Başbakan Erdoğan'ın Bitlis Ziyareti
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'daki rektörler toplantısına katılmak isteyen öğrencilere müdahale eden polislere sahip çıkarak, "Davetli olunmayan yere katılma, geleneğimizde bu var
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'daki rektörler toplantısına katılmak isteyen öğrencilere müdahale eden polislere sahip çıkarak, "Davetli olunmayan yere katılma, geleneğimizde bu var. Rektörlerle üniversiteleri konuşuyoruz. Bakıyoruz dışarıda yumurtacılar var. O kadar fazla yumurtanız varsa gidin fakir fukaraya verin. Gidin omlet yapın. Bunların niyetleri farklı" dedi.
Cumhuriyet Meydanı'nda yapılan 'toplu açılış ve Toki anahtar teslim töreni'nde halkı selamlayan Başbakan Erdoğan, yanına gelen şehit ailesi Ekrem ve Makribe Güngör ile bir süre görüştü. Sabah saatlerinde Bitlis Belediyesi'ndeki toplantıya alınmayan aile, oğulları Feyzi'nin fotoğrafıyla birlikte Başbakan Erdoğan'la görüşerek, Silivri Cezaevi'nde bulunan oğullarına sahip çıkılmasını istedi. İstiklal Marşı'nın ardından Bitlis Valisi Nurettin Yılmaz ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, Kültür ve Turizm
Bakanı Ertuğrul Günay, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Sağlık Bakanı Recep Akdağ, İçişleri Bakanı Beşir Atalay ve Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz sırayla birer konuşma yaptılar. Daha sonra kürsüye çıkan Başbakan Erdoğan, soğuk bir kış gününde kendisini bekleyen Bitlislileri gördüğü için mutlu olduğunu söyledi. 12 Eylül halk oylaması için de Bitlislilere teşekkür eden Erdoğan, "Bitlis yüzde 70 gibi bir oranla sandığa gitti. Tehditlere aldırmadı, demokrasi, özgürlük ve hukuk dedi. Rekor bir seviyede 'evet'
dedi. Bitlis farklılığını ortaya koydu. Bundan dolayı sizlere teşekkür ederim. Sekiz yıldır Bitlis'e mahcup olmadık, yüzümüzü öne eğmedik. Allahın izni ile bundan sonra var gücümüz ile Türkiye için hizmet üretmeye devam edeceğiz" dedi.
Eser üretmek için bu yollara düştüklerini ifade eden Erdoğan, "Millete efendi olmaya değil hizmetkar olmak için yollara düştük. Bizim yolumuzu Bitlis aydınlatıyor, Bitlisin aydınları aydınlatıyor. Bitlis Saidi Nursi'nin, Arvasi hazretlerinin şehridir. Bu ilin hizmetkarı olmaktan gururluyuz. Bu gün Bitlis'te 71 eserin toplu açılışını gerçekleştiriyoruz. Yıllar öncesine gidin, Bitlis'te iki araç yan yana gidebiliyor muydu? Ama şimdi Bitlis alt ve üst geçitleri ile farklı bir yere geldi. Şehir merkezini
yukarı taşıyoruz. Şehrin kurulum çalışmalarını başlatıyoruz" dedi.
Kadrosu ile dağları deldiklerini ifade eden Başbakan Erdoğan, "Bu kadro gördüğünüz gibi Ferhatlardan oluşuyor. Sizler bizim Şirinimizsiniz. Biz bu millete aşığız, sevdalıyız. Biz bu milletin dertlisiyiz. Öyle insanlar ki kulakları vardır duymazlar, öyle insanlar vardır ki gözleri vardır görmez, dilleri vardır hakikati konuşmazlar. Ama benim milletim gerçekleri görüyor, işitiyor ve konuşuyor" ifadelerini kullandı.
