BIZZT ERENKÖY

Sevgili izleyiciler iyi akşamlar

Türkiye'nin en çok izlenen ana haber bülteni başlıyor.

Seçim sonuçlarını açıklıyorum: Ak Parti yüzde 25, CHP yüzde 25, MHP yüzde 25, HDP yüzde 25….

(Reji spikeri uyarır)

“Hoop ne yapıyorsun olum, kafayı mı yedin, nerden çıktı bu rakamlar”

Ehemm…. Kem…kümm…

Sevgili izleyiciler Ak Parti'nin sandıktaki oyu aslında yüzde 50. Ancak çobanın, bidon kafalının oyu, Ahmet Hakan'ın, Şirin Payzın'ın, Fatih Portakal'ın, Müjdat Gezen'in oyuyla bir olur mu? Olmaz di mi efendim. Hiç olmazsa çobanın bir oyuna karşılık bizim oyumuz, bakın üç diyerek vicdansızlık yapmıyorum, hiç olmazsa iki sayılmalı. Çobanların oyunu 0.5 ile çarptım… Ak Parti yüzde 25 çıktı.

(Reji daha sert uyarıyor)

“Lan geri zekalı ne saçmalıyorsun. Yayındayız öküz”
Su sonuçla Ak Parti iktidar olamıyor sevgili izleyiciler. Olamazk…Olmamalı…dimi..kem-küm.
Biz “Gezi” yi boşuna mı yaptık? 17-25 aralık bir işe yaramadı mı yani…”ühüü… ühüüü”

(Reji bu kez biraz daha insaflıdır)
“Oğlum ne ağlıyorsun… değmez lan. Bakarsın bir seçim daha olur. Ne diyorum ben yaa… Salaksın lan salaksın…Sana ne lan sana ne! Kesin yayını…kestik. Reklam girin bişi girin bari)…

Bir başka tv, bir başka gezi zekalı sunucu…

(Bülten daha başlamamış ama mikrofon açık)
Metinler hazır mı arkadaşlar… Ya şimdi ni halt edeceğim ben. Ne diyeceğim, ne yapsak da acaba bu seçimleri iptal ettirsek… Arkadaşlar yok mu şöyle “AK Partililer oy çaldı, sandık kaldırdı, İstanbul'da çöpten binlerce kullanılmış oy çıktı” türünden bir haber…

(Reji)
“Maalesef yok”

Yok mu? Yapma ya…Ne diyeceğim lan şimdi ben? Ak Parti yüzde 50 ile iktidar mı diyeceğim? Yav daha dünkü bülten de “Ak Parti iktidar olursa be mesleği bırakırım demedim mi? Ne b.k yiyeceğim şimdi. Allah'ım bana yardım et!

Reji
(Kızım ne oluyor ya! Ne yapıyorsun. Son 30, yayına giriyorum. Kamera bir hazır….)
İyi akşamlar sevgili izleyicim… izlencim..ler, izleyinciler..izlence…

(Reji)
“Ne yapıyorsun kızım…ne izlencesi saçmalıyorsun. Rezil olduk…Kamera beş genişe çık…sesi alın)

Efendim sandıklar açıldı. Açıldı da nasıl açıldı. Açılmasa mıydı? Dizi dizi sandık biz Ak Partiyi iktidar olamaz sandık. On üç yıldır yenilmekten usandık. Sandıklar açıldı oylar saçıldı…Amanin de nasıl saçıldı…

(Reji)
“Hoop kendine gel, ne diyorsun kızım, ne yedin ne içtin de ne s.ç.yorsun sen”
Ehemm… Sevgili seyirciler. PKK Diyarbakır'da 470 oy sandığını çaldı. Antalya'da oy kullanmaya giden CHP'liler, AK Partililer tarafından Pitbullarla korkutularak sandığa gitmeleri engellendi…

(Reji çıldırma durumunda)

“Ne… Neee… Ne pitbulu… ne sandık çalınması. Böyle bir haber bantı yok salak”

Efendim sadece bunlar olsa iyi. Çankaya'da Ak Partili fırıncılar ekmeğe müshil katmış. Kahvaltısını yapan CHP'liler sandığa koşmak yerine Hela'ya koşmuş. Bu nedenle de Çankaya'da hiçbir CHP'li sandığa gidememiş.

(Rejinin kafayı yemesine ramak kalmıştır)

“Ohaa… Bu kadar da b.k'tan yalan olmaz kızım. Nereye varacak sonu… Sen bittin kızım sen bittin de…”
Sevgili izleyiciler Bakırköy'de de sahildeki çöplerde 240 bin adet CHP-MHP ve HDP'ye verilmiş oy pusulaları bulundu.

