''Küpüne sığmayan'' kadınlar - BİLECİK
Köydeki sinir ve MS hastalığı olanlarla bir araya geldiklerini ve 8 kişi ile bir odada ahşap boyama yaptıklarını anlatan Bakkal, "Halk Eğitim Müdürlüğüne gittim, projelerimizi anlattım. Onlar da bizi bünyelerine aldılar. 2 yıldır halk eğitimin öğrencisi durumundayız, çeşitli sertifikalar aldık." dedi.
Bakkal, üç yıl önce Küplü Köyü Derneği kurulduğunu aktararak, "Biz de geçen yıl Küpüne Sığmayan Melekler adı altında proje yaptık, bunu İçişleri Bakanlığına sunduk. Proje kapsamında kadınlar, yöresel yemeğini yapacak, torbasını dikecek, kutusunu boyayacak, torbaya doldurduğu tarhanayı kutusuna koyacak, üstüne de sabunu koyduktan sonra bunların satışını internetten yapacak diye karar verildi.
Projemiz onaylandı. O gün başladık dernek olarak çalışmaya." diye konuştu.
Belediyenin kendilerine Şeyh Edebali Türbesi'nin yanında bir dükkan tahsis ettiğini anlatan Bakkal, şöyle devam etti:"Burada çok iyi iş yaptık, istek fazlaydı. Eskileri yeniliyoruz. Sobalar için kullanılan kovalardan tutun çöpe atılacak sehpalara kadar üzerinde çalışıyoruz, yeni hale getiriyoruz. Renk değiştiriyor, hayat buluyorlar. Yöresel yemeklerimizi yapıyoruz, satıyor gelir sağlıyoruz. İlk başta kadınlarımızın eşleri biraz tepkiliydi ama şimdi mutlu olduğumuzu görünce onlar da mutlu oluyor. Haftanın her günü üretiyoruz, gerekirse geceleri de çalışıyoruz. Talep çok. Kadınlar olarak hep varız. Hem bu dükkanda hem de internet üzerinden satış yapıyoruz."Evli ve iki çocuk annesi 50 yaşındaki Gülsüm Dumansızoğlu, hobi amaçlı kursa başladığını belirterek, "Öğreticilik yapma pozisyonuna da geldim. Kendimde o yeteneği, güveni de buluyorum. Çok mutluyum burada, boş zamanlarımı değerlendiriyorum. Üretmek her zaman güzel." dedi.
57 yaşındaki iki çocuk annesi Fatma Uzunköprü ise "Önceden hiç ilgimi çekmiyordu. Bir gün öylesine gezmeye geldim, çok hoşuma gitti. Bir başladım daha çıkamadım. Sehpalar, ekmek kutuları, tepsiler yaptım." ifadesini kullandı.Ev hanımı 52 yaşındaki bir çocuk annesi Emine Gür de bir sehpa boyamak için geldiğini belirterek, "Yirminci sehpayı boyadım. Şu anda kutu yapıyorum. Kemik erimem var, kırılmalarım oluyor. Burada sürekli kendimi dinliyorum. Arkadaşlarla çay, kahve içiyoruz, sohbet ediyoruz. Gerçekten bir terapi oldu benim için." diye konuştu.
Kursiyer 46 yaşındaki Işıl Uysal da komşularına ve arkadaşlarına özenerek geldiği kursta çok mutlu olduğunu ve çocuklarının tam desteğini gördüğünü kaydetti.
Siyer Öğretim Üyesi Oyaca Muhabir Halk Eğitim
7 Mart 2018 Çarşamba günü yayınlandı