BİTLİS-VAN TÜNELİ MÜJDESİ
Bitlis-Van arasında Kuzgunkıran Tüneli'nin açılış tarihini de söyleyen Erdoğan, "Müjde veriyorum, Bitlis-Van arasında da dağı deldik. Nisan 2011'de Van-Bitlis'i birbirine bağlayan o tüneli de açıyoruz. Onu da Ferhat gibi söylüyorum, çoğu gitti azı kaldı. Bu eserler Bitlislilere hayırlı olsun. Şimdi bir derdimiz var, dünyayı Bitlis'e çekmek. Dünya Bitlis'te birleşecek. İş adamları, kanaat önderlerine gelin Bitlis'e 4-5 yıldızlı oteller kurun. Bak bunlar boş kalmayacak dedim sabah ki toplantıda. İnsanlar
buraya gelecek. Biz bunları görerek aramıza fitne fesat sokanlara yer vermeyeceğiz. Bizler milli birlik dedik, bir olacağız, iri olacağız ve diri olacağız. Merdivenleri teker teker çıkacağız, bir tarafta Muş bir tarafta Van Havaalanı var. Şehrimiz biraz geliştiği zaman o da olu. Geçmişteki siyasetçiler gibi kuru sıkı atmıyoruz. Sonra biri kalkıp Kayseri'ye deniz getireceğiz diyordu, biz Kayseri'ye hiç olmazsa Yamula Barajı'nı getirdik. Onlar sulu yeri susuzluğa mahkum ettiler" diye konuştu.
Yıllar yıllı ilim şehri Bitlis'e üniversite getirilmediğini söyleyen Erdoğan, "Ama biz 2007 de getirdik. Bitlis tarihte her zaman ilim merkezi oldu. Bitlis bütün bu coğrafyanın merkezi idi. Böyle bir şehirde üniversite yoktu. Geldik gerekli çalışmaları yaptık, üniversitesi olmayan tüm illerimize üniversite kazandırdık. Bitlis Eren Üniversitesi şu an mütevazi imkanlara sahip. Bu imkanlar her geçen gün artıyor, iş adamlarımızla sabah bunu konuştuk. Biz bir adım attık, şimdi sıra Bitlislilerde. Hep birlikte
Bitlis'i ayağa kaldıracağız. Bitlis'i yeniden bir ilim merkezi haline getireceğiz. Bitlis'in büryan kebabını da dünyaya tanıtacağız. Yeter ki huzur olsun, istikrar olsun, kardeşliğimiz güçlü ve daim olsun. İnanın her hedefi kolaylıkla yakalarız. Biz büyük bir devletiz, kendimize inanınsak güvenirsek her engeli aşarız" dedi.
"İSTER SEVSİNLER İSTER SEVMESİNLER POLİSİMİN SABRINA SAHİP ÇIKACAĞIM"
Küresel finans krizi tüm dünyayı etkisi altına alırken Türkiye'nin en az etki ile aştığını ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Avrupa ülkeleri emeklilik yaşını yükseltiyor, öğrenci harçlarını artırıyor, sosyal yardımlarını kaldırıyor. Biz ise emekliye, memura, öğrencilere artış yapıyoruz, sosyal yardımları artırıyoruz. Biz eğitimin önünde fgidebiliyor muydu? Ama şimdiengel tanımıyoruz. Fakir fukara ailelerin erkek çocuklarına 20, kızlara 25 lira veriyoruz. Orta öğretimde erkeğe 35, kız 45 lira veriyoruz. Üniversite de 1 milyon öğrenciye burs ve kredi veriyoruz. 2010 yılından üniversite öğrencilerine verdiğimiz burs 200,
beslenme yardımı 120 liraydı. 2011 de yüzde 20-25 artıracağız. Aynı şekilde mastır öğrencilerine 400, doktora öğrencilerine 600 lira burs kredi verdik. Müracaat eden kimseyi geri göndermedik. Birileri kalkıp harçlar kaldırılsın diyor. Ama dertleri başka, gerilim ortamı oluşturmaktır, bu bağırıp çağıranlar. İster sevsinler ister sevmesinler polisimin sabrına sahip çıkıyorum, çıkacağımda. Rektörler toplantısında toplantıya katılacaklarmış. Davetli olunmayan yere katılmaz, geleneğimizde bu var. Rektörlerle