(Bu kadarını reji bile kabullenemez)

“Lan malak karı 300-500 de bari 240 bin oy olur mu çöpte? Bütün Bakırköy çöpte mi kullanmış oylarını dingil”

Sevgili dingiller… Afedersiniz sevgili seyirciler tüm bu gelişmelerin ardından Yüksek Seçim Kurulu, 1 Kasım seçimlerini iptal etti. 8 Kasım Pazar günü seçimler yenilenecek. CHP-MHP –HDP- İngiltere- Amerika ve İsrail ve Esed seçimlere birlikte girme kararı aldı.

(Artık rejinin cinnet halidir)

“Seni spiker yapanın diksiyonunu… Seni getiren arabanın direksiyonunu… Seni sunucu diye icad edenin son versiyonunu Yaşar Nuri Öztürk kakalasın. Ambulans çağırın laaan. Götürün bu karıyı. Bundan sonra her spiker yayına gelirken beynini yanına alacak tamam mı ulaaaaaaannnn”

Sevgili izleyicilerim ben Fransa'ya gidiyorum. Böyle banal bir seçim sonucuna dayanamam. Meğer ne kadar çok çoban varmış bu ülkede… Ayyy…ayyy.. koyun olamam. Meee.. leyemem ben. Pensilvanya'ya mı gitsem acaba?...

(Resim seçiçi, kameremanlar, sesçi dayanamayıp stüdyoyu terk etmiştir bir tek yönetmen vardır. Gemiyi en son terk etmeye niyetlidir ancak onun da tahammülü kalmamıştır)
Sevgili izleyicilerim ne olur beni anlayın… Ağlamak istiyorum… höykürmek istiyorum… Ak Parti gitsin diye vermediğim şey kalmadı… Kaderimin cilvesine bakın ki şimdi AK Parti kalıyor ama ben gitmek zorunda kalıyorum…

(Reji)

“S…r git lan nereye gidersen git…beyinsiz salatalık. Dımı dımının turşusu.”

/Bir üçüncü televizyon kanalı. Spiker stüdyoda beklemekte/
Ya nerde insanlar… Kameremanlar, ışıkçılar, sesçiler. Çay kupama viski bile koymamışsınız. Eyy… nerdesiniz? Kimse Yok muuuuuu? Hiişt yönetmen kız… Sende mi yoksun?

Stüdyonun en karanlık köşesinde bir siluet belirir. Spiker korku içindedir. Siluet yavaş ve tedirgin adımlarla yaklaşır, ışığın altına geldiğinde yüzünü seçer.

“Patron ne yapıyorsun burada?” sesi titrek ve endişelidir.

Patronun yüzünde bitmiş, yenilmiş bir ifade, hepsinden öte pişmanlığın derin izleri vardır.

“Bitti… kapattık dükkanı… gidiyorum. İstersen sen de gel…”

Bu arada bir parti merkezinde genel başkan parti meclisini toplamıştır. Bodrum katta, perdeler sımsıkı kapalıdır.
“Sakın lambaları yakmayın. Burda olduğumuzu anlamasınlar. Herkes gittik sanıyor”

Kerli ferli bir genel başkan yardımcısı perdeyi azıcık aralayıp bahçeye bakar.

“Efendim sadece polisler ve sokak köpekleri var dışarıda. Emrederseniz çıkabiliriz. Kimse kalmamış”

Bir başka partinin genel merkezinde bir başka genel başkan kendi kendine söylenmektedir:
“Hayır'da hayır var dedik. Kötü mü ettik. Hayır'da şer var mı deseydik. Ya da “Evet'te evet var” desek olur muydu? Olmaz dı. Hiç uyuyor mu kafiyeleri, anlamı var mı? Yok. Hayır'da hayır olduğunu anlamadılar. Bundan sonra “Yok da yok var” diyeceğim ya da “No'da no var” desek bir şey değişir mi? Arapçası neydi? Laa… Laa'da laa var…yok bu hiç olmaz.

Neyse canım. Olmazsa en erken tarihte seçim olsun.

Ve bir başka parti…Burda yüzler daha sert ve gergin. Genel Başkan yönetimi sorguluyor.

“Yav Sırrı Ağabey biz nerde yanlış yaptık. Her şey tamamdı hani? Söyle Abey yanlışımız nerde?”

“Genel Başkanım gözünü seveyim, cevabını bildiğin soruyu bana niye sorarsın?”

“Nedir Cevap?”

“Hani demişler ya deveye, niye boynun eğri diye…”

“Hıı…”

Bzzt Erenköy….