Karamollaoğlu - İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin tutuklu gazeteciye ilişkin kararı - İZMİR
Partisinin İzmir teşkilatı tarafından Kemalpaşa ilçesindeki Dere Mesire Yeri'nde düzenlenen teşkilat eğitimi toplantısına katılan Karamollaoğlu, en geç bir buçuk sene içinde seçimlerin yapılacağını, bu seçimlere en iyi şekilde hazırlanmaları gerektiğini belirtti.
Hedefe yaklaştıkça kendileri üzerinde hiç beklenilmeyen çirkin oyunların tertiplenebileceğini kaydeden Karamollaoğlu, bunun partilileri yolundan uzaklaştırmayacağını söyledi.
Karamollaoğlu, bugün İslam alemi kadar parçalanmış, darmadağın olmuş kendi problemlerini çözeceğine, düşmanlarının tesiriyle bir biri ile boğuşan başka bir grup bulunmadığını ifade ederek, "Bunun farkına varmak zorundayız. Üzerimizde bir takım oyunlar oynanıyor. Bunların farkına varmazsak başarıya ulaşmamız mümkün olmaz." ifadelerini kullandı.Hukukun ülkenin en önemli meselelerinden biri olduğunu söyleyen Karamollaoğlu, hukuka, adalete güven kalmadığını savundu. Karamollaoğlu, iktidarda bulunanların 15 senedir inşaat denildiğinde dağları devirdiğini kaydederek, ancak adaletin yapılan adalet saraylarında değil, adaleti gözeten hakimleri bulmakla gerçekleşeceğini belirtti.
Bir kaç gün önce kendilerini endişeye sevk eden bir karar alındığını anlatan Karamollaoğlu, şöyle devam etti:"Bir mahkeme iki gazetecinin tutukluğu devam ederek yargılanmasına karar verdi. Aylardır tutuklu bu gazeteciler, onlar da Anayasa Mahkemesine müracat ettiler. Anayasa Mahkemesi de bir karar aldı, bu mahkemenin kararını bozdu. Mahkeme dedi ki 'ben seni dinlemiyorum'. Anayasada bir hüküm var, diyor ki 'Anasaya Mahkemesinin aldığı kararlara cumhurbaşkanı, meclis dahil kimse itiraz edemez, uygulamak mecburiyetindedir. Ama bir mahkeme diyor ki 'ben senin aldığın karara uymuyorum'. Anayasa Mahkemesi yanlış karar verebilir, mühim olanı kurala uymaktır. Yerel mahkeme de yanlış karar verir. Temyiz müessesi çalışmazsa adalet çalışmaz. Şu anda temyiz çalışmıyor. Onun için bireysel müracaat hakkını bu hükümet verdi insanlara. Onlar da gittiler, mahkeme de karar verdi 'serbest bırakılsınlar, yargılamaları böyle devam etsin' diye. Mahkeme de diyor ki 'ben buna uymam.' Böyle hukuk olur mu?"Karamollaoğlu, Fetullahçı Terör Örgütü'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimine değinerek, milletin ayağa kalkarak ihtilali önlediğini söyledi.
Hükümetin bu kalkışmadan sonra bir takım tedbirleri alabilmek için olağan üstü hal ilan ettiğini kaydeden Karamollaoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:"Elbette gerekir. Ama nereye kadar? 3 ay, 3 ayda toparlayamadın, hadi 6 ay. 6 ayda da toparlayamadın. Hadi bir 3 ay daha. Ama hala 1,5 sene sonra neredeyse, olağanüstü hal ile idare ediliyoruz. Olağanüstü hal, olağan hale gelirse hapı yuttuk. Artık bundan sonra hukuk yok demektir. Çünkü hukuk bir kişinin, hükümetin dudakları arasındadır. Anayasa çiğnenmeye başladığın an, olağanüstü hal falan bırak sen, devreye girmen lazım. Bir mahkeme güya Anayasa Mahkemesinin ağzının payını verdi. Kim düzeltecek bunu? Hükümetin bunun karşısında bir şey yapması icap eder. 'Efendim ben adalete karışmam.' İstemediğin bir karar alındığı zaman bal gibi karışıyorsun. Anayasa çiğnendiği zaman niye girmiyorsun. Hukuk, adalet olmadan, hak üstün tutulmadan hiç bir ülkede, dünyada huzur olmaz. Hükümetin bir tedbir alması lazım. Kimsenin anayasa haklarının dışına çıkmaması icap eder. Biz hukukuna üstünlüğün en önemli mesele görüyoruz."
Olağanüstü Hal Cumhurbaşkanı Darbe Girişimi Darmadağın Tutuklu Gazeteci
14 Ocak 2018 Pazar günü yayınlandı