üniversiteleri konudrdır görmez, dilleri vardışuyoruz. Bakıyoruz dışarıda yumurtacılar var. O kadar fazla yumurtanız varsa gidin fakir fukaraya verin. Gidin omlet yapın. Bunların niyetleri farklı. Bunlar aslında öğrenciler üzerinde bize saldırıyorlar. üniversite gençliği bu değil, üniversite gençliği düşünür, araştırır. Bizde geçtik bu yollardan ama molotofkokteyli atmadık, kasatura sallamadık. Temenni ediyorum ki onlar da akli selim davranırlar. CHP gibi avukatları var, ne olacak. Silivri Cezaevi'nin
kapısında ayrılmayan CHP vekilleri, aydınları bizim içeri tıktığımızı söylüyorlar. Aydın dedikleri karanlık işlerle içeri alınmış kişilerdir."
Artık gündem belirleyen bir Türkiye olduğunu söyleyen Erdoğan, "Osmanlı eserlerine, ata yadigarı eserlere sahip çıkan bir Türkiye var. Yanlışa yanlış, doğruya doğru diyen bir Türkiye var. Hakkı, doğruyu savunan, mazlumların sesi olan bir Türkiye var. Önemli hedeflere ulaştık daha fazla hedefe ulaşacağız. Yeter ki bir olalım, iri olalım, kardeşliğimizi yüceltelim. Türkiye demokratikleşme yolunda adımlar attığında önüne engel çıkardılar. Türkiye ekonomisi canlandıysa yapay krizlerle önünü kestiler. Ama biz
kimseye eyvallah demedik, sizlerin desteği ile çetelere dur dedik, göğsümüzü siper ettik" dedi.
"BU ÜLKE ÇOK VAAT GÖRDÜ"
Seçime altı ay kaldığını, ulusal ve uluslararası odakların değişik oyunlar oynama başladığını ifade eden Erdoğan, "Ne yaparsanız yapın, hangi tezgahı hazırlarsanız hazırlayın benim milletim bu tuzaklara gelmiyor, bu oyunlara gelmiyor. Kimin hizmet ettiğini kimin iftira ettiğini biliyor. Kimin küçük hesaplar peşinde olduğunu biliyor. Kurulan tezgahları iyi değerlendirin, kimin istismar peşinde olduğunu iyi analiz edin. Bu ülke çok vaat gördü. Kaynak göstermeden, proje yapmadan bol keseden dağıtanları
gördük. Mazotu 1 TL'ye indiriyorlardı, üniversite sınavını kaldırıyorlardı, her aileye maaş bağlayacaklardı. 'Biz futbolda ofsaytı kaldıracağız, boğaz köprüsü üzerine otobüs durağı kuracağım' diyenler oldu. Ne oldu, bunlar ülkeye ağır faturalar ödeterek gittiler. Merkez bankasına para bastırdılar. Yüzde 63 ile devlet borçlanıyordu, kim ödedi. Faizini Bitlisli kardeşim ödedi. Şimdi devletin borçlanma faizi yüzde 6-7 oldu. On kat fazlaydı. Devletin borçlanma ffgidebiliyor muydu? Ama şimdiaizi bu iken kamu net
borç stoku yüzde 74'tü, şimdi yüzde 42,5'e kadar düştü. Enflasyon bir canavardı zaten. Ziraat Bankası yüzde 57 faizle kredi veriyordu, şimdi faizin yüzde 5'i vatandaş yüzde 5'ini de biz ödüyoruz. Milletin ekmeğini adeta sömürdüler. Aynı zihniyeti hala takip edenler var. CHP'nin şimdi ki genel başkanı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için adayken, her evdeki hanımlara 600 lira vereceğini söyledi. İnanıyor musunuz, şimdi ben diyordum bir belediye başkanı olarak bu kadar parayı verecektin. Şimdi gel
