülkelerden biri de Türkiye olacaktır. Eğer Türkiye bugün bunları söylüyorsa kusura bakmayın 9 yıl önceki Türkiye olmadığı için söylüyor.
SONDAJ ADI ALTINDA SABOTAJ YAPIYOR
Kıbrıs'ta da, Suriye'de de, Somali'de de bunlar yatıyor, uzun süredir Kıbrıs'ta iki tarafı tatmin edecek gayretler sarf ediyoruz buna karşılık Rum tarafı masadan kaçıyor buna karşılık Avrupa Birliği'nin yaptığı ortada. Kıbrıs Rum Kesimi sondaj adı altında sabotaj yapıyor, buna rağmen görevi barışı korumak olan kurumlardan ses çıkmıyor. Artık bütün ülkelerin gerçeği görmesi lazım, biz sorumluluğumuzu yerine getiriyor sözü eğip bükmeden söylüyoruz. İşte bunun için Piri Reis sondaj çalışması yapmaya başladı, bu bir iradedir bu varlığımızın orada ortaya koymaktır, tribünden maç seyretmiyoruz efendiler biz ülke yönetiyoruz, bugüne kadar gelen iktidarlar bunları yaptı tribünden maç izledi. Dünya da işlenen bütün zulümler, bütün haksızlıklar birbirleriyle irtibatlıdır. Bizim zulme ve haksızlığa karşı tavrımız ilkeseldir. Bugün attığımız her adımda geçmişte eksik bırakılan bazı şeyleri de tamamlamaya çalışıyoruz, bölgemizde tarih adeta yeni baştan yazılırken bütün bunlardan bize ne? Diyebilir miyiz, çalışma odanızın camından bakarak dışarıyı göremezsiniz o buzlu camların ardından Somali, Gazze, Irak, Suriye görünmez, AK Parti olarak bizler siyasetin hakkını vermeye, milletimize olan borcumuzu hakkıyla ödemeye kararlıyız. Genel merkezimizden ilçe başkanlıklarımıza kadar ülke meselelerimizin takipçisi olacağız, bugünün dünyasının gerektirdiği tüm donanımları tesis ederek laf değil, iş üreteceğiz. AK Parti bu anlamda Türk siyasetini hizmet rotasında tutmanın sorumluluğunu taşıyor. Her arkadaşımın bu sorumlulukla hareket edeceğine gönülden inanıyorum.
DÜNYANIN EN HIZLI BÜYÜYEN EKONOMİSİNE SAHİBİZ
Türkiye tek boyutlu bir siyasetle yönetilmiyor, attığımız bütün adımlar birbirini takip ediyor sadece dünyayla ilgilenmiyor aynı zamanda büyüyor ve kalkınıyoruz. Daha dün seçimden çıktık ama seçimlerden sonra ülkemize kazandırdığımız büyük eserlerin açılışını yaptık Ramazan ayı sonrasında Ankara, Konya arasında ki Yüksek Hızlı Tren hattının açılışını yaptık. Kayseri'de ilk şehir hastanesinin temelini attık, donanmamıza ilk milli harp gemimizi dün biz kazandırdık. Heybeliada'yı Deniz Kuvvetleri'ne teslim ettik ve Büyükada'yı da denize indirdik. 15 bin kilometre duble yol hedefimizi Şile'de açtığımız yolla aştık, küresel ekonomik kriz döneminde ülkemizde toplam istihdam hiç bir zaman azalmadı, krizin en yoğun yaşandığı 2009 yılında bile 89 bin kişi olarak istihdamımızı arttırdık. G- 20 ülkeleri içinde Türkiye 1. olmuştur, muhalefet bunları takip ediyor mu? Hayır, böyle bir dertleri yok, bunları söylemek gibi bir nezaketi var mı? Hayır, ama Batı'da siyaset böyle değil onlar doğruya doğru yönetimi bilirler. Bizimkilerin siyaset anlayışı farklı, işte bu çabaların sonucu olarak onların bu olumsuzluğuna rağmen biz kararlılıkla çalışıyoruz ve dünyada en hızlı büyüyen ekonomi Çin'le beraber Türkiye'dir. Türkiye bütün şehirleri, bölgeleriyle kalkınırken milletimizi, ekmeği, aşı büyüsün diye gayret eder ve milletimiz bunu yaşarken ihanet odakları da boş durmuyor.
