'Savaş, Göç ve Yoksulluk' sempozyumu (2) - İSTANBUL
Deniz Feneri Derneği ve Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi (FSMVÜ) tarafından düzenlenen "Savaş, Göç ve Yoksulluk" sempozyumu, üniversitenin Haliç Kampüsü'nde başladı.
Sempozyumda konuşan Kınık, göç olgusuna değinerek medeniyetlerin göçle beraber oluştuğunu dile getirdi.Kınık, uluslararası gözlemcilere göre, bugün dünyada 41 aktif savaş bulunduğunu ve bu savaşlar nedeniyle 65,6 milyon insanın evlerini terk etmek zorunda kaldığını söyledi.
Nüfus hareketlerindeki üç temel kavramın göç, iltica ve sürgün olduğunu aktaran Kınık, şunları kaydetti:"Göç olarak tanımladığımız kavramın içerisinde ekonomik veya farklı sebeplerle gönüllü olarak yaşanan hareketliliği kastediyoruz. Dünyada bugün göçmen nüfusu yaklaşık 250 milyon. Mültecilik dediğimiz ise silah zoruyla, evini barkını, hiçbir şeyini alamadan terk eden insan sayısı 65,6 milyon. Dünyada, her dakika 20 insan mülteci oluyor. Sürgün ise daha acı bir kavram. İnsanların silah zoruyla yaşamış olduğu ve çoğu kez hayatını kaybetmiş olduğu bir kavram."Bugün dünyada "Savaşlar olmasın." diye kurulan uluslararası sistemin acziyetinin seyredildiğini dile getiren Kınık, dünyadaki savaşları başlamadan önlemesi gereken mekanizmaların maalesef bugün bu savaşların daha da karmaşıklaşmasına, sürelerin uzamasına ve olumsuz sonuçlarına neden olduğunu kaydetti.
Kerem Kınık, insanlığın güvenliği ile ilgili kurumların insanlığın güvenliğini tehdit ettiği bir noktaya gelindiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:"Dünya beşten büyüktür, ifadesi aslında bunu eleştirir. Bir başka sorun ise güvenlik temelli, insani yardım ve afet temelli ve kalkınma temelli politikaları yöneten kurumların birbirinden ayrı kararlarla bu süreci yönetmesi. Bugün bir savaş bölgesindeki muhtaç insana yardım ulaştırmaya çalışan aktörleri uluslararası koruma şemsiyesi bulunmamakta. Bir bölgede savaş bittikten sonra kalkındırılması gereken bölgeye yönelik kalkınma temelli politikaların aynı eşgüdümle yürütülemediğini görüyoruz. Bütün bu sisteme külli bir eleştiri gerekiyor." - "3 konuda hassasiyet"AFAD Başkanı Mehmet Güllüoğlu da dünyanın birçok noktasında savaş, afet ve uzamış kaynaklı krizlerin devam ettiğini belirtti.
Savaş, göç ve yoksulluk konusunun üç konuda hassasiyeti olduğunu ifade eden Güllüoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:"Konunun birinci hassasiyeti kalbi tarafı, ikinci hassasiyeti ise akli ve ilmi tarafı. Biz savaş, yoksulluk ve göç nedir, nasıl oluşuyor konusunu çalışmalıyız. İlmi ve akli tarafını canlandırmamız lazım. Bizim çok iyi dünya çapında genel cerrahlarımız var ama bizim Doğu Afrika'nın detaylarını bilen, Asya'nın detaylarını bilen, Hintçe, Urduca bilen insanlara ihtiyacımız var. Yerel dilleri bilenlere ihtiyacımız var. Üçüncü bir konu ise beceri, imkan ve güç tarafı.Biz bugün bu konuları konuşabiliyoruz ancak 1994 yılında Ruanda'da tarihin en büyük katliamlarından biri yapılırken Türkiye'de ne kadar duyduk, ne kadar hatırlıyoruz bilmiyorum. Fakat bugün dünyanın başka bir tarafındaki krize yönelik çalışmalar yaparak bunları dillendiriyoruz. İmkanımız ve becerimiz gitgide artıyor. Devlet bu işe daha da para harcamaya başlıyor ancak asıl istediğim şey birlik olabilmek."Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı Başkanı Hamza Akbulut, dünya üzerinde göç, yoksulluk ve savaştan en fazla Müslümanların etkilendiğini vurgulayarak, "Müslümanlar niçin bu durumdalar, kusurlarımızı görmemiz lazım. En büyük kuvvet, ilim kuvvetidir. Düşmanlarımız ilimde bizden ileri gittiler. Biz ise çok geri kaldık." dedi.
Sürgün Medeniyetler Uluslararası İnsani Yardım Hassasiyet
24 Şubat 2018 Cumartesi günü yayınlandı