Başkent'te 'Parmak Dokunuşum' sergisi - ANKARA
Asıl mesleği veterinerlik olan ressam Kibarkaya, çocukken çobanlık yaptığını, her zaman doğanın içinde olduğunu söyledi.
Doğanın içinde, görebilen insanlar için birçok muhteşem eser olduğunu belirten Kibarkaya, şunları söyledi:"Büyük bir üstad beni tanıdı ve bana, 'Ne iş yapıyorsun.' dedi.
Ben de memur olduğumu söyledim. 'Git istifa et ya da emekli ol resim yap. Hayatımda böyle bir şey görmedim.' dedi.
Ben de ona uydum ve 3 gün sonra emeklilik dilekçemi verdim. Resim yapmaya ve sergiler açmaya başladım. Sergilerim çok ilgi gördü. Dünyadaki birçok ressamı inceledim, müzelerine gittim. Van Gogh, Picasso, Dali'yi izledim. Onların hepsinin fark yaratmak ile ilgili bir çıkış noktası vardı. Bu boya bir kere fark yaratıyor. Benim resimlerimde dokunma vardır ve ben dokununca haz alıyorum. Arada fırça var, onlar beni koparıyor. Benim elime bir tuval verip 'Şu resmi yap.' dediklerinde bu özgürlüğüm elimden alınmış oluyor, hapsoluyorum. Gittiği yere kadar gidiyorum ve resmi ben teslim alıyorum, tuval beni teslim almıyor." - "Ölürsem beni boyalarla gömün"Bu zamana kadar 50'nin üzerinde sergi açtığını dile getiren Kibarkaya, "Sürekli resim yapıyorum. Resim yapmadığım zaman hasta oluyorum. Resim benim dayanağım, kanım. Bu boyalar vücudumda gezen kandır." dedi.
Kibarkaya, çocuklarına vefat ettiğinde kendisini boyalarla gömmelerini vasiyet ettiğini ifade etti.
Sergide yaklaşık 60 eserinin olduğunu belirten Kibarkaya, eserlerin yaklaşık bir ay sergileneceğini aktardı.Sergide yer alan "Düşünen adam" isimli tabloya ilişkin bilgi veren Kibarkaya, resimdeki kişinin İsmail isimli bir hemşehrisi olduğunu söyledi.
Kibarkaya, "İsmail, çocuklarından, hanımından ayrılmış ve babasından kalma bir bahçeye ev yapmış. Oraya göçmüş. Ben ona gittim, bana kendini anlattı. Özgür olduğunu, rahat olduğunu, dünyadan koptuğunu ve yaşadığı dağda çok mutlu olduğunu söyledi.
Fakat ara sıra düşünüyor. İşte o düşünürken ben de 'Düşünen adam' dediğim tabloyu yaptım." diye konuştu.
- "Köpeğimin ölümü nedeniyle veteriner oldum"Resim yapmaya çocukluğunda başladığını söyleyen Kibarkaya, şunları kaydetti:"Dağda çamurla boyalar yapıyordum. Gende var. Rahmetli annem kilim dokurdu ve kendi kafasına göre desen yapardı. Ben de boyalarla eve desenler çizerdim. İlkokulda hocalarım da resim yapmamı söyledi.
Fakat ben köpeğimin ölümü nedeniyle veteriner oldum. Edebiyat mezunuyum ama ben azimle çok yüksek puanla veteriner fakültesine gittim. Ondan yana da çok mutluyum. Orada mikroskop ve onun altındaki ışığı gördüm. O da bana çok büyük katkılar sağladı."Serginin açılışına davetliler ve sanatseverler katıldı.
Fakülte Parmak İzi Üstad Emeklilik Düşünür
15 Mart 2018 Perşembe günü yayınlandı