- Geleneksel el sanatlarının son temsilcileri Büyükçekmece’de buluştu

alandan görüntü
Alışveriş Kömür Ocağı El Emeği Göz Nuru El Sanatları Festival 

-çalışmalar
-röportajlar
-genel ve detay

( İSTANBUL ) İSTANBUL

- Binlerce yıllık tarihi geçmişe sahip unutulmaya yüz tutmuş el sanatlarının son temsilcileri Büyükçekmece tarihi Kervansaray’da buluştu. 22. Uluslararası İstanbul Büyükçekmece Kültür ve Sanat Festivali kapsamında gerçekleştirilen “Uluslararası El Sanatları Atölye Bayramı” dünyada kaybolmaya yüz tutmuş el sanatlarının son temsilcilerini buluşturdu. Kırgızistan’dan geleneksel nakış, Kırım’dan seramik, Macaristan’dan deri, Lübnan’dan geleneksel sabun, Makedonya’dan telkari gümüş, Polonya’dan keçe, Özbekistan’dan ahşap oyma, Rusya’dan batik baskı, Bulgaristan’dan sepet örme, Ukrayna’dan dokuma, Türkiye’den çini, yemeni, halı dokuma sanatının temsilcileri bir araya geldi. Zanaatkarları bir araya getiren Büyükçekmece Kervansaray’daki “Uluslararası El Sanatları Atölye Bayramı” sanatseverlerin yoğun ilgisi ile karşılaştı. Büyükçekmece Belediyesi ve Anadolu El Sanatlarını Yaşatma ve Geliştirme Derneği (ANELSANDER) işbirliğiyle geleneksel el sanatlarının yozlaştırılmadan gelecek kuşaklara aktarılması amacıyla düzenlenen sergiye bu yıl 14 ülkeden sanatçı katıldı.
Büyükçekmece tarihi Kervansaray’da ülkelerinin geleneksel ve kültürel geçmişini yansıtan el emeği göz nuru eserlerini sergileyen zanaatkarlar ve sanatseverleri buluşturan atölye bayramı renkli görüntülere de sahne oluyor. 14 ülkeden 40 sanatçı katıldı ANELSANDER Başkanı ve Küratör Uğur Bent Türker, Büyükçekmece Belediyesi’nin düzenlediği ve 22 yıldır aralıksız yapılan festivalin el sanatları atölye bayramının 10 yıldan bu yana devam ettiğini belirterek şu açıklamayı yaptı: “Her yıl farklı temalarla ‘doğa aşkına’ ya da ‘her şey doğadan’ gibi temalarla işlediğimiz festivalimizde bu yıl bitkisel örücülük, tahta baskı çalıştayı, doğal boyacılık, kök boyacılığında yaptığımız atölye çalışmalarının yanı sıra 14 ülkeden 40 değerli yabancı sanatçımız, Türkiye’den de 50 el sanatları ustamız farklı branşlarda katılıyor. Bizler somut olmayan kültürel miras taşıyıcısı olan ve ahi kültürüyle usta-çırak ilişkisiyle yetişen, Anadolu’nun kadın kültürünü yaşatan birçok zanaatkarı yıllardan beri burada ağırlamaktan büyük onur duyuyoruz. Tarihi Kervansarayımızın içerisinde çeşitli branşlarda üretimlerini, uygulamalarını yapıyorlar. Aynı zamanda da kültürel alışverişe imkan tanıyoruz. Kültür ve sanatı birbiriyle buluşturuyoruz. Ukrayna’nın dokumasıyla bizim Türk ustalarımızın şile bezinin Göynük Belediyesi’nin dokumalarını, Sındırgı halılarımızı, Azerbaycan halılarımızı bu festivalde görmeniz mümkün. El sanatlarımızın tarihimizin yaşayan en canlı delili olduğunu unutmayalım’ Festivale katılan sanatçılardan Ahmet Turan Yeşin - Türkiye: “7 yaşımdan beri yani çıraklığımdan itibaren bu işi yapıyorum. Meslek dede mesleği olduğu için babamıza sürekli yardımcı oluyorduk. Yazmacılık sadece Tokat’a değil Türkiye’de her yörede kullanılan yöresel yazmaların mesleğidir. Mesleğimizi devam ettirmeye çalışıyoruz. Bizi buraya davet eden Büyükçekmece Belediyesi’ne çok teşekkür ediyoruz. Bu tür etkinliklerde mesleğimizi tanıtma, insanlara öğretebilme, gösterebilme imkanı buluyoruz’’ Yulia Mısırlı - Rusya: ‘Bu festivale ilk defa katılımcı olarak geldim. Daha önce hep ziyaretçi olarak geliyordum ve bu kadar güzel şeyleri görmekten çok mutluydum. Çok şey aldım ve bu sene gururla bu festivale katıldım. Benim yaptıklarım ipek boyama, kumaş boyama, deri boyama yapıyorum. Pandemi dolayısıyla biraz kısıtlı oluyor. Yine de bunu yaparken biz mutlu oluyoruz. Sanatçılar da mutlu oluyor‘ dedi.
Fatma Oya Kocabaş - Türkiye: ‘’Biz Balıkesir Sındırgı’dan katılıyoruz Büyükçekmece festivaline. İlk defa katılıyoruz. Biz yağcıbedir halısı dokuyoruz. Sanatımız yağcıbedir halısı. Üç bin yıllık kültürümüz bu bizim. Kök boyasından halılarımız zaten mevcut arka tarafta. Güzel bir festival teşekkür ediyoruz bizi buraya davet ettikleri için‘’ dedi.
Soytürk Dönmez: “11 yıldır bu işi yapıyorum. Dövme bıçak işi ile uğraşıyoruz. Döverek geleneksel usulde ocakta ısıtıyoruz. Normalde kömür ocağı kullanıyorum ben. Şartlar uygun olmadığı için gaz ocağı ile şu an yapıyoruz. Malzemeyi tavlayıp örsün üzerinde şekillendirip bıçak yapıyoruz. Türkiye’de bu işi yapan pek yok. Bir elin parmaklarını geçmez. Benim yaptığım bıçaklar bıçak sevenlere hitap ediyor. Japonlar bu tarz çelikleri kullanıyorlar ‘’ dedi.
(HK-
31 Temmuz 2021 Cumartesi günü yayınlandı