Van’da Medresetüzzehra Sempozyumu -1

Van Valisi Münir Karaloğlu, “Madem bir bahardayız. Bu sempozyumunda başka bir sonucu da olmalı. Said'i Nursi'nin bu topraklardaki kardeşliğin bekası için projelendirdiği Medresetüzzehra Üniversitesi artık kurulmalı” dedi.
Ahmet Yıldız İslam Münir Karaloğlu Nevzat Tarhan Kanıt Dizisi 


Van Valiliği, Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Risale Akademi ve Akademik Araştırmalar Vakfı işbirliğiyle Said Nursi ' nin eğitim felsefesinin ele alındığı ' Medresetüzzehra Sempozyumu ' bugün cuma namazından sonra Van ' da başladı.

Said Nursi'nin talebelerinin açılışta kısa bir risale dersi yaptığı sempozyuma Vanlılar büyük bir katılım gösterdi. Sempozyum için bir otelde ayrılan 4 salon tıklım tıklım dolarken, dışarıda kalan vatandaşların izlemesi için de sinevizyonlar kuruldu. Kürsüye ilk çıkan Nursi ' nin talebesi Abdullah Yeğin, bugünleri gördüğü için Allah'a ne kadar şükretse az olacağını söyledi. Nursi ' nin talebesi Abdulkadir Badıllı ise, bu sempozyumu düzenlenmesinde büyük katkısı olan Van Valisi Münir Karaloğlu ve YYÜ Rektörü Prof. Dr. Peyami Battal'dan işin faaliyete dökülmesini rica etti. Daha sonra kürsüye çıkan Mehmet Fırıncı ve Mehmet Kırkıncı da risaleden kısa bir ders yaptı. Sempozyum, Said Nursi ' nin hayatının yer aldığı kısa bir filmle devam edildi.

Sempozyumun açılış konferansını yapan Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, materyalizmin çöküşe geçtiği bir dönemde bulunduğumuzu belirterek, ' Üstadın tezlerinin devrim yapacağı dönemdeyiz ' dedi.

Said Nursi ' Nin düşüncelerinin devrim yapacak özelliklerde olduğunu aktaran Tarhan, ' Üstad'ın tezleri düşünce tembelliğini ortadan kaldırıyor. Bu tembelliğin ortadan kaldırılması için Üstad asırlarca çözüm üretti. Bu çözümü, Üstad ' ın kitaplarının 50 dile çevrilmesi, dünyada okunması ve tartışılması, düşünce dünyasındaki değiştirici rolünün göstergesidir. İkinci özelliği ise materyalizmi kendi metotlarıyla çürütmüştür. Bu eserleri okuyan kimselerin Allah'ı tanımasına, yaklaşmasına vesile olmuştur ' dedi.

Dönemin sorununun 'Tanrıya yabancılaşma' olduğunu belirten Tarhan, ' Üstad insanları Allah'a yaklaştıran yolu dönemin temsilcisi gibi yapmış. 1913 yılında bir matematikçi mantık ile matematiği birleştiriyor. Bunun sonucunda yazdığı kitaplarla bilgisayar devrimi ortaya çıkıyor. Başka bir bilim adamı mantık ile fiziği birleştiriyor. Bunun sonucunda teorik fizik ortaya çıkıyor. Bundan da atom ve nano teknolojisi ortaya çıkıyor. Üstad'da din ile mantığı birleştiriyor. İman konusunda devrim yapıyor. Risalelerde anlattıklarını ispatlarla kanıtlamıştır. Kanıt silahını kullanarak fikirleri teker teker çürütmüştür. Bu eserlerde bunlar var ' diye konuştu.

