Teknolojiye direnen meslek: Çömlekçilik

- Üretim haneden ve kullanılan topraklardan detaylar
Çömlekçi Testis Zeytinyağı Etiler Irak 

-- üretilen testi ve güveçlerden detaylar
-- üretimin yapılma aşamaları
-- ustaların ellerinde şekillenmesi
-- röportaj
-- ustanın çömlek konusunda verdiği tüyolar
-- çömlek fırınından detaylar
-- Üretilen ürünlerden son detaylar

( GAZİANTEP )- Tarihin en eski meslekleri arasında gösterilen çömlekçilik yok olma tehlikesiyle karşı karşıya GAZİANTEP

- Anadolu’da, milattan önce 6000'li yıllarda ortaya çıktığı bilinen çömlekçiliğin, günümüze kadar uzanan ustaları çırak yetiştiremedikleri için dert yanıyor. Toprağın insan eliyle emeğe bürünerek şekillendiği bu zanaat geçmişten bu yana yemek kabı, zeytinyağı saklama küpü ve testi gibi sayısız türde üretilerek insanlığın hizmetine sunuldu. Şimdilerde dekoratif eserlerin de eklenmesiyle popülerlik kazanılmaya çalışılsa da yok olmayla karşı karşıya. Tarihin en eski meslekleri arasında gösterilen çömlekçiliğin yok olmasından korkan çömlek ustası Tekin Özkalkan, yaşadığı korkuyu ‘Bizde su testisi gibi kırılıp gideceğiz’ söyleriyle ifade ediyor. Ailesinin 3 nesildir Gaziantep’te, çömlek ustalığı ile yaşamını sürdürdüğünü belirten 51 yaşındaki çömlek ustası Özkalkan, kendisiyle birlikte çalışan ve 60 yaşını geçen ustalarına bir şey olması durumunda mesleğin bitebileceğini söyledi.

“Plastik kullanımı artıkça küp işi bitti” Gaziantep’te, plastik kaplar yokken ilk önce dedesinin bu işi kentte yapmaya başladığını belirten Özkalkan, “Turşu, salça, yağ ve peynir küpleri üretirdi. Dedemden babam öğrenmiş, babamdan biz öğrendik şuanda plastik çoğalınca küp pek satılmaz oldu. Plastik ucuz diyorlar, kırılmıyor diyorlar ama sağlığını pek düşünmüyorlar. Bizde biraz formatı değiştirerek güveç, sarma taşı ve servis tabağı gibi alanlara döndük. Ekmeğimizi kazanmaya çalışıyoruz hemen hemen 30 senedir bu işi yapıyorum ben benden önce dedem, babam yapmış bizde gidebildiğimiz kadar gideceğiz” dedi.
“İnsanların hoşuna gitse de mesleğe rağbet yok” İnsanların çamurdan çıkan şekilleri sevdiğini ifade eden Özkalkan, “Bu meslek Gaziantep’te ölmesin çünkü bunu burada bizden başka yapan yok çevre illerde de yok o yüzden böyle bir meslek ölmesin diyoruz. Mesleğimiz çok rağbet görmüyor, insanlar seviniyor çamurdan bir şeyler çıkartıyoruz diye ama bunu meslek olarak yapalım diye de görmüyorlar bende sürdüre bildiğim kadar sürdüreceğim ondan sonra ilerisi ne olur bilmiyorum” sözleriyle içine bulundukları durumu kaydetti.
“Hz. Adem’den bu yana toprak insanlığı hizmetinde” Toprağın yemeğe verdiği lezzetin tartışılmaz olduğunu kaydeden Tekin Özkalkan, “Toprak Adem Aleyhisselamdan beri insanlar topraktan yemek yer, toprağın lezzeti bir başkadır. Toprak fırından çıktıktan sonra yarım saat boyunca kaynaması sürer ve ayrı bir lezzet kadar yemeğe. Oteller, restoranlar buradan gelip tava, güveç alıyorlar müşterilerine sunum yapıyorlar. Bu şekilde yemeğin çok daha lezzetli olduğunu söylüyorlar” ifadelerini kullandı. “Geçinecek kadar kazanıyoruz, gelişecek kadar değil” Gelişim olmadığı için çırakta yetişmiyor diyen Özkalkan, “Kendimizi geçindirecek kadar kazanıyoruz ama geliştirecek kadar kazanmıyoruz o yüzdende çırak yetişmiyor, usta yetişmiyor. Yanımdaki ustalarda çocukluktan beri bu işi yapan iki ustam var ikisi de yaşlı ama onlara bir şey olsa meslek biter bırakırız” dedi.
“Küp isteyene ne yapacağını soruyoruz” Tarihi eser ve define dolandırıcılığı olaylarına ilişkin de tedbirli olduklarını dile getiren Özkalkan, babası ile başından geçen bir olayı anlattı. Kendilerine bir kamyon özel sipariş verilen 3 kulplu küpleri merak etmesi üzerine araştırma yapan Özkalkan, “Manisa plakalı bir kamyonet gelmişti müşteri, bizden amforaya benzer 3 kulplu küp istedi bir kamyon kadar. Bizde dedik ki ‘ne yapacaksın bunu’ oda bize ‘İstanbul’da falan satacağız pazarlamak istiyoruz’ dedi sonra ürünü verdik. O, esnada ben şoförleri ile konuştum o arada ‘ne yapıyorsunuz bu ürünleri’ diye sordum, şoför ‘abi bunlar Manisa’da köyde toprağa gömüyorlar üstüne de bir traktör zibil döküyorlar, toprak döküyorlar burada 5-6 ay kalıyor sonrasında ise ürün antik bir hava alıyor sonrada onu götürüp İstanbul’da, İzmir’de pazarlıyorlar’ dedi.
Bundan sonra ürün vermedim onlara ve daha dikkatli oldum her ürün almak isteyene nerede kullanacağını artık soruyorum” diyerek başından geçenleri anlattı. “Su testisi suyolunda kırılır” “Bizde her halde su testisi gibi kırılacağız” diyen Özkalkan, “Bu meslek bitecek çok uzun vadeli bir şey görmüyorum yani çok ileriyi görerek yaptığımız bir şeyde yok çok fazla kazanıp geliştirecek bir ortamımızda yok bizde testi gibi kırılıp gideceğiz kendimizi geliştiremediğimiz için” diye konuştu.
(RY-SD-
2 Şubat 2021 Salı günü yayınlandı