Gandi Başbakan'ı böyle bombaladı!

Yeni yasama yılının ilk grup toplantısında Kılıçdaroğlu içini döktü... Referandum öncesi Erdoğan'ın Diyarbakır mitingine değinen CHP Lideri, içine sindiremediklerini anlattı.

Referandum yorgunu CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu yasama yılının ilk grup toplantısında adeta içini döktü.

Erdoğan'ın Diyarbakır konuşmasına işaret eden Kılıçdaroğlu, 'Aynı konuşmayı ben yapsaydım...' dedi ve ekledi:

KILIÇDAROĞLU'NUN İÇİNE SİNDİREMEDİĞİ SÖZLER

"Referandum sürecinde pek çok şey tartışıldı ama içime sindiremediğim bir şeyler var. Bu sözümü tüm Diyarbakırlı kardeşlerim dinlesin. 4 Eylül 2010 Sayın Başbakan Diyarbakır'da... 'Evet' istemek için... Gayet doğal.. Erdoğan gitti dediki, 'Diyarbakır cezaevinde büyük işkenceler yapıldı, O hapishaneyi yıkacağım ve izlerini sileceğim... Size daha modern bir hapishane yapacağım'

NEDEN ÇİFTE STANDART YAPILIYOR

Diyarbakırlı kardeşlerime sorum şu: Dünyanın hangi demokrasisinde bir Başbakan gelip bunları söyler... Bir sorum daha var... Diyelimki ben gitseydim ve deseydim ki; 'Bu hapishaneyi yıkıp, size daha modern bir hapishane yapacağız'... Yer yerinden oynardı... Ne televizyon kalırdı ne gazete... Yer gök inlerdi... "Şu CHP'ye bak Allah aşkına" derlerdi... Neden Başbakan söylediğinde kimse bir şey söylemiyor... Bu çifte standardı da vicdanı olan her vatandaşımın vicdanına havale ediyorum."

2011'DE İKTİDARIZ ÇIKIŞI!

Anamuhalefet gömleğinin kendilerine dar geldiğini belirten Kılıçdaroğlu, zafer için kararlılıktan vazgeçmeyeceklerini belirtti:

"AK Parti iktidarda kalmak için her türlü baskıyı göze alan bir partidir. O nedenle 2011 seçimlerinde tüm bu gerçekleri bilerek yolumuza devam edeceğiz. Göreceksiniz baskıları artacak. Öyle olaylara tanık olduk ki demokrasi adına utandık. Ama bunlar bizim başarımız için mazeret değildir. Biz tüm bu zorlukları görğüsleyerek iktidar olmak zorundayız. Ortaya çıkan sonuç bize anamuhalefet gömleğinin dar geldiğini görmektir. Yolun başındayız ama önümüzde iktidar var... Kararlılıkla yürüyeceğiz... Yolun sonunda iktidar var... O iktidar halkın iktidarıdır... O iktidar demokrasiyi getirecektir..."

ERDOĞAN'IN ÜSLUBU BOZUK

Başbakan Erdoğan'ın üslubunu eleştiren Kemal Kılıçdaroğlu, yakın tarihte yaptığı 'Balkon konuşmasından' buna örnek verdi:

"Referandum sonrası Sayın Başbakan bir konuşma yaptı. Medyadaki adıyla balkon konuşması... Güzel şeylerden söz etti ama tehditlerden şantajlardan söz etmeyi de unutmadı.

'Kışkırtıcılar, basiretsizler, krili oyunlar tezgahlayanlar' dedi. Bu üslup Sayın Başbakan'ın şahsiyetine yakışıyor. Bir siyasetçi halka örnek olmalıdır. Kullandığı dil Sayın Cumhurbaşkanı'nı bile rahatsız eder duruma gelmiştir. Bu dili kullanmak halka en büyük saygısızlıktır. Saygı Recep Bey'in defterinde var mı diyeceksiniz? Olduğunu ben sanmıyorum..."