Fatih Üniversitesi ' nden Prof. Dr. Alparslan Açıkgenç ise, konuşmasına eğitim felsefesi ve eğitim sistemi arasındaki farklar ve benzerliklerden bahsederek başladı. Eğitim felsefesi denince plan ve projeli eğitim sisteminin akla gelmemesi gerektiğini belirten Açıkgenç, ' Ben Üstad'ın eğitim felsefesi üzerinde durmak istiyorum, ancak Bediüzzaman'ın hangi görüşlerini anlatmamız lazım ki, bu anlattıklarımız onun eğitim felsefesi olsun. Şunu demek istiyorum, elimizde bir kıstas olmalı ki ona göre eğitim felsefesi anlatılsın ' dedi.
Eğitim felsefesinin özünde iki unsur bulunduğunu dile getiren Açıkgenç, “Eğitimin esaslarının bina edildiği temel eğitim ve eğitimin muhatabı olan insandır. Esas bir hedef olmalı. O halde eğitim felsefesinde bir esas, bir de hedefi vardır. Üstad hazretlerinin eğitim felsefesinin esaslarını İslam ' ın özünü oluşturan Kur ' an-ın 4 temel unsuru olarak belirlemiştir. Bunları Üstad ' ın Kur ' an tefsirinden çıkarabiliriz. Tevhit, nübüvvet, haşir ve ibadettir. Bunlar İşaret'ül İcaz'da belirtilmiştir ' diye konuştu.

TOBB Üniversitesi'nden Doç. Dr. Ahmet Yıldız ise, 3 gün sürecek sempozyumda son derece tarihi bir meseleden bahsedileceğini ifade etti. Yıldız, Said Nursi ' nin eğitim felsefesinin, “Kur ' an-ın sönmez güneşini yansıtacağım” dediği dönemde başladığını aktardı. Yıldız, sempozyumun bu eğitim felsefesinin başladığı noktada Van'da düzenlemesinin de anlamlı olduğunu ifade etti.

“Ne yapayım, acele ettim kışta geldim/Siz inşallah cennet-asa bir baharda geleceksiniz/Şimdi ekilen tohumlar, zemininizde çiçek açacaktır ' dizeleri ile konuşmasına başlayan Van Valisi Münir Karaloğlu, Medresetüzzehra Üniversitesi'nin artık kurulması gerektiğini belirtti. Türkiye'nin mirasına sahip çıktığını belirten Karaloğlu, ' Madem bir bahardayız. Bu sempozyumunda başka bir sonucu da olmalı. Said'i Nursi'nin bu topraklardaki kardeşliğin bekası için projelendirdiği Medresetüzzehra Üniversitesi artık kurulmalı. Van'dan bu topraklardan çıkan irfan, çok daha görünür kılınmalı. Bediüzzaman'ın eğitim modeli tüm İslam coğrafyasında en üst düzeyde tartışılmalı. Van Kalesi büyük medeniyetlere şahitlik etmiş. Bu mezar taşı; Türkiye'ye, bütün insanlığa kardeşlik, birlik ve muhabbet mesajları üreten bir merkez olmalı” diye konuştu.

Sempozyum Başkanı Prof. Dr. Gürbüz Aksoy ise, 24 oturumdan oluşacak sempozyumda 99 bilim adamının konuşacağını söyledi. Sempozyumun sonunda sonuç bildirgesi yayınlanacağını aktaran Aksoy, sempozyumun düzenlenmesinde 6'ı yabancı 45 üniversiteden yardım aldıklarını iletti. Açılış konuşmalarından sonra 4 salonda aynı anda olmak üzere sempozyum oturumlarına başlandı.
Kanıt Dizisi Hakkında
İstanbul Emniyet Müdürlüğü cinayet masasından Başkomiser Orhan ve Komiser Selim her hafta başka bir cinayeti çözmeye çalışıyorlar. İkilinin bulduğu delilleri Kriminal Laboratuvarda değerlendiren Zeynep ve Bahar ile Adli Tıp'ta cesetlere otopsi yapan Doktor Ece ise cinayetlerin çözülmesine yardımcı oluyorlar. Cinayetlerin çözülmesinde yardımcı olan teknikleri ve bunların tarihsel gelişimini ise Prof. Dr. Sevil Atasoy anlatıyor. 36. bölümden itiba...
devamı
14 Ekim 2012 Pazar günü yayınlandı