Bazı sendikacılar

Memur sendikalarıyla hükümet arasında 'toplu görüşme' dün başladı. İlk toplantı haberlerinde, sendikalarımızın hazin durumunu hatırladık!

Memur sendikalarıyla hükümet arasında 'toplu görüşme' dün başladı. İlk toplantı haberlerinde, sendikalarımızın hazin durumunu hatırladık!

Memur sendikalarıyla hükümet arasında ‘toplu görüşme’ dün başladı. İlk toplantı haberlerinde, sendikalarımızın hazin durumunu hatırladık!
Sendikalar, toplu sözleşme, grev ve lokavt kanunlarının 1963 yılında çıkışından sonraki ilk onbeş yılda, sanayide işçilerin yüzde 60 den fazlası bir sendikaya kaydolmuşlardı. Bugün sendikalaşma oranı yüzde 10’un altına indi.
Dünkü toplantı öncesi ve devamında duyduklarım, sendikacılığımızı bir kez daha değerlendirmeme yardımcı oldu.
Memur sendikaları 2001 tarihli, Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu’na göre örgütlenmişlerdir. Değişik işyerlerindeki kamu görevlileri Kanun’un öngördüğü ‘hizmet kollarına’ göre sendikalaşmaktadır.
Kamu-Sen, Memur-Sen ve KESK adlarıyla kurulan üç konfederasyon ‘Toplu görüşme’ toplantılarına katılmaktadır.
Son örnekte Kesk Başkanı Sami Evren’in tutumunu özetledikten sonra genel sendika konusuna geçeceğim:
Hükümetle yapılacak toplantıdan
bir gün önce cumartesi günü düzenlediği basın toplantısında Sayın Evren, ‘toplu Görüşme’nin ilk toplantısına katılıp, hemen ‘toplu sözleşme’ yapalım diyeceğini, diğer sendikaları da bu görüşe katılmasını isteyeceğini söyledi.
(Radikal, 15 Ağustos)
Başkan Evren dün toplantıya girmeden önce de basın mensuplarına açıklama yaptı, bir gün önceki sözlerini tekrarladı, toplu sözleşme yapılması kabul edilmezse uzlaşmazlık tutanağı tutulmasını isteyeceğini, Hükümetin 657 sayılı yasa değişiklik tasarısını geri çekmesini istediklerini belirtti.
Sonra toplantıya katıldı. Kısa bir süre sonra çıktı, orada bulunan gazetecilere, toplantıya girmeden önce basına açıkladıkları görüşleri toplantıda tekrarladığını, seyyanen zammı, 657 sayılı kanunla ilgili değişikliğin geri çekilmesindeki ısrarlarını bildirdiğini söyledi. Sanki gazetecilere konuşmak için çıkmıştı, giderken döndü, salona girdi, biraz sonra da toplantı dağıldı. Önerilen ‘toplu sözleşme’ konusunun hukuki yanları inceleneceği bildirildi.
Sayın Evren, konuşması boyunca ‘oyun oynanıyor’, ‘kavgamız budur’, ‘asla tartışmayız’, ‘son sözümüz’, ‘mücadeleden başka çare yoktur’ gibi deyimler kullandı. Sanki bir düşmanla mücadeleden yeni çıkmıştı ve hemen başka bir düşmanın üzerine gidiyordu!
Bunları dinledikten sonra KESK’in internet sayfasında Sami Evren’in Anayasa değişikliğiyle ilgili görüşünü aradım, bir şey bulamadım!
Daha kanunlaşmadan faydalanmak istediğine göre, kapı kapı dolaşıp EVET istiyor olmalıdır!
657 sayılı kanun, değişiklikler ve devlet yönetimindeki gelişmeler nedeniyle kullanılamaz, tutarsız ve pek çok haksızlığın nedeni haline gelmiştir. KESK bu kanuna getirilen değişiklik önerisinin düzeltilmesini, yenilenmesini değil, bütünüyle geri çekilmesini istiyor. Bunu ‘kavga’ olarak nitelendiriyor.
Yeni bir devlet personel sistem önerisi de bildiğim kadarıyla yok!
Özetleyeyim; sayın Evren gibi sendikacılar arttığı için, sendikalaşma oranı yüzde 10’un altına iniyor, indi! Bunlar, bir görev toplantısı öncesinde iki, toplantı sırasında da iki basın açıklaması yapmasının anlamını kimsenin anlayamayacağını; üyelerinin omuzları üzerinden politika yaptıklarının, üye çıkarlarını, halk dalkavukluğunda kullandıklarının görülmediğini sanıyorlar.
Sendikacılar siyasal partilerin içindeki demokrasi dışı gelişmelerden haklı olarak yakınmaktadırlar. Şimdi sorayım; Sami Evren’i seçenler O’nun yaptıklarını görmüyorlar mı? Veya bunlara karşın O, kendisini seçenleri kongresine nasıl taşıyabiliyor?