AVCI'NIN KİTABINDAKİ İDDİALAR TEK TEK ARAŞTIRILMALI

Haliç'te Yaşayan Simonlar kitabıyla gündem yaratan Hanefi Avcı konusuna da değinen CHP Lideri, Avcı'nın tutukluluğunu eleştirerek, kitaptaki tüm iddiaların bir bir araştırılması gerektiğini şu sözlerle vurguladı:

"Orhan Pamuk'u hepimiz tanırız. Yeni Hayat isimli kitabında şöyle başlıyor. Bir gün bir kitap okudum tüm hayatım değişti. Bizde de eski bir istihbaratçı, bir kitap yazdı ve hayatı değişti. Size şimdi demokrasinin geldiği noktayı göstermek için bunları anlatıyorum

Ne diyor Hanefi Avı, 'Binlerce telefon yasadışı dinleniyor'... Örnek de veriyor kitabında... Nasıl dinlendiğini de söylüyor... Ben bunu Adalet Bakanı'na anlattığım zaman inanmadı diyor.

Başka ne diyor? Diyor ki; Devletin demirbaş listesinde kayıtlı olmayan yasadışı dinleme aletleri var diyor. Bunlar nedir? İddilar... Ama çok ciddi iddialar... Bu iddialar sıradan bir vatandaşın, ya da bir gazetecinin iddiası değil... Bunlar bir polis müdürünün iddiaları... Bu iddialar araştırılması gerekiyor...

BİR GÜNDE O KİTABI NASIL OKUDUNUZ?

Bu iddialar vahim mi, vahim... Devlette olması gereken saydamlık ülkesine uygun mu? Hayır... Bunlar konuyu araştırmamak için çaba harıcıyor... Bırakın araştırmayı 19.08.2010'da kitap çıkıyor... Ertesi gün Hanefi Avcı hakkında 8 soruşturma başlatılıyor... Bir günde 608 sayfalık kitabı nasıl okudun sen. Medyaya da bu konuda baskı var...

Bakınız Sayın Avcı, 'Kanunsuz dinlemeleri tespit etmek çok kolay' diyor. Yaptılar mı peki anlatılanları... Yapmadılar... Şimdi Sayın Başbakan'a soracağız... 'Siz hangi gerekçeyle bu soruşturmaları engelliyorsunuz?' Eğer engelleniyorsa bu ülkede demokrasi yoktur! Sayın Başbakan ya bunu yapar, ya da biz başka yollara başvururuz. Kimsenin telefonları yasadışı dinlenemez. Dinlenmemelidir!

BEKİR COŞKUN İÇİN İKTİDAR BASKISI

Kılıçdaroğlu, Bekir Coşkun'un Habertürk'ten çıkarılması konusunu ise 'Referandumun ilk sonuçları gelmeye başladı...' diye değerlendirdi. Ardından da AK Parti'nin medya üzerinde büyük bir baskı kurduğunu ifade etti:

"Brüksele gittik... Bizi şöyle tanıyorlardı... CHP statükocudur... Referomlara itiraz eder... Onlara şunu söyledik, hangi reforma itiraz ettik, örnek verin... Ama örnek yok... 'Biz değişimlerden yanayız... Siyasetçinin halka hesap vermesinden yanayız' dedik. 'Ama biz AB'nin Türkiye'ye çifte standart uygulamasına da karşıyız' dedik. Bunu anlattıktan sonra da üniversiteler örneğini verdim kendilerini. Sizin ülkenizde 48 gazetecinin hapiste olduğu bir örnek verebilir misiniz? dedim... İnanamadılar... O sırada Bekir Coşkun'un işine son verildiği haberini aldım. Bunu da oradakilere esprili bir dille anlattım... 'Referandumun ilk sonuçlarını almaya başladık, Bekir Coşkun işten çıkarılmış' dedim. Yine inanamadılar... Medya üzerinde baskılar var... Türkiye'de kimin demokrat olup olmadığını onlara anlatacağız...

Medyada çifte standart, baskılama, adı konmamış bir sıkı yönetim AKP hükümetiyle beraber adım adım geldi. Adına sıkı yönetim demenin anlamı yok ki... İstediğiniz gibi konuşursunuz kimse sizi eleştiremez... Ama size söz son CHP'li kalıncaya kadar tüm bu kirli çamaşırları açığa çıkaracağız... Bu anlayış nedir biliyor musunuz? Cumhuriyete ihanet anlayışıdır."