sizin kazandığınız Büyükşehir belediyelerin bulunduğu yerlerde fakir fukaraya her ay 600 lira verin bakalım. Bunların planı projesi kaynağı yok. Bunu Antalya, İzmir veya Mersin'de yapın sizi alkışlayalım, tebrik edelim. Tek şeyi var, yalan yalan yalan. Yani halkı bu şekilde kandıracağız diyorlar. Ama bizim dürüstlükten başka sermayemiz yok. Bunu Antalya, İzmir veya Mersin'de yapın sizi alkışlayalım, tebrik edelim. Benim sevgili milletim bu aldatmacalarrdır görmez, dilleri vardıa aldanmadı, aldanmayacak. 12
Haziran'da bunun faturasını bunlara keseceksiniz. Bunları sorunca benim ismim şu, senin ismini sormadık ki. Planın projen nedir, adını söylüyor.Umut karın doyurmaz, adın karın doyurmaz böyle uçuk vaatlere fırsat tanımayacak benim milletim" şeklinde konuştu.
"BERABER YÜRÜDÜK BİZ BU YOLLARDA"
Türkiye Cumhuriyeti'nin orta paydasında Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Gürcüsüyle bu halkın bir ve beraber olduğunu ifade eden Erdoğan, yaradılanı yaradan ötürü sevdiklerini belirtti. 'Beraber Yürüdük Biz Bu Yollarda' şarkısını da halkla birlikte söyleyen Erdoğan, daha sonra TOKİ tarafından yapılan konutların anahtarlarını hak sahiplerine teslim etti.
Cumhuriyet Meydanı'nda geniş güvenlik önlemleri alınırken, alanda bulunanların bir kısmı ise izdiham nedeniyle baygınlık geçirdi. Erdoğan beraberindeki Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, kızı Sümeyye Erdoğan ile birlikte daha sonra Ahlat ilçesindeki Ahlat
Selçuklu Mezarlığı'nı ziyaret etmek üzere Bitlis'ten ayrıldı.
Cumhuriyet Meydanı'nda yapılan 'toplu açılış ve Toki anahtar teslim töreni'nde halkı selamlayan Başbakan Erdoğan, yanına gelen şehit ailesi Ekrem ve Makribe Güngör ile bir süre görüştü. Sabah saatlerinde Bitlis Belediyesi'ndeki toplantıya alınmayan aile, oğulları Feyzi'nin fotoğrafıyla birlikte Başbakan Erdoğan'la görüşerek, Silivri Cezaevi'nde bulunan oğullarına sahip çıkılmasını istedi. İstiklal Marşı'nın ardından Bitlis Valisi Nurettin Yılmaz ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, Kültür ve Turizm
Bakanı Ertuğrul Günay, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Sağlık Bakanı Recep Akdağ, İçişleri Bakanı Beşir Atalay ve Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz sırayla birer konuşma yaptılar. Daha sonra kürsüye çıkan Başbakan Erdoğan, soğuk bir kış gününde kendisini bekleyen Bitlislileri gördüğü için mutlu olduğunu söyledi. 12 Eylül halk oylaması için de Bitlislilere teşekkür eden Erdoğan, "Bitlis yüzde 70 gibi bir oranla sandığa gitti. Tehditlere aldırmadı, demokrasi, özgürlük ve hukuk dedi. Rekor bir seviyede 'evet'
dedi. Bitlis farklılığını ortaya koydu. Bundan dolayı sizlere teşekkür ederim. Sekiz yıldır Bitlis'e mahcup olmadık, yüzümüzü öne eğmedik. Allahın izni ile bundan sonra var gücümüz ile Türkiye için hizmet üretmeye devam edeceğiz" dedi.
