Ernst'in Guti performansı

Beşiktaş’ın son dört sezondur en büyük ihtiyacı, oyunu kuracak, forvet oyuncularına ...


Beşiktaş’ın son dört sezondur en büyük ihtiyacı, oyunu kuracak, forvet oyuncularına gol pozisyonu hazırlayacak ve onlara asist yapacak yaratıcı bir orta saha oyuncusuydu. Delgado’nun yıllarca süren inişli çıkışlı grafiği takımının bu derdine derman olmadığı gibi söz konusu eksikliği kapatmak için transfer edilen Tabata’nın hem maddi hem de manevi açıdan başarısız bir transfer olması, Tello’nun da istikrarsız görüntüsü Beşiktaş’ın bu büyük eksikliğini ortadan kaldırmadı.

Dikkat edilirse 2009 yılında kazanılan iki kupa şampiyonluğunda en büyük pay, muhtemelen son tam sezonunu oynayan, Yusuf Şimşek’in oldu. Zira tecrübeli futbolcu, adeta kendisine inananları mahcup etmemek istercesine ortaya koyduğu üst düzey çaba ile kariyerinin en parlak sezonlarından birini geçirirken attığı gollerden ziyade asistleri ile takımına çok önemli bir katkıda bulunmuştu.

İyi forvet oyuncularına sahip olan Beşiktaş, bu sezon yıllar sonra tam da ihtiyacı olan bir oyuncuya kavuştu: Guti. Elbette takımın oyun sisteminin hücuma dönük bir yapıya geçmesinin de bunda payı var fakat geçen sezonu maç başına 1.38 gol ortalamasıyla kapatan siyah beyazlıların bu sene ligde, Guti’nin olduğu maçlarda bu ortalamayı 2.75’e çıkarması İspanyol oyuncunun takım için nedenli önemli olduğunu çok açık bir şekilde gösteriyor.

Antalyaspor karşısında Beşiktaş’ın zorlanmasının en büyük nedeni oyunu rakip yarı sahada oynayan ve temel olarak hücuma dayalı bir oyun anlayışını benimseyen siyah beyazlıların gol pozisyonu bulmakta zorlanmasıydı. Nitekim ev sahibi takıma çok istediği üç puanı getiren Fabian Ernst’in Bobo'ya yaptığı iki asist ile beklenmedik şekilde bir “Guti performansı” göstermesi oldu.

İnönü’deki karşılaşmanın en dikkat çekici özelliklerinden biri de siyah beyazlıların orta alanının Aurello, Necip ve Ernst gibi klasik “defansif orta saha” oyuncularından oluşmasıydı. Ancak normal şartlarda oldukça savunmaya dönük bir orta saha bloğu olarak değerlendirilecek bu üçlü, dün akşam kendi özelliklerini bir yana bırakarak hücuma dayalı sistemin bir parçası halindeydi. Nitekim Schuster’in oyun anlayışında orta alanda Hakan Arıkan dahi oynasa, onun rakip kale önünde pozisyon almasına şaşırmamak gerekiyor. Bu sistemin artıları ve eksileri uzun uzun tartışılabilir fakat işin püf noktası Alman teknik adamın da her fırsatta dediği gibi yenilenden fazlasının atılması.

Stat Taraftar ve Mücadele

Beşiktaş’a şampiyon olduğu sezonlarda da, ligi zirvenin altında tamamladığı dönemlerde de yapılacak son eleştiri siyah beyazlıların yeterince mücadele etmemesiydi. Mücadeleyi hiçbir zaman elden bırakmayan futbolcuların yanı sıra İnönü Stadı’nın müthiş atmosferi ve taraftarın kesintisiz desteği siyah beyazlar için diğer takımlara kıyasla çok büyük bir avantaj. Beşiktaş sadece bu özellikleri ile geçmişte birçok maç kazandı ve bunu bu sene de birçok maçta tekrarlayacak. Stat, taraftar ve mücadele avantajlarına sahip olan siyah beyazlıların sene sonu performansını ise mücadelenin yanında ortaya bir de iyi futbol koydukları ve asist yapabilen bir oyuncuyla oynadıkları maçlar belirleyecektir.