'Çocuğu havaya atarken dikkat'
Alışkanlık Televizyon Hareketsizlik Kemik Erimesi Kaliteli Yaşam
-Haluk Ağuş röp
-detay
-Ulaşım: Sistemden geçildi
( ANTALYA ) "Çocuğu havaya atarken dikkat"- 29. Ulusal Türk Ortopedi ve Travmatoloji Kongresi Başkanı Prof. Dr. Haluk Ağuş:- "İlerleyen yaşla birlikte ortaya çıkan ortopedik sorunların büyük çoğunluğunun temelinde hareketsizlik yatıyor "- " Sırtında, belinde, kalçasında, kolunda ağrı olarak gelen hastaların yüzde 70-80’ine tedavi olarak yapacakları egzersizleri öneriyorum"- "Mutlaka her gün küçükte olsa bir takım egzersizleri yapmayı alışkanlık haline getirelim, bu bize ne sağlayacak eklemlerimizde kireçlenme olmasını engelleyecek, kemiklerimizin osteoporoz(kemik erimesi) olmasını engelleyeceğiz"- "Biz çocuklarımızı sevmeyi bilmiyoruz, havaya atmak, hoplatmak, atıp sonra yakalamaya çalışmak, çocuğun hoşuna gidebilir, gülebilir"- " Ama tutamadığınızda çocuk düşüp kalçayı kırıyor. O nedenle bu tür aşırı sevgi gösterilerinden vazgeçmemiz gerekir" ANTALYA
- 29. Ulusal Türk Ortopedi ve Travmatoloji Kongresi Başkanı Prof. Dr. Haluk Ağuş, toplum olarak çocukları sevmeyi bilmediğimizin altını çizerek, " Havaya atmak, hoplatmak, atıp sonra yakalamaya çalışmak, çocuğun hoşuna gidebilir, gülebilir. Ama tutamadığınızda çocuk düşüp kalçayı kırıyor. O nedenle bu tür aşırı sevgi gösterilerinden vazgeçmemiz gerekir."dedi.
29. Ulusal Türk Ortopedi ve Travmatoloji Kongresi Başkanı Prof. Dr. Haluk Ağuş, Türkiye’de ortalama yaşam süresinin uzadığına dikkati çekerek, hareketli bir yaşamı önerdi. Uzun yaşamanın temel bir takım ilkeleri olduğunu dile getiren Ağuş, “ Oturmak, hiçbir şey yapmamak, akşama kadar sırf televizyon izlemek, kaliteli ve iyi bir yaşam değildir. Hareketsizlik beraberinde çünkü sorunları da getiren bir yaşam tarzı. Uzayan yaşla birlikte sorunlarla karşılaşmamak için uymamız gereken en temel kurallardan biri hareketli olmaktır.” diye konuştu.
Uzayan yaşla birlikte hareketsiz bir toplum haline döndüklerini kaydeden Haluk Ağuş,“ Yani yürünebilecek bir mesafeye araçla gidiyoruz. 100,200 metre yürümek bize zor geliyor. Hareketli olmamız gerekir. Mutlaka her gün küçükte olsa bir takım egzersizleri yapmayı alışkanlık haline getirmeliyiz. Bu bize ne sağlayacak eklemlerimizde kireçlenme olmasını engelleyecek, kemiklerimizin osteoporoza(kemik erimesi) bağlı olmasını engelleyeceğiz.” diye konuştu.
"Yüzde 80'ine tedavi olarak hareket öneriyorum" Kaliteli bir yaşam için sadece hareketin gerekli olmadığını dile getiren Ağuş, “ Beraberinde beslenme ve çalışma tarzımız da önemli. Ortopedi açısından en önemli olan şey ise hareketli olmaktır. Yaşla gelen ortopedik sorunların büyük çoğunluğunda hareketsizlik yatıyor. Sırtında, belinde, kalçasında, kolunda ağrı olarak gelen hastaların yüzde 70-80’ine tedavi olarak yapacakları egzersizleri öneriyorum. Hastamız şöyle istiyor: ‘Doktor bana ilaç yazsın gideyim o ilacı içeyim, hareket etmeyeyim hiçbir yerim ağrımasın, kaliteli yaşamım olsun’ yok öyle bir şey. Hastaya önerdiğim hareket bir tedavidir. Aynı yazılacak ilaç kadar etkili hatta daha fazla etkilidir. Hareket ettiğiniz sürece yaşam kaliteniz artar.” dedi.
"Yaşınıza uygun spor yapın" Yaşa ve fiziki duruma göre spor ve hareketlerin yapılması gerektiğinin altını çizen Haluk Ağuş, “ Spor yapmak demek kendi kendinizle yarışın anlamına gelmiyor. Belirli yaştan sonra en iyi spor yürüyüş ve belirli egzersizlerdir. Profesyonel olmadığınızı asla unutmayın, yaşa uygun spor yapılması eklem ve kas ağrılarını azaltacaktır.” dedi.
"Yürüme cihazlarında çocuğu yalnız bırakmayın" Bunların yanında bir de çocukların ev yaralanmalarıyla karşılarına geldiğini anlatan Ağuş, “ ‘Bebeğim 14 aylık oldu yürüyemiyor, buna yürüteç alalım mı?’ diyor. Yürüteç çocuğun vücuduna bir zarar vermiyor. Ama ev kazası olması için olasılık oluşturuyor. Ama aileler beklemeli sabretmeli çocukları mutlaka yürüyecektir ya bir ay bir ay sonra. Yürüteci almanızı önermem ama alacaksınız da çocuğunuz bu cihazın içindeyken yanından ayrılmayın. Çünkü basamaklı bir evde çocuk onunla birlikte düşüyor. Cihazın tekerleği bir yere takılıyor çocuk onunla birlikte düşüyor. Çok ciddi yaralanmalar oluyor. Beyin kanması bile geçireni gördüm. Yararlı bir cihaz değil olsa da olmasa da bir şey farketmez. Ama mutlaka alınacaksa çocuğun yanından ayrılmayacaksınız.” ifadelerine yer verdi. "Çocukları sevmeyi bilmiyoruz" Çocuğu en büyük sevgi gösterilerinden havaya atmanın da büyük tehlike oluşturduğunun altını çizen Ağuş, sözlerini şöyle tamamladı: “ Biz çocuklarımızı sevmeyi bilmiyoruz. Çocuğu havaya atmak, hoplatmak, çocuğu atıp sonra yakalamaya çalışmak, çocuğun hoşuna gidebilir, gülebilir. Ama tutamadığınızda çocuk düşüp kalçayı kırıyor. O nedenle o tür aşırı sevgi gösterilerinden vazgeçmemiz gerekir.” (İA-
4 Kasım 2019 Pazartesi günü yayınlandı