Eser üretmek için bu yollara düştüklerini ifade eden Erdoğan, "Millete efendi olmaya değil hizmetkar olmak için yollara düştük. Bizim yolumuzu Bitlis aydınlatıyor, Bitlisin aydınları aydınlatıyor. Bitlis Saidi Nursi'nin, Arvasi hazretlerinin şehridir. Bu ilin hizmetkarı olmaktan gururluyuz. Bu gün Bitlis'te 71 eserin toplu açılışını gerçekleştiriyoruz. Yıllar öncesine gidin, Bitlis'te iki araç yan yana gidebiliyor muydu? Ama şimdi Bitlis alt ve üst geçitleri ile farklı bir yere geldi. Şehir merkezini
yukarı taşıyoruz. Şehrin kurulum çalışmalarını başlatıyoruz" dedi.
Kadrosu ile dağları deldiklerini ifade eden Başbakan Erdoğan, "Bu kadro gördüğünüz gibi Ferhatlardan oluşuyor. Sizler bizim Şirinimizsiniz. Biz bu millete aşığız, sevdalıyız. Biz bu milletin dertlisiyiz. Öyle insanlar ki kulakları vardır duymazlar, öyle insanlar vardır ki gözleri vardır görmez, dilleri vardır hakikati konuşmazlar. Ama benim milletim gerçekleri görüyor, işitiyor ve konuşuyor" ifadelerini kullandı.
BİTLİS-VAN TÜNELİ MÜJDESİ
Bitlis-Van arasında Kuzgunkıran Tüneli'nin açılış tarihini de söyleyen Erdoğan, "Müjde veriyorum, Bitlis-Van arasında da dağı deldik. Nisan 2011'de Van-Bitlis'i birbirine bağlayan o tüneli de açıyoruz. Onu da Ferhat gibi söylüyorum, çoğu gitti azı kaldı. Bu eserler Bitlislilere hayırlı olsun. Şimdi bir derdimiz var, dünyayı Bitlis'e çekmek. Dünya Bitlis'te birleşecek. İş adamları, kanaat önderlerine gelin Bitlis'e 4-5 yıldızlı oteller kurun. Bak bunlar boş kalmayacak dedim sabah ki toplantıda. İnsanlar
buraya gelecek. Biz bunları görerek aramıza fitne fesat sokanlara yer vermeyeceğiz. Bizler milli birlik dedik, bir olacağız, iri olacağız ve diri olacağız. Merdivenleri teker teker çıkacağız, bir tarafta Muş bir tarafta Van Havaalanı var. Şehrimiz biraz geliştiği zaman o da olu. Geçmişteki siyasetçiler gibi kuru sıkı atmıyoruz. Sonra biri kalkıp Kayseri'ye deniz getireceğiz diyordu, biz Kayseri'ye hiç olmazsa Yamula Barajı'nı getirdik. Onlar sulu yeri susuzluğa mahkum ettiler" diye konuştu.
Yıllar yıllı ilim şehri Bitlis'e üniversite getirilmediğini söyleyen Erdoğan, "Ama biz 2007 de getirdik. Bitlis tarihte her zaman ilim merkezi oldu. Bitlis bütün bu coğrafyanın merkezi idi. Böyle bir şehirde üniversite yoktu. Geldik gerekli çalışmaları yaptık, üniversitesi olmayan tüm illerimize üniversite kazandırdık. Bitlis Eren Üniversitesi şu an mütevazi imkanlara sahip. Bu imkanlar her geçen gün artıyor, iş adamlarımızla sabah bunu konuştuk. Biz bir adım attık, şimdi sıra Bitlislilerde. Hep birlikte
Bitlis'i ayağa kaldıracağız. Bitlis'i yeniden bir ilim merkezi haline getireceğiz. Bitlis'in büryan kebabını da dünyaya tanıtacağız. Yeter ki huzur olsun, istikrar olsun, kardeşliğimiz güçlü ve daim olsun. İnanın her hedefi kolaylıkla yakalarız. Biz büyük bir devletiz, kendimize inanınsak güvenirsek her engeli aşarız" dedi.
