'Kırmızı taş'ın peşinde 35 yıl - BİLECİK
Taş sevdasının o gün başladığını dile getiren Kınabaş, "Ankara'ya gittim. Bir taşçı dükkanına girince hayretler içinde kaldım, çok değişik güzel taşlar vardı. Bazılarını da gözüm ısırmaya başladı.
Avcılık da yapıyordum, o gün silahı koydum, elime çekici aldım. 35 yıl oldu halen taş peşinden koşmaya devam ediyorum. Dağ, arazi gitmediğimiz yer kalmadı." diye konuştu.
- "Ekmeğimizi taştan çıkarıyoruz"Atölyesini kurduğunu, topladığı taşlarla yurt içi ve yurt dışında fuarlara katıldığını aktaran Kınabaş, şöyle devam etti:"Doğal oluşan her renkte taşa ulaştım. Önce numunelerini buluyoruz, ilk başta çamurlu oluyor. Yıkıyoruz, ilaçlıyoruz, kesilecekse kesiyoruz ya da kesmeden işliyoruz. Hazır hale gelince satıyoruz. Takı oluyor bunlar, bayanları süslüyoruz. Pazarlaması kolay olmuyor. İstanbul'da birkaç firmaya veriyoruz. Onların aracılığıyla Dubai, Amerika, Katar, Yemen ve birçok ülkeye gidiyor. 35 yıldır ekmeğimizi taştan çıkarıyoruz. Bu taşlar, kolye, yüzük oluyor, evlerde, iş yerlerinde aksesuar olarak kullanılıyor." Bilecik 'in İkizce köyündeki kendisine ait ruhsatlı maden ocağında ve Bursa'nın Yenişehir ilçesindeki atölyesinde çalışmalar yaptıklarını anlatan Kınabaş, şunları kaydetti:"Gönlüm hep yeşil bir kristali hayal ediyordu. İkizce'de bir alana ruhsat aldık. Burada ona rastladım. Dünyada bu taştan yok. Çin'e örnek gönderdik. Onlar da etkilendi ve taşları yeşile boyadılar. Ama tabiatın verdiği gibi olmuyor, yapamazlar. Bunlar tamamen doğal. İnce kesiliyor, şekil veriliyor ve ister yüzük ister kolye oluyor. Taş dağılmıyor, sağlam bir yapