Bursa'da ormanda işlenen cinayette 5 sanığın yargılanması sürüyor

arşiv

( BURSA ) BURSA
Ağırlaştırılmış Müebbet Hapis Müebbet Hapis Otobüs Durağı Tahliye Talebi Polis Ekipleri 


- Bursa'da kaybolduktan bir hafta sonra cesedi ormanlık alanda gömülü olarak bulunan İbrahim Karakoç'un (45) öldürülmesiyle ilgili haklarında dava açılan 3’ü tutuklu, 5 sanığın yargılanmasına devam edildi. Tutuklu bulunan 3 sanığın tahliye talepleri mahkemece reddedildi. Geçen mart ayında, Osmangazi ilçesine bağlı Karabalçık ve Selçukgazi Mahalleleri arasındaki ormanlık alanda toprağın kazıldığını fark eden mahalleli, bölgeye gittiklerinde bir erkek cesedi buldu. İhbar üzerine bölgeye polis ekipleri sevk edildi. Yapılan araştırma sonunda cesedin, ailesi tarafından bir hafta önce kayıp başvurusu yapılan İbrahim Karakoç'a ait olduğu tespit edildi. Bıçaklanarak öldürüldüğü belirlenen Karakoç'un cep telefonundaki son aramalarından yola çıkan polis, Mustafa Altın (54), eşi Selda Altın (48), oğulları stajyer avukat Semih Altın (29) ile İsmail Melih Şimşek ve Şimşek'in eski eşi Sevim K.'yi (39) gözaltına aldı. Sorgularının ardından Bursa Adliyesi’ne sevk edilen şüphelilerden Mustafa Altın, oğlu Semih Altın ve İsmail Melih Şimşek tutuklandı. 2 kadın şüpheli, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Bursa 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde tutuklu sanıklar hakkında 'tasarlayarak adam öldürme' suçundan açılan davaya bugün devam edildi. Haklarında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen tutuklu sanıklar Mustafa Altın, Semih Altın ve İsmail Melih Şimşek, duruşmaya cezaevinden SEGBİS’le bağlandı. Tutuksuz sanıklar Selda Altın ve Sevim K.’nin katılmadığı duruşmada, taraf avukatları ile müşteki Nezahat Karakoç ve iki oğlu hazır bulundu. İlk duruşmada avukatı olmadığı için savunma yapmayan tutuklu sanık İsmail Melih Şimşek, İbrahim Karakoç’un öldürülmesiyle bir ilgisinin bulunmadığını söyledi.

Şimşek savunmasında, “Tekirdağ’da tutuklu bulunduğum bir davanın duruşmasına tanıdığım Mustafa Altın da geldi. O gün tahliye olunca birlikte Bursa’ya döndük. Daha sonra telefonla görüşmelerimiz devam etti. Bana Ali F.’ye borcu olmadığını, sahte senet ile İbrahim Karakoç tarafından hakkında icra takibi yapılması sonucu mallarına haciz işleme yapıldığını söyledi.

Mustafa, İbrahim’le görüşmek istediğini, kendisine yardımcı olmasını istedi. 27 Şubat günü arabamla İbrahim’in evinin yakınına gittik. Bana ‘İbrahim’den borç senedi alırsak, hacizden kurtulmuş oluruz. Birlikte iş yaparız’ dedi.
İbrahim hızlı adımlarla yanımızdan geçti, ancak Mustafa arkasından gitti yetişemedi. O gün Mustafa’nın elinde bir şey yoktu. 29 Şubat günü yine, İbrahim’in evinin yanındaki otobüs durağının yakınına giderek beklemeye başladık. Ben arabanın dikiz aynasından İbrahim’in geldiğini gördüm. Mustafa’nın arabadan indiğini fark etmedim. Ancak, arkasından giderek elindeki bileğim kalınlığındaki sopa ile kafasına vurdu. İkisi birden yere düştü. İbrahim’le birlikte arabamın arka koltuğuna bindiler. Karakoç, Mustafa Altın’a 'geçen sefer böyle yaptın şikayetçi olmadım' dedi.
Mustafa Altın ise, 'Sen anamın, babamın mirasçısı mısın, senedi imzala bir daha böyle olmasın' dedi.
Bu sırada İbrahim’in telefonu çalınca, Mustafa Altın elinden alıp, otobanda aracın camından dışarıya attı. İbrahim’e senet imzalatmaya kalkıştı. Daha sonra kafasından yaralı olan İbrahim’i hastaneye götüreceğini söyledi.

İki gün sonra Mustafa benim arabamın koltuklarının değiştirilmesini istedi. Döşemeci ile anlaştık. O da arabamın döşemesini değiştirdi. Benim İbrahim Karakoç’un öldürülmesiyle ilgim yok” dedi.
Tanık olarak dinlenen Ali F., ise, İbrahim Karakoç’un yanında çalıştığını, daha sonra ortağı olduğunu söyleyerek, “Benim işlerim bozuldu. İbrahim’e 150 bin lira borcum doğdu. Mustafa Altın’dan aldığım 1 milyon liralık senedi İbrahim’e verdim. İbrahim de senedi icraya vermiş. Kendi parasını alıp, üzerine bana verecekti. İbrahim’in eşi bir gün beni arayıp, İbrahim’in eve gelmediğini söyleyince, karakola gidip, kayıp olduğunu bildirmesini istedim. Küçükbalıklı Mahallesi’nde yolda Mustafa ile karşılaştım. İbrahim’in kayıp olduğunu söylediğimde tedirgin davrandı” diye konuştu.
Döşemeci Mümin K., “3 Mart günü iki kişi, 16 BP 655 plakalı arabayla geldi. Aracın döşemelerin değişeceğini söylediler. Taban halısının çok ıslak olduğunu sorduğum da İsmail Melih, 'Arabanın kalorifer borusu patladı. O nedenle taban keçeleri ıslandı' dedi.
Bana inandırıcı gelmedi ama olabilir diye düşündüm. Benden istenilen her şeyi yaptım. Aynı gün akşam Mustafa Altın ile İsmail Melih başka bir araçla gelerek sökülen parçaları aldılar. Daha sonra 4 Mart günü Mustafa Altın, başka marka araçla geldi. Aracın çamura saplandığını benzinin bittiğini söyledi, komşudan bir bidon alıp, kendisine verdim. Halen param da ödenmedi'' ifadelerini kullandı. Mahkeme heyetince son sözleri sorulan tutuklu sanıklar, tahliye talebinde bulundular. Mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına, eksik evrakların tamamlanması için duruşmayı ileri bir tarihe erteledi. (HG-
13 Ekim 2020 Salı günü yayınlandı