"İSTER SEVSİNLER İSTER SEVMESİNLER POLİSİMİN SABRINA SAHİP ÇIKACAĞIM"
Küresel finans krizi tüm dünyayı etkisi altına alırken Türkiye'nin en az etki ile aştığını ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Avrupa ülkeleri emeklilik yaşını yükseltiyor, öğrenci harçlarını artırıyor, sosyal yardımlarını kaldırıyor. Biz ise emekliye, memura, öğrencilere artış yapıyoruz, sosyal yardımları artırıyoruz. Biz eğitimin önünde fgidebiliyor muydu? Ama şimdiengel tanımıyoruz. Fakir fukara ailelerin erkek çocuklarına 20, kızlara 25 lira veriyoruz. Orta öğretimde erkeğe 35, kız 45 lira veriyoruz. Üniversite de 1 milyon öğrenciye burs ve kredi veriyoruz. 2010 yılından üniversite öğrencilerine verdiğimiz burs 200,
beslenme yardımı 120 liraydı. 2011 de yüzde 20-25 artıracağız. Aynı şekilde mastır öğrencilerine 400, doktora öğrencilerine 600 lira burs kredi verdik. Müracaat eden kimseyi geri göndermedik. Birileri kalkıp harçlar kaldırılsın diyor. Ama dertleri başka, gerilim ortamı oluşturmaktır, bu bağırıp çağıranlar. İster sevsinler ister sevmesinler polisimin sabrına sahip çıkıyorum, çıkacağımda. Rektörler toplantısında toplantıya katılacaklarmış. Davetli olunmayan yere katılmaz, geleneğimizde bu var. Rektörlerle
üniversiteleri konudrdır görmez, dilleri vardışuyoruz. Bakıyoruz dışarıda yumurtacılar var. O kadar fazla yumurtanız varsa gidin fakir fukaraya verin. Gidin omlet yapın. Bunların niyetleri farklı. Bunlar aslında öğrenciler üzerinde bize saldırıyorlar. üniversite gençliği bu değil, üniversite gençliği düşünür, araştırır. Bizde geçtik bu yollardan ama molotofkokteyli atmadık, kasatura sallamadık. Temenni ediyorum ki onlar da akli selim davranırlar. CHP gibi avukatları var, ne olacak. Silivri Cezaevi'nin
kapısında ayrılmayan CHP vekilleri, aydınları bizim içeri tıktığımızı söylüyorlar. Aydın dedikleri karanlık işlerle içeri alınmış kişilerdir."
Artık gündem belirleyen bir Türkiye olduğunu söyleyen Erdoğan, "Osmanlı eserlerine, ata yadigarı eserlere sahip çıkan bir Türkiye var. Yanlışa yanlış, doğruya doğru diyen bir Türkiye var. Hakkı, doğruyu savunan, mazlumların sesi olan bir Türkiye var. Önemli hedeflere ulaştık daha fazla hedefe ulaşacağız. Yeter ki bir olalım, iri olalım, kardeşliğimizi yüceltelim. Türkiye demokratikleşme yolunda adımlar attığında önüne engel çıkardılar. Türkiye ekonomisi canlandıysa yapay krizlerle önünü kestiler. Ama biz
kimseye eyvallah demedik, sizlerin desteği ile çetelere dur dedik, göğsümüzü siper ettik" dedi.
