22 yıldır devam eden restorasyonda sona gelindi - NİĞDE
Açıkgöz, "Bazilikal planlı, 3 nefli bir kilise. İçindeki duvar resimlerinin 11 - 12. yüzyılda yapıldığı tahmin ediliyor. 1977'ye kadar tamamen sağlam, ayakta bir kilise. O zamana kadar köyden bir vatandaş büyük olasılıkla burayı depo olarak kullanıyormuş. 1977'li yıllarda tescil edildikten sonra vatandaşın içeriden çıkması istenmiş ve bir süre sonra da kilisede patlama olmuş. Şu anda bize kalan sadece orta nef ve kuzey duvarı." diye konuştu.
Kilisenin patlamadan sonra uzun bir süre bakımsız kaldığını aktaran Açıkgöz, 1996 yılında Niğde Müzesi başkanlığında, Hacettepe Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümünden Prof. Dr. Sacit Pekak'in bilimsel danışmanlığında ilk kazı ve restorasyon çalışmalarının başladığını söyledi.
- İsa'nın mucizelerinden kesitler yer alıyorAçıkgöz, kazı ve restorasyon çalışmalarının 1996 yılından bu yana devam ettiğini ve artık son aşamaya gelindiğini dile getirerek, şöyle konuştu:"1996'dan 2013'e kadar buradaki kazı ve restorasyona devam ettik. 1997 - 1998 yıllarında benim de katıldığım çalışmalarla duvar resimlerinde ilk ön sağlamlaştırmaları yaptık. Daha sonra da duvar resimleriyle ilgili çalışmaları 2007 - 2011 yılları arasında restorasyonla tamamladık ve bugünkü görünümlerine ulaştık. Kuzey duvarının iç bölümündeki duvar resimleri günümüze ulaşabildi. Gerçekten iyi kalitede yapılmış, büyük olasılıkla fresko tekniğiyle ıslak sıva üzerine yapılmış. Hz. İsa'nın hayatından alınan sahneler ve yerel azizler, baş melekler, bu kiliseye adını veren kişilerin resimleri görülüyor." Niğde 'nin adının tarihte ilk defa geçtiği Hitit hiyeroglifi ile yazılan kitabenin de burada kilisenin içerisinde bulunduğuna dikkati çeken Açıkgöz, bu kitabenin Niğde Müzesi'nde sergilendiğini aktardı.Açıkgöz, bugüne kadar titiz bir çalışma sürdürdükleri restorasyonun birkaç ay içerisinde sonuçlanacağını ve kiliseyi gelecek aylarda ziyarete açacaklarını anlatarak, şu değerlendirmelerde bulundu:"İlk başladığımızda geçici bir üst örtü yaptık. Çünkü bu yapının korunması gerekiyordu. Kar ve yağmur sularıyla güneş ışınlarına karşı duvar resimlerinin renklerinin solmaması çok önemliydi. Üst örtü 2001'de yapıldı. Türkiye arkeolojisinde koruma örneği olarak birçok yayın ve sempozyumda anlatıldı. En kısa zamanda buranın açılmasını istiyoruz. 22 yıllık çalışmalarımız bunun için."
Restorasyon Yürüyüş Yolu Hiyeroglif Arkeoloji Ziyaretçiler
9 Ağustos 2018 Perşembe günü yayınlandı