Gül sordu: Nasıl oldu?
İlk sonuç: TSK, sınır birliklerinin profesyonel askerlerden oluşması projesini hızlandıracak
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün dün Köşk’te topladığı güvenlik zirvesi üzerine CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaptığı yorum ilginçti .
Kılıçdaroğlu , Gül’ün bu zirveyi daha önce başka toplantılarda olduğu gibi , kamuoyu baskısıyla yapıldığına dikkat çekti . Böyle zirvelerden gerçekten sonuç alınmak isteniyorsa , önceden hazırlık yapılması gereğini vurguladı .
Kılıçdaroğlu’nun sakin üslubunun altında yatan soru aslında şuydu : Bu toplantılar kamuoyunun tepkisini yatıştırmak , ‘Devlet duruma hâkimdir’ görüntüsü oluşturmak amacıyla mı yapılıyordu? Aslında alınan bir önlem olmuyor da vatandaşta güven duygusu oluşturmak amacıyla yetkililer meşgul görünmeyi mi tercih ediyordu?
Kılıçdaroğlu , bugün İstanbul’da Gül tarafından kabul edilirse endişelerini ve görüşlerini Cumhurbaşkanı’na doğrudan iletebilir . Belki CHP’nin bu konudaki görüş ve hazırlıklarını ona bir dosya halinde iletebilir .
MHP lideri Devlet Bahçeli’nin dün Gül ile ( bir terörizm dosyası sunduğu ) görüşmeden sonra yaptığı ‘Uçurumun kenarındayız’ açıklaması artık geçici önlemlerin , nutukların , vaatlerin bir anlam ifade etmeyecek noktaya geldiğini gösteriyor .
Bunun bir kanıtı da BDP adına Köşk’e çıkan Gülten Kışanak’ın yansıttığı kendi tabanının nabzının , giderek Türkiye’nin geri kalanından uzaklaşıyor olması .
Diyarbakır’da neler oluyor?
Ankara’da Köşk’te Gül’ün çağrısıyla bir araya gelen Başbakan Tayyip Erdoğan ve güvenlikle ilgili bakanları daha sonra Bakanlar Kurulu toplantısına geçtiler .
Erdoğan , Şemdinli baskınının hemen ardından bölgeye gitti , basılan karakol bölgesinde baskın hakkında bilgi aldı .
Ama Ankara , Diyarbakır’da başka neler oluyor duyuyor mu acaba?
BDP’nin 19 ve 20 Haziran tarihlerinde , yani Türkiye’nin dikkati Şemdinli’deyken Diyarbakır’da yaptığı ‘İl Genel Meclisi Başkanları ve Belediye Başkanları’ toplantısında ne kadar alındı bilen var mı?
Duymak isteyenler için söyleyelim : BDP , Doğu ve Güneydoğu’da elinde bulunan belediyeleri ‘özerkleştirmek’ için mücadele kararı aldı .
Bunun ne anlama geldiğini bilen var mı? Onu da söyleyelim : ‘Siyasi yetkiyi hakle devretmek’ adı altında , bir tür ikili iktidar modelinin ilk aşaması olarak , belediyeler üzerinde İçişleri Bakanlığı yetki ve otoritesini reddetmeye hazırlanıyor BDP .
Bunu yalnızca çoğu ( daha önce DTP , şimdi ) BDP’nin seçilmiş belediye üyesi olan 1500 kadar kişinin PKK’nın cephe örgütü KCK üyesi olma suçlamasıyla içeri alınmasına tepki olarak yapmıyor ama .
İmralı’da mahpus Abdullah Öcalan ve KCK’nın başı Murat Karayılan’ın son konuşmalarında durduk yerde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden söz etmeleri , ilgilenenler için söylüyorum , sizde de ‘Bayram değil , seyran değil’ duygusu doğurmuyor mu?
Gül’ün aldığı ilk sonuç
Cumhurbaşkanı Gül’ün topladığı ve ‘Neler oldu?’ sorusuna cevap aradığı zirveyi , 24 Haziran’da İstanbul’da planlanan MGK toplantısıyla birlikte düşünmek lazım . Ve aynı gün Gül’ün Harp Akademileri’nde yapacağı konuşmayla . . .
Dünkü açıklamadaki “Son gelişmelerin ışığında kısa ve orta vadeli ilave tedbirler alınması kararlaştırılmıştır . Bu bağlamda istihbarat ve bölgede görev yapan personelin yapısının gözden geçirilmesi hususunun üzerinde durulmuştur” ifadesine gelince .
Sordum ve bu ifadenin ‘içeriden PKK’ya istihbarat sızması’ anlamına gelmediği söylendi bana .
Şu anlama geliyormuş : Türk Silahlı Kuvvetleri bundan iki yıl kadar önce , Yaşar Büyükanıt Genelkurmay Başkanı , İlker Başbuğ Kara Kuvvetleri Komutanı , sınır bölgelerinden sorumlu İkinci Ordu Komutanı Necdet Özel de Eğitim Doktrin Komutanı iken , 2009 sonuna dek , özellikle sınır bölgelerinde görev yapan , toplam altı komando tugayının tamamen profesyonellerden oluşacağını açıklamıştı . Sonra bu süre mali ve idari gerekçelerle 2010 ortasına dek uzatıldı . Sayılı gün çabuk geçer , 2010 ortasındayız , sınır bölgesindeki birliklerin tamamen profesyonellerden oluşmadığını Şemdinli’de acı bir şekilde öğrendik .
İşte dün Çankaya’da bu sürecin hızlandırılması istenmiş .
Ama soruna ciddi bir çözüm bulunmadıkça , bir sonraki PKK baskınında şehit edilenler askere yasayla alınanlar değil de , meslek olarak seçenler oldu diye kimse sevinmeyecek herhalde .
Bakın , Diyarbakır’da dün bir sorunumuz daha oldu . Erdoğan , Gül’ün ardından en azından Kılıçdaroğlu ile bu konuları , İstanbul’un havalı kalemlerine de , başka hiçbir medya mensubuna da bir kez olsun duyurmadan görüşmeyi düşünür mü acaba?
Radikal