'12 Eylül acının, vahşetin ve zulmün ifadesidir' - MARDİN
Darbede 7'sinden 70'ine, kadın erkek, siyasi duruşuna bakılmaksızın herkesin gözaltına alınıp işkenceden geçirildiğini ifade eden Semavi, o dönem gözaltına alınan ve cezaevinde kalanların o vahşi cendereye ve uygulamalara maruz kaldığını belirtti.
"Mahkemem 18 yıl sürdü. 18 yıl sonra beraat ettim ve suçsuz bulundum. 12 Eylül döneminde yara almayan aile kalmamıştır. Bu, bilerek uygulanan bir politika olduğu gerçeğini ortaya çıkarıyor. Bir şekilde o vahşeti her aile şu veya bu şekilde yaşamıştır." diyen Semavi, bunun siyasal sonuçlarının iyi irdelenmesi gerektiğini vurguladı. - "Dile getirilmekte zorlandığım birçok vahşet yaşandı"12 Eylül ve Diyarbakır zindanını yaşayan insanların çoğunun yaşadıklarını anlatmaktan imtina ettiğini söyleyen Semavi, sözlerini şöyle sürdürdü:"Orada yaşanan vahşet klasik bir tabirle insanlık dışıydı. O zaman gözaltı süreleri 90 gündü. 90 gün boyunca aralıksız, nefes aldırmadan uygulanan işkenceler vardı. İşkencelerin akabinde Diyarbakır Cezaevi'ne girme şansızlığını yaşayan insanlar bir başka cehennemle karşılaşıyorlardı. Bu cehennemin adı '5 nolu cehennem' diye konuşuluyordu. İnsanların oradan sağ çıkma ümidi tükeniyordu. Kişisel olarak yaşadıklarımı dile getirmekten haya ederim. Neticede binlerce insan o vahşeti yaşadı." - "7 sene çığlık dinlemenin ne olduğunu hiçbir lisan izah edemez"Çocuk yaşta girdiği cezaevinde akıl almaz işkencelerin yaşandığını anlatan Semavi, şunları kaydetti:"Aslında bu toplumun bir kaderi var. Çocuklar erken yaşta büyür ama ne kadar erken yaşta büyüyor olduğumuzu düşünsek dahi çocuktuk. Belki ayakta kalmamızın, dirençli bir şekilde yaşıyor olmamızın en büyük avantajlarından birisi çocuk olmaktı. Yoksa katlanılmaz şeylerdi. Birçok insan psikolojik olarak yok oldu. Erken yaşta vefat eden niceleri vardı hatta işkenceler sonucu psikolojisi bozulan ve hala toplumla barışık yaşamını sürdüremeyen binlerce insan vardır. Bizler çocuk yaşta gördüklerimizi, bu yaşanmışlığın sohbetini yaptığımızda işi tamamen espiriye vurma yolunu tercih ediyoruz çünkü başka türlü anlatmak güç ve irade ister. Çok zorlu bir süreçti. 7 sene boyunca sadece çığlık dinelemenin ne olduğunu hiçbir edebi eser, hiçbir lisan izah edemez." - "Diyarbakır Cezaevi insanlık onuru müzesine dönüştürülsün"Türk demokrasi tarihinde "kara bir leke" olarak yerini alan 12 Eylül 1980 askeri darbesinin üzerinden 38 yıl geçtiğini anımsatan Semavi, "12 Eylül 1980 yılında doğan gençleri görünce bile çok şansız bir yılda doğduklarını söylüyorum. Benim açımdan 12 Eylül her zaman acının, çığlıkların, vahşetin ve zulmün ifadesidir. 12 Eylül takvimden çıkarılması gereken bir gündür." değerlendirmesinde bulundu.Semavi, "O vahşeti yaşayanlardan biri olarak Diyarbakır Cezaevi'nin bir an önce insanlık onuru müzesi haline dönüşmesini talep ediyorum." dedi.
Askeri Darbe Dahi Çocuk Lise Öğrencisi Lise Öğrenci İşkenceler
12 Eylül 2018 Çarşamba günü yayınlandı