"Koşan dede" durmak bilmiyor - GAZİANTEP - Şehir görüntüsü - Sporcunun evdeki hazırlıkları - Sporcunun evden çıkışı - Sporcunun antrenmanı - Osman Göğebakan'ın konuşması"Koşan dede" durmak bilmiyor - Polis okulunda öğrenci olduğu dönemde merak sardığı atletizmi emeklilik yıllarında da sürdüren Osman Göğebakan, katıldığı ultramaratonlarda onlarca madalya ve kupanın sahibi oldu - Mahalledeki çocukların "koşan dede" diye seslendiği Göğebakan:"Ultramaraton koşan insanlar, 5 yıldızlı hastanede sağlık kontrolünden geçmiş gibi olur. Çünkü tüm organların seni testten geçiriyor koşu yaparken. Hastaneye ne zaman gittiğimi hatırlamıyorum" - "Amacım, önce sağlık, sonra genç nesillere sporun önemini göstermek. Yaşım 60'a yaklaştı, ne bir ilaç kullanırım, ne de doktora gittiğimi hatırlarım"GAZİANTEP (AA) - KEREM KOCALAR - Gaziantep 'te polis okulunda öğrenci olduğu dönemde merak sardığı atletizmi emeklilik yıllarında da sürdüren Osman Göğebakan, katıldığı ultramaratonlarda onlarca madalya ve kupa elde etti.Amanos Dağları'nın eteğindeki İslahiye ilçesinde yaşayan emekli polis memuru Osman Göğebakan (58), hayatının geri kalanını yaşıtlarının aksine doğayla iç içe ve sporla geçiriyor.Günde ortalama 20 kilometre koşan, bu parkurunu ayda 2 kez de 50 kilometreye tamamlayan Göğebakan, mahallesindeki çocuklar tarafından da "koşan dede" olarak adlandırılıyor.Antrenmanlarını genellikle dere kenarında kuş ve böcek seslerinden başka bir gürültünün duyulmadığı Amanos Dağları'nda gerçekleştiren Göğebakan, özellikle akranlarının "Deli misin, bu kadar koşulur mu." eleştirilerine de aldırmadan spordan vazgeçmiyor.Bugüne kadar katıldığı ultramaratonlarda birçok başarı kazanan Göğebakan, yaşıtlarının aksine hiçbir sağlık sorunu yaşamadan hayatını sürdürüyor ve gençleri spora yönlendirmeye gayret ediyor.Osman Göğebakan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, spora 1980'li yıllarda polis okulunda öğrenci olduğu dönemde merak sardığını ve o günden bu yana koştuğunu söyledi.
Günde en az 20 kilometre koştuğunu, ayda en az iki kez de bu mesafeyi 50 kilometrenin üzerine taşıdığını anlatan Göğebakan, "Koşarken genelde doğayla iç içe olabileceğim mekanları tercih ediyorum. Sağlık yönünden kendimi 'süper' hissediyorum. Bir kere sporla ilgilenen insanlar, hiçbir şeye negatif bakmıyor. Bende de öyle. Her şeyi pozitif düşünüp, mutlu yaşıyorsun." ifadelerini kullandı. - "Anam beni bir daha doğurmaz"Koşuya olan merakı nedeniyle zaman zaman bazı eleştiriler aldığını dile getiren Göğebakan, şöyle konuştu:"Akranlarım ve çevremdeki çoğu kişi bana 'deli' diyor. 'Bu kadar koşulur mu.' diyorlar. Ama bu sağlık. Ultramaraton koşan insanlar, 5 yıldızlı hastanede sağlık kontrolünden geçmiş gibi olur. Çünkü tüm organların seni testten geçiriyor koşu yaparken. Hastaneye ne zaman gittiğimi hatırlamıyorum. Doğayla iç içeyim, temiz hava, bol oksijen alıyorum. Amacım, önce sağlık, sonra genç nesillere sporun önemini göstermek. Yaşım 60'a yaklaştı, ne bir ilaç kullanırım, ne de doktora gittiğimi hatırlarım. Gençlere 'Bak sağlık bu.' diyorum. Sigaradan, alkol kullanmaktan uzak durun. Yaşım 60'a yakın, şikayetim yok, doktorla alakam yok. Anam beni bir daha doğurmaz." - İlacı, pekmez ve tereyağlı bulgur pilavıKullandığı hiçbir ilaç olmadığını aktaran Osman Göğebakan, doktora sadece maratonlara katılırken istenen sağlık raporunu almak için gittiğini kaydetti. Göğebakan, ilacının pekmez olduğunu dile getirerek, "Her gün tereyağlı bulgur pilavı yerim. Üstüne de bir bardak pekmez şerbeti içerim. Başka bir şey yok. 1,76 metre boyundayım, 70 kiloyum. Spor yapıp, yiyorum. Diğer insanlar spor yapmadan yiyor, sonra kilo sorunu yaşıyor. Bir oturuşta iki ekmek yerim ama kilo sorunum yok. Benim tavsiyem; insanlar koşuya, yürüyüşe her gün en az 1 saatini ayırsın." Polis MemuruEmekli PolisYıldızlıSağlık RaporuEmeklilik