EVLADA ADANAN ÖMÜRLER - Engelli çocuklarına hem annelik, hem babalık yapıyor - BARTIN
İki kızının da doğuştan epilepsi hastası olduğunu ve ailevi problemlerden dolayı çocuklarının tedavileriyle yeterince ilgilenemediklerini anlatan Sefer, "İlk çocuğumu evde doğum yapmıştım ve çocuğum yarı ölü doğmuştu. Doğduktan sonra bir - iki kez doktora götürüldü ama bir şey denilmemişti. Tabii götüren de eşimin yakınlarıydı. Ben 16 yaşında evlenmiştim, ilk çocuğum da 17 yaşındayken olmuştu. Küçük olduğum için yaptıkları şeylere karışamıyordum. Çok fazla ilgilenilmedi ve daha sonra kemik erimesi rahatsızlığı çıktı. Şu anda konuşamıyor ve yürüyemiyor. Yemeğini de ben yediriyorum." diye konuştu.
Fatma Sefer, 23 yaşındaki kızının da kafası küçük olarak doğduğunu ve gelişim geriliği olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:"Küçük kızım 4 yaşındayken 10 aylık bebek görünümdeydi. O yaşta görenler 'Kaç aylık?' diye soruyorlardı. Doktora götürdüğümüzde beyninde damar çekilmesi olduğunu söylediler. Tabii ne tedavi, ne ameliyat yaptırmayla ilgilenecek kimse yoktu. Daha sonra bu da aynı şekilde epilepsi oldu. Çocuklarımın doğumundan bu yana hem konuşmasında, hem hareket kabiliyetinde ciddi bir kayıp gördük ve bir şey yapamadık. Zamanla da yürüyemez ve konuşamaz oldular."Yaklaşık 20 yıldır yatağa bağımlı hale gelen büyük kızı ile bedensel ve zihinsel engelli küçük kızıyla o zamandan bu yana bebek gibi ilgilenmek zorunda kaldığını belirten Sefer, küçük kızını 2005'ten bu yana rehabilitasyon merkezine götürdüğünü, çoğu zaman sırtında çıkarıp, gezdirdiğini anlattı.Fatma Sefer, Bengül'ün gün içinde birkaç kez ağlama ve bağırma krizine girdiğini söyleyerek, "Öyle durumda ne yapacağımı şaşırıyorum. Büyük kızımın kolu ve ayağı kırık olduğu için yatalak şekilde duruyor, onu da belirli aralıklarla yerinden kaldırabiliyorum." dedi.
- "Bu yaşıma kadar da sadece devlet sahip çıktı"Gününün tamamını engelli çocuklarıyla geçirdiğini, onlarla oyun oynadığını ve sarılıp şefkat gösterdiğini aktaran Sefer, onların yüzü gülünce mutlu olduğunu, duygulandığını, gülebildiği, bir ağrısı, sızısı olmadığı için Allah'a çok şükrettiğini kaydetti.
"Ben onların hem annesi, hem babasıyım, her şeyleriyim." derken gözyaşlarına hakim olamayan anne Sefer, onların, teyzesinin de halasının da anneannesinin de babaannesinin de kendisi olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:"Bu yaşıma kadar da sadece devlet sahip çıktı. Ben geçimimi devletin sayesinde sağlıyorum. Evim kira. Babamdan kalan maaş ve çocuklarımın bakım parası dışında bir gelirim yok. Tabii bu da onların bez, yeme içme masraflarına ve ev kirasına ancak yetiyor. Hayatım gördüğünüz gibi ama yine de şükrediyorum. Bazı insanlar atıyorlar, ben de mi atayım? Ben hayatımı çocuklarıma adadım. Hiçbir yere gidemiyorum. Tabii herkes gibi ben de çocuklarımla parklarda, bahçelerde gezeyim isterim ama bizim öyle şansımız yok."Bu yaşına kadar Anneler Günü yaşayamadığını dile getiren Fatma Sefer, "Ben o duyguyu yaşayamadım. Anneler Günü nedir bilmiyorum ama tüm annelerin günü kutlu olsun. Çocuklarımla ilgilenmek çok zor. Bazen bıktığım oluyor ama ne yapayım, şükrediyorum. Şu anda en büyük isteğim ev. Kiradan kurtulmak istiyorum. Ben hayatımdan şikayetçi değilim. Etsem de ne fayda. Allah devletimizden razı olsun. Rehabilitasyon merkezine gidiyoruz, bakım parası alıyoruz ama en büyük hayalim kendi evimin olması." şeklinde konuştu.
Rehabilitasyon Engelli Çocuk Küçük Kız Kemik Erimesi Rehabilitasyon Merkezi
8 Mayıs 2018 Salı günü yayınlandı