"BU ÜLKE ÇOK VAAT GÖRDÜ"
Seçime altı ay kaldığını, ulusal ve uluslararası odakların değişik oyunlar oynama başladığını ifade eden Erdoğan, "Ne yaparsanız yapın, hangi tezgahı hazırlarsanız hazırlayın benim milletim bu tuzaklara gelmiyor, bu oyunlara gelmiyor. Kimin hizmet ettiğini kimin iftira ettiğini biliyor. Kimin küçük hesaplar peşinde olduğunu biliyor. Kurulan tezgahları iyi değerlendirin, kimin istismar peşinde olduğunu iyi analiz edin. Bu ülke çok vaat gördü. Kaynak göstermeden, proje yapmadan bol keseden dağıtanları
gördük. Mazotu 1 TL'ye indiriyorlardı, üniversite sınavını kaldırıyorlardı, her aileye maaş bağlayacaklardı. 'Biz futbolda ofsaytı kaldıracağız, boğaz köprüsü üzerine otobüs durağı kuracağım' diyenler oldu. Ne oldu, bunlar ülkeye ağır faturalar ödeterek gittiler. Merkez bankasına para bastırdılar. Yüzde 63 ile devlet borçlanıyordu, kim ödedi. Faizini Bitlisli kardeşim ödedi. Şimdi devletin borçlanma faizi yüzde 6-7 oldu. On kat fazlaydı. Devletin borçlanma ffgidebiliyor muydu? Ama şimdiaizi bu iken kamu net
borç stoku yüzde 74'tü, şimdi yüzde 42,5'e kadar düştü. Enflasyon bir canavardı zaten. Ziraat Bankası yüzde 57 faizle kredi veriyordu, şimdi faizin yüzde 5'i vatandaş yüzde 5'ini de biz ödüyoruz. Milletin ekmeğini adeta sömürdüler. Aynı zihniyeti hala takip edenler var. CHP'nin şimdi ki genel başkanı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için adayken, her evdeki hanımlara 600 lira vereceğini söyledi. İnanıyor musunuz, şimdi ben diyordum bir belediye başkanı olarak bu kadar parayı verecektin. Şimdi gel
sizin kazandığınız Büyükşehir belediyelerin bulunduğu yerlerde fakir fukaraya her ay 600 lira verin bakalım. Bunların planı projesi kaynağı yok. Bunu Antalya, İzmir veya Mersin'de yapın sizi alkışlayalım, tebrik edelim. Tek şeyi var, yalan yalan yalan. Yani halkı bu şekilde kandıracağız diyorlar. Ama bizim dürüstlükten başka sermayemiz yok. Bunu Antalya, İzmir veya Mersin'de yapın sizi alkışlayalım, tebrik edelim. Benim sevgili milletim bu aldatmacalarrdır görmez, dilleri vardıa aldanmadı, aldanmayacak. 12
Haziran'da bunun faturasını bunlara keseceksiniz. Bunları sorunca benim ismim şu, senin ismini sormadık ki. Planın projen nedir, adını söylüyor.Umut karın doyurmaz, adın karın doyurmaz böyle uçuk vaatlere fırsat tanımayacak benim milletim" şeklinde konuştu.
"BERABER YÜRÜDÜK BİZ BU YOLLARDA"
Türkiye Cumhuriyeti'nin orta paydasında Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Gürcüsüyle bu halkın bir ve beraber olduğunu ifade eden Erdoğan, yaradılanı yaradan ötürü sevdiklerini belirtti. 'Beraber Yürüdük Biz Bu Yollarda' şarkısını da halkla birlikte söyleyen Erdoğan, daha sonra TOKİ tarafından yapılan konutların anahtarlarını hak sahiplerine teslim etti.
Cumhuriyet Meydanı'nda geniş güvenlik önlemleri alınırken, alanda bulunanların bir kısmı ise izdiham nedeniyle baygınlık geçirdi. Erdoğan beraberindeki Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, kızı Sümeyye Erdoğan ile birlikte daha sonra Ahlat ilçesindeki Ahlat
Selçuklu Mezarlığı'nı ziyaret etmek üzere Bitlis'ten ayrıldı.