Yerli Düşünce Derneği, 29. vefat yıl dönümünde Seyid Ahmed Arvasi’yi andı
( ANKARA )- Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu, “Türk-İslam davasının yılmaz savunucusu, büyük mütefekkir, Seyyid Ahmet Arvasi’yi bugün vefatının yıl dönümünde, rahmet ve minnetle anarken bu vesil İslam ümmetinin her bir şerefli evladı, başta da büyük Türk milletinin gençlerini Seyyid Ahmet Arvasi’nin eserlerini okumaya, anlamaya ve de yaşamaya davet edeceğiz”- “Merhum Arvasi, hayatı boyunca Hazreti Peygambere evlad olmanın verdiği şerefle hareket etti ve ceddinin ismine layık bir hayat sürdü” ANKARA
Doğum Günü Ülkücüler Serdengeçti Öğretmen Öğretmenlik
- Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu, “Merhum Arvasi, hayatı boyunca Hazreti Peygambere evlad olmanın verdiği şerefle hareket etti ve ceddinin ismine layık bir hayat sürdü” dedi.
Yerli Düşünce Derneği tarafından düzenlenen Seyid Ahmed Arvasi anma programına konuşmacı olarak katılan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu, “İslam ümmetinin her bir şerefli evladı, başta da büyük Türk milletinin gençlerini Seyyid Ahmet Arvasi’nin eserlerini okumaya, anlamaya ve de yaşamaya davet edeceğiz” ifadelerini kullandı. Topçu, konuşmasında bugünün merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun da doğum günü olduğunu hatırlattı. “Arvasi’nin eserlerini okumaya, anlamaya ve de yaşamaya davet edeceğiz” Seyid Ahmed Arvasi’yi pedagog, eğitimci, yazar, şair ve siyasetçi olarak tanımlayan ve Arvasi’nin 31 Aralık 1988’de vefat ettiğini hatırlatan Yalçın Topçu, “Büyük ülkü devini 29. vefat yıl dönümünde rahmet ve minnetle anıyor, bu vesile hatırlıyor ve hatırlatıyoruz” ifadelerini kullandı. “Ne Türk İslam’ın tezi, ne de İslam Türk’ün antitezidir” ifadelerini kullanan Yalçın Topçu, tez ve antitezin sentezi oluşturduğunu kaydederek, “İslam ve Türk, birbirlerinin antitezleri değil ki sentez oluştursunlar’ diyen ve Türk-İslam ülküsü mefküresini kitaplarına isim olarak veren, ilim, irfan, feraset, fikir ve ahlak abidesi, dava çilesi çekenlerin örnek numunesi, merhamet ve nizam medeniyetinin asrımızdaki mümtaz müjdecisi Seyyid Ahmet Arvasi, aynı zamanda 12 Eylül 1980 darbesi ile tutuklanıp Mamak zindanlarında çile çekmiş bir ülkü devidir. Rahmetli; mağdur ve mazlum alperenler-serdengeçtiler, milliyetçi ülkücüler için zalimlerin kurduğu bu zindanları ‘Medrese-i Yusufiye’ diye adlandırmıştır” dedi.
Seyid Ahmed Arvasi’nin, “İslam dünyasını esir almak isteyen şer kuvvetlerin ilk hedefi Türk devleti ve Türk Milleti olmuştur” tespitini hatırlatan Yalçın Topçu, Seyid Ahmed Arvasi’nin bu tespiti ile ümmete tutması ve yanında olması gereken kardeş elini gösteren Türk-İslam davasının ad sahibi olduğunu kaydetti.
Seyid Ahmed Arvasi’nin bugünkü gençlik ve aydınlar tarafından tam ve kâmil manada bilinmediğini, okunmadığını ve hatırlanmadığını kaydeden Topçu, “Türk-İslam davasının yılmaz savunucusu, büyük mütefekkir, Seyyid Ahmet Arvasi’yi bugün vefatının yıl dönümünde, rahmet ve minnetle anarken bu vesil İslam ümmetinin her bir şerefli evladı, başta da büyük Türk milletinin gençlerini Seyyid Ahmet Arvasi’nin eserlerini okumaya, anlamaya ve de yaşamaya davet edeceğiz” diye konuştu.
“Hazreti Peygambere evlad olmanın verdiği şerefle hareket etti” Seyyid Ahmed Arvasi’nin 1932 yılında Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesinde dünyaya geldiğini kaydeden ve hayatına ilişkin bilgi veren Topçu, “Ailesi Van Bahçesaraylıdır. 1980 yılında bir arkadaşına yazdığı mektupta kendi kökeni hakkında şunları yazmış, mektup daha sonra Ufuk dergisinde yayınlanmıştır, ‘Ailem Arvasi adı ile bilinir. 650 yıldan beri Anadolu’da yaşar. Orhan Gazi ile tanışan ve Anadolu’ya gelen Hacı Kasım-i Bağdadi adında bir zattır. Onun oğullarından biri Van Gölü’nün güneyinde Arvas köyüne yerleşmiştir. Biz ondan türemiş ve çoğalmışız. Çok geniş ve köklü bir aileyiz. Şanlı Peygambere ümmet olmak nimetlerin en büyüğü iken, bir de evlad olarak şereflenmişiz.’ Merhum Arvasi, hayatı boyunca Hazreti Peygambere evlad olmanın verdiği şerefle hareket etti ve ceddinin ismine layık bir hayat sürdü. İlköğrenimini Van’da tamamladıktan sonra Van-Muradiye Alpaslan Öğretmen Okulu’ndan mezun olarak öğretmenlik vazifesine başladı.
Gazi Eğitim Enstitüsü Pedagoji Bölümünü 1958 yılında bitirip değişik eğitim enstitülerinde görev yaptı. 1978’de İstanbul Atatürk Eğitim Enstitüsü bünyesinde bulunan Ülkücülere yönelik baskı ve sürgünler karşısında emekliye ayrıldı ve 1979 yılında yapılan MHP genel kongresinde, genel idare kurulu üyesi sıfatıyla faal siyasete katıldı.
Bu arada dönemin güçlü gazetesi olan Türk milliyetçilerinin sesi Hergün’de, ‘Türk İslam Ülküsü’ isimli köşesinde yazılar yazmaya başladı” şeklinde konuştu.
(DY-
31 Aralık 2017 Pazar günü yayınlandı