Fatura hep Türkler'e...

Avrupa Parlamentosu, Kıbrıs konusunda faturayı yine Türkler'e kesmeye hazırlanıyor...

AP hazırladığı bir tasarıda, Kıbrıs konusunun çözümü için sadece Ankara'ya çağrıda bulundu: "Derhal" askerler çekilsin, adaya yerleşmiş Türk vatandaşlarına çözüm bulunsun, Maraş bölgesi "meşru sahiplerine" iade edilsin.

Avrupa Parlamentosu (AP) Kıbrıs'ta tüm sorumluluğu Türkiye'nin omuzlarına yükleyen bir karar oylamaya hazırlanıyor.

Parlamento'nun, Türkiye'nin 2009 yılında gerçekleştirdiği ilerlemeler hakkındaki yıllık olağan karar tasarısında, Ankara'dan "pragmatik davranması" ve Kıbrıs'ta taraflar arasında devam eden müzaereleri kolaylaştırmak amacıyla adadan "derhal" askerlerini çekmesi, adaya yerleşmiş Türk vatandaşları "sorununa" çözüm bulması ve Maraş bölgesini "meşru sahiplerine" iade etmesi isteniyor.

Taslak kararda Ankara'dan Doğu Akdeniz'de Rumların petrol aramasına engel olmaması, Kıbrıs'ta 1974 sonrası yerlerinden edilmiş şahısların haklarına saygı duyması ve kayıp şahıslar konusunda gerekli önlemleri alması da istenmekte.

Taslak metinde, Ankara'nın dört yıldır Katma Protokolü uygulamadığı da belirtiliyor ve bu durumun "müzakere sürecini ciddi biçimde etkileyebileceği" savunuluyor.

TASARININ ARDINDA RUM VE YUNAN VEKİLLER VAR

Kıbrıs konusunun taslak kararda bu denli önemli yer almasının arkasında büyük ölçüde Rum ve Yunan parlamenterler bulunuyor. Metinde Kıbrıs sorununun çözümü konusunda Rumlara yönelik tek bir çağrı dahi yer almıyor.

Taslak kararda Türkiye'den, başta İran konusunda olmak üzere, dış politikasını AB ile koordinasyonlu yürütmesi, Ermenistan'la imzaladığı normalleşme protokollerini de ön koşul olmaksızın onaylanması isteniyor.

DİN DERSLERİ ZORUNLU OLMASIN

Türkiye'nin temel hak ve özgürlükler konusunda 2009 yılında sınırlı reform gerçekleştidiğinin vurgulandığı taslak metinde, Türk toplumundaki "mecvut kutuplaşmadan" kaynaklanan "endişe" dile getiriliyor. Bu çerçevede Türk hükümeti ve parlamentoda temsil edilen siyasi partilere "siyasi rekabet ile pragmatik işbirliği arasında uygun dengeyi bulmaları" çağrısı yapılıyor.

Taslak kararda, siyasi partilerin kapatılmasının zorlaştırılması, silahlı kuvvetlerin tamamen sivil denetim altına alınması, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun yapısının değiştirilmesi, dini azınlıklara tüzel kişilik statüsü verilmesi, Cem evlerinin ibadethane olarak tanınması, din derslerinin zorunlu olmaktan çıkarılması, Fener Rum Patrikhanesi'ne ekümenik sıfatını kullanma hakkı verilmesi ve Heybeliada Ruhban Okulu'nun "derhal" açılması gibi talepler de yer alıyor.

ERGENEKON'U BASKI İÇİN FIRSAT BİLMEYİN

Ergenekon davası konusunda ise; dava sürecinde tüm sanıkların haklarına saygı duyulması gerektiği belirtilerek, Türk hükümetinin "bu süreci fırsat bilip, siyasi muhalifler veya hükümete eleştirel bakan gazeteci ve akademisyenler üzerinde haksız baskı uygulamaması" isteniyor.

Anayasa Mahkemesi'nin DTP'yi kapatma kararının eleştirildiği taslak kararda, PKK şiddeti kınanıyor ve örgütten, "Türk hükümetinin siyasi girişimine yanıt olarak", şiddete son vermesi ve silah bırkaması isteniyor. Metinde, Kürtçe'nin kamu ve özel sektör okullarında öğrenilebilmesi ile siyasi yaşam ve kamuda hizmet alırken kullanılabilmesi de istenmekte.

Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye raportörü Hollandalı Hıristiyan Demokrat parlamenter Ria Oomen-Ruijten tarafından hazırlanan taslak karar metni, parlamento genel kurulunun 10 Şubat'ta Strasbourg'da düzenlenecek genel kurul oturumunda tartışılıp oylamaya sunulacak. Parlamento aynı oturum sonunda AB üyeliğine aday diğer iki ülke olan Hırvatistan ve Makedonya hakkında hazırlanan karar metinlerini de oylayacak.