CİĞERİM YANIYOR CİĞERİM
Geçtiğimiz günlerde eli kanlı terör örgütünün saldırıları bir kez daha yüreğimizi yaktı, Türkiye'ye musallat edilen bu cinayet örgütünün kime nasıl saldırdığını iyi görmek gerekir, bu cinayet örgütü ne istiyor? Kim adına, kim için? Neyin karşılığında taşeronluk yapıyor? 74 milyona sesleniyorum, bunlar düğünevini cenazevine çevirdiler, futbol oynayan, markette evine ekmek alan polisime kurşun sıkıyor, Siirt'te bir mutluluğu paylaşmaya giden masum genç kızlara alçakça pusu kurarak onları şehit ediyor, bu terör örgütü acaba neyin mücadelesini veriyor, savunmasız masum insanlara karşı saldıran bu terörü neyle ifade etmek gerekiyor? Yüzlerce kurşunla saldıran bu terör örgütü neyin mücadelesini veriyor, 4 kızımıza yanındaki arkadaşlarına kurşun sıkıyor hale bak. Bu cinayetleri tasarlayanlar, kan dökerek hangi emellerine ulaşmış oluyorlar? Ondan sonra bakıyorsunuz laubali şekilde özür beyanları bilmem neler, ne anlatıyorsunuz, kime anlatıyorsunuz? Bunlarda samimiyet yok, dürüstlük yok bunlar bu ülkede cinayet şebekesi olarak buradan rant elde ediyorlar. Sadece onlar değil onların uzantısı olanlarda rant elde ediyor, burada siyasi uzantıları da rant elde ediyor, Sayın Başbakan sert konuşuyorsun diyorlar, ciğerim yanıyor, ciğerim neyin sertinden bahsediyorsun?
MABETLERİNİZE ROKET ATAN BU ÖRGÜTE NASIL DESTEK VERİYORSUNUZ ?
Ankara'da insanlar bombayla öldürülüyor, bu şebeke hangi insani değerlerle ifade edilecek, bunlara gönül verenler, destekleyenler bunlara oylarını verenler tarihe hesabını nasıl verecekler? Burada kalkıpta benim Kürt kökenli vatandaşlarımın istismarını yapmanın hiç bir anlamı yoktur, bir insan bu hayatı niye yaşar ve bu hayatı yaşarken 9 yıl öncesine kadar bu ülkede 74 milyon vatandaşımıza şuan itibariyle getirilen hakların, imkanların hiçbirisi var mıydı? Ve hala bu hizmeti vermeye çalışan iktidar varken bunlar neler yapmıştır, terör örgütünden kaçmak isteyen 5 kadın militanı ki biri 17 yaşında henüz işkenceyle bir mağarada kurşuna diziyorlar ve 1 yıl sonra ailelerine kızlarınız gaz zehirlenmesinden öldü diyorlar, buyurun tablo bu. Bu nasıl bir alçalıştır, nasıl bir zehirlenmedir? İşte dün değil evvelsi gün Batman'da araç taranıyor ve hamile kadın şehit oluyor, 8 aylık yavrusu hastanede kurtarılıyor, 4 yaşındaki kızı da şehit oluyor bu örgütün bir insani değere inandığını kim söylüyor? Sizin kültürünüz size acımasızca bu insanları öldürme yetkisini nasıl veriyor ben böyle bir kültürü tanımıyorum, böyle bir kültür olamaz. Sabah namazına hazırlanan bir imama kurşun sıkan bu örgüt bütün mukaddes değerleri çiğneyerek nereye varmak istiyor, mabetlerimize varıncaya kadar roket atan bu örgüt nereye varmak istiyor? Kürt kardeşlerime soruyorum, mabetlerinize roket atan bu örgüte nasıl destek veriyorsunuz? Bu sadece bizim görevimiz değil bunu devlet, millet el ele yapacağız, el ele yaparak bunları yalnız bırakmalıyız. Aldığım oyun yüzde 90'ı nı PKK'yı destekleyenlerden alıyorum diyen bir siyasetçi bu ülkede oy alıyor ve siyaset yapıyor. Türkiye eski karanlık günlere dönmemek, meşruiyet zemininden geriye doğru bir adım bile atmadan kandan beslenen bu zihniyeti bu ülkenin yakasından düşürecektir. Yeter ki kardeşliğimizi yaşatmaya özenle devam edelim, yeter ki büyük fotoğraf içinde millet olarak uyanık olalım.
TBMM YOL GÖSTERİCİ OLACAKTIR
Türkiye Büyük Millet Meclisi 1 Ekim'de açılıyor, siyasetimizin ana gayesi demokrasi ve hukuktur, AK Parti'ye göre yeni dönemin başarısı milletçe birlik ve beraberlik ruhuna sahip çıkmamıza benzer. Bu noktada iktidar partisiyle demokrasinin vazgeçilmez unsuru olan muhalefet partilerimizin sorumluluğu büyüktür, bu noktada terörle birlikte mücadele ve siyasetle müzakere biz bunların hiç bir zaman bizim görev alanımız dışında olduğunu söylemedik. Yeni bir Anayasa için partimiz eş temsilcisi ile MHP temsilcisi görüştü, yarın CHP ile görüşülecek yeni bir Anayasa için siyasi partilerimizin büyük değişime destek vermelerini son derece önemsiyorum. Hiç bir ön şartımız yok tek sorumluluğumuz ön yargılardan arındırılmış bir şekilde Meclis başkanımızın önderliğinde bir komisyonla oluşturulması. Bu konuda söyleyecek sözü olan kim varsa, akademisyeni, medyası, milletimizin kendisi, hepsinin söyleyeceği sözü bekliyoruz. Her partinin mutfağında yapacağı hazırlık vardır, hazırlıklardan sonra bu arzulanan yeni Anayasa'yı hep birlikte kurmuş olacağız, bu alanda TBMM'nin rehberliği hepimiz için yol gösterici olacaktır.