Gölcük depreminin yıkımı gelecek nesillere bu müzede aktarılacak
Bilimsel Araştırma İş İnsanları Farkındalık Eğitim Merkezi Ziyaretçiler
-Başkan Doğan'ın müzede incelemeleri
-Başkan Doğan ile röp
-Müze içerisindeki alanlardan görüntü
-Detay
( KOCAELİ -ÖZEL-HD)- Ziyaretçiler 270 derecelik dijital ekranda deprem anlarını yaşayacak- 15 milyona mal olan 17 Ağustos Deprem Anma ve Farkındalık Müzesi gelecek nesillere deprem bilincini aktaracak KOCAELİ
- İzmit’te yapılan 17 Ağustos Deprem Anma ve Farkındalık Müzesi, Gölcük depremi başta olmak üzere dünyanın büyük depremlerinin meydana getirdiği büyük yıkımları gelecek nesillere gelişmiş teknolojilerin kullanıldığı canlandırma tekniğiyle aktararak olası depremlere karşı bilinçlenmelerini sağlayacak. Türkiye’nin yaşadığı en büyük depremlerinden biri olan 17 Ağustos 1999 Gölcük depreminde yaşanan yıkım ve depremin yaşattığı acılar, İzmit’te yapımı tamamlanan 17 Ağustos Deprem Anma ve Farkındalık Müzesi sayesinde gelecek nesillere aktarılacak. İzmit Belediyesi tarafından Cephanelik bölgesinde bin 740 metrekarelik alanda yaklaşık 15 milyon liraya mal olan müze, yüzyılın felaketi olarak nitelendirilen 1999 Marmara Depremi'nde yaşanan acılar gözler önüne serilecek. Yeni neslin deprem bilinciyle büyümesi için AFAD ile birlikte eğitimlerin verileceği müzede oluşturulan dokümantasyon merkezindeki belgelerle de depremle ilgili bilimsel araştırmalar yapılabilecek. 270 derecelik dev ekranda deprem gerçekleri aktarılacak Müzede bulunan 270 derecelik dev ekranda, 17 Ağustos Gölcük depreminin gerçek ses ve görüntüleriyle depremin değil, tedbirsizlik, ilgisizlik, zayıf yapılan binalar ve uygunsuz koşulların yıkımlara neden olduğu, ziyaretçilere yaşıyormuş gibi dijital ortamda aktarılacak. Merkezde yapılan son çalışmaları inceleyen İzmit Belediye Başkanı Dr. Nevzat Doğan, gelecek nesillere deprem bilincini öğretmek için müzeyi inşa ettiklerini söyledi.
“Depremi gerçek görüntüleriyle tanıma ve öğrenme fırsatı veren bir merkez” 17 Ağustos depremini yaşayan biri olarak depremin gerçeklerinin anlatılması ve aktarılması gerçeğiyle yola çıktıklarını belirten İzmit Belediye Başkanı Dr. Nevzat Doğan, “Ben de bu depremi bizzat evinde yaşayan birisi olarak, sağlıkçı olarak hastanede depremin devamındaki süreçleri yaşayan biri olarak, bir baba olarak, sokakta yaşayan biri olarak böyle bir eğitime ne kadar ihtiyacımız olduğunu düşünen birisiydim. Dünyadaki depremle ilgili uzman olan şehirlerde yaptığımız incelemelerde, büyük bir komplike hem deprem müzesi hem deprem panorama hem dokümantasyon merkezi hem de eğitim merkezi olabilecek bir müzeyi yapmayı planladık. Bugün bu söylediğim anlamda dünyadaki diğerleri ile yarışabilecek Türkiye’de eşi olmayan, adımınızı içeri attığınızdan itibaren deprem olgusunu bilimsel gerçekleri ile oluş şekli ile simülasyon merkezi ile depremin gerçek görüntüleri ile depremi tanıma öğrenme fırsatı veren bir merkezimiz var” dedi.
“Depremi değil yapacağı etkiyi engelleme şansımız var” Depremin etkilerinin en aza indirgemek amacıyla müzede eğitimlerin de verileceğini ifade eden Doğan, “Bizim bu deprem denilen tabiat olayını engelleme şansımız yok ama depremin yapacağı etkileri engelleme şansımız var. İşte oradan yola çıkarak her kesimin kendi üzerine düşeni yaptığı takdirde deprem sonrası ortaya çıkan görüntüleri böyle görmeyeceğiz. Can kayıplarına yol açmayacak, mal kayıplarını en aza indirecek ve daha sonra gelişen depremin sosyal, psikolojik, ekonomik yıkımları olmayacak. Bunların tümü için bu yaptığımız deprem müzesinde hemen hemen her şey düşünüldü. Biz tüm Türkiye’yi özellikle deprem ile ilgili olabilecek en detaylı bilgi ve bu söylediğim eğitimler için İzmit’e, 17 Ağustos Deprem Müzesi’ne davet ediyorum. Burası aynı zamanda bir okuldur. AFAD ile birlikte eğitim çalışmalarımız da devam ediyor. Diliyoruz ki sadece Türkiye’de değil tüm Dünya’daki insanlığa İzmit’te yaptığımız bu müze, özellikle farkındalık, tecrübe oluşturmak ve deprem alanında bilinçlenmek için hizmet etsin. Hedefimiz bütün insanlardır” diye konuştu.
“Acılar bazen yeni ufuklar da açabiliyor” Depremi bir doktor olarak yaşadığını da sözlerine ekleyen Doğan, “Gözümüzün içine baka baka hastanenin önüne getirilmiş insanların kan kaybından nasıl hayatlarını kaybettiğini ve biz doktorlar olarak çaresiz çırpındığımızı hatırlıyorum ve unutamıyorum. Onları hatırlıyorum ama bir yandan da şükrediyorum. Bugün helikopter ambulanslarımız seyyar hastanelerimiz, seyyar ameliyathanelerimiz, artık hamdolsun böyle bir olayda ne böyle yıkımlar olacak, ne de o sağlıktaki çaresiz durumlara düşeceğiz. Şimdi hem Cumhurbaşkanımızın hem de hükümetimizin çok önem verdiği başta sağlam ve sağlıklı yapılar ve sağlıktaki hazırlıklar, afet çalışmaları çok organize şekilde devam ediyor. Tesellimiz o acılardan bu tecrübe noktasına gelmiş olmamızdır. Acılar bazen güzel sonuçlara katkı sağlayacak yeni ufuklar da açabiliyor” şeklinde konuştu.
4 Mart 2018 Pazar günü yayınlandı