Balbay çapraz sorguda sustu

Mustafa Balbay'ın çapraz sorgusu başlarken, Balbay sorguda bir çok soruya 'hatırlamıyorum, bilmiyorum' cevabı verdiği bildirildi.

İkinci Ergenekon davasının dünkü duruşmasında Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay'ın çapraz sorgusuna başlandı. Balbay, günlüğünde tuttuğu 'darbe notları'yla ilgili soruları 'gazetecilik faaliyeti' diyerek geçiştirdi. Balbay, darbe notlarını savcılıkta kabul etmiş ancak mahkemede 'montaj' demişti.

Savcı, 'neresinin montaj olduğunu' sordu. Balbay, "Hatırlamıyorum." demekle yetindi. Darbe notlarını niçin sildiğini de açıklayamadı.

İkinci Ergenekon davasının 19. duruşması İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde görüldü. Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay'ın cumhuriyet savcısı ile nöbetçi hakime verdiği ek ifadelerinin okunması tamamlandı. Mahkeme heyetinin kararının ardından çapraz sorguya geçildi. Balbay, sorgusunda 'darbe notlarına' ilişkin sorulara kaçamak cevaplar verdi. 'Balbay günlükleri' olarak kamuoyuna yansıyan darbe notları, Ergenekon davası sanıkları Şener Eruygur, Levent Ersöz, Hasan Atilla Uğur'la ilişkileri, Kent Otel ve Ehli Dil toplantılarına ilişkin soruları yanıtlamak istemedi.

DARBE NOTLARINI NEDEN SİLDİNİZ?

Savcı Nihat Taşkın'ın, "Sizin savcılık sorgunuzu da ben yapmıştım. Orada günlükleri sorduğumda kabul etmiş ve 'haber amaçlı notlar' demiştiniz. Hangi bölümlerin montaj olduğuna, hangi bölümlerin sonradan oluşturulduğuna açıklık getirebilir misiniz? Savunmanızdaki çelişkiyi açıklar mısınız? Mahkemede ise bunların tahrif edilmiş, montaj olduğunu söylediniz. Buradaki çelişkiyi açıklar mısınız?" sorusuna, gazeteci olduğunu ve aldığı notların suç olmadığını söyleyerek cevap verdi. Notların 1998-2005 yılları arasına ait olduğunu ifade eden Balbay, uzun zaman geçtiği için tam hatırlamadığını savundu. Mahkeme Başkanı Köksal Şengün'ün, "Aradaki çelişki soruluyor." şeklinde hatırlatmada bulunması üzerine Balbay, "Savcılık ifadesinde hiç kaçamak cevap vermedim. Şu anda da kaçamak cevap verme taraftarı değilim." diye cevap verdi. Savcı Taşkın ise Balbay'a niçin darbe notlarına ilişkin bölümü sildiğini ısrarla sorarak, "Notların önemli olup olmadığını nasıl ayırıyorsunuz? Notları neden sildiniz?" diye sordu. Balbay, buna cevap vermedi.

Sorgusunda 'gazeteci terörist' olamayacağını sık sık tekrarlayan Balbay'a cevabı yine Savcı Taşkın verdi. Taşkın, "Terör suçu sadece silah alıp dağa çıkmakla olmaz. Hükümete karşı suçlar da terör suçu kapsamındadır ve siz bununla suçlanıyorsunuz." şeklinde cevap verdi. Balbay, soruların tamamına yakınını "Ben bunları cevaplamıştım." diyerek geçiştirdi.

İŞTE CEVAPSIZ KALAN SORULARDAN BAZILARI


"Şener Eruygur'un size söylediği sözleri 'AKP'yi orta vadede parçalayabiliriz.' şeklinde not etmişsiniz. Bu Ayışığı darbe planıyla uygunluk gösteriyor. Yasa dışı faaliyet sayılabilecek bu planların size aktarılmasının nedeni nedir? Bu görüşmede aldığınız notları haber yaptınız mı?"

"(Şimdi darbe olmaz. 28 Şubat gibi ortam uygun değil. Bizim yapmamız gereken onları korkutmaktır.) diye not almışsınız. Bu görüşmeyi haber yaptınız mı?"

"Gizli kalması gereken MGK notları size neden verildi? 'MGK'da hepsini tavsiye etmeliyiz.' sözünü açıklar mısınız? 'Manisa'daki evde arama yapılacak. Bülent Arınç savcıyı aramış, annemin eşyaları var, kırıp dökmesinler demiş.' Söz konusu notlarda Şener diye birinden bilgiyi aldığınız yazıyor. Size haber veren bu Şener kimdir?"

"Levent Ersöz ve Hasan Atilla Uğur'la görüşmenizde 'medya patronlarının dürtülmesini' söylüyorsunuz. Bundaki amacınız nedir? Bu görüşmede görüldüğü üzere bir gazeteci olarak görevdeki askere akıl veriyorsunuz. Gazetecilik yapmak yerine akıl vermedeki amacınız nedir?"

"Notlarınızda Batı Çalışma Grubu yerine yeni bir 'Çalışma Grubu' kuruldu demişsiniz. Bu grubu açıklar mısınız?"

Mustafa Balbay, tutuklu sanıklardan eski Türk Metal Sendikası Başkanı Mustafa Özbek'i 2004 yılından beri tanıdığını anlattı. Özbek'le yaptığı telefon görüşmelerini şöyle anlattı: "Özbek'in güçlü bir sendikası var. Bunu 'Türkiye'nin yararına kullanabilir miyim?' diye kafa yoran bir insan. Bu ülkenin sorunlarını, kendi başına bir şey gelmiş gibi düşünen bir insandır. 'Bir parti mi olur, yoksa mevcut bir partiyle mi olur?' diye görüşlerde bulunuyorduk. 'Adaşım yeni oluşumla sen çık.' dedi. Ben, Cumhuriyet'e aitim, Cumhuriyet'le bütünleşmiş bir insan olduğum için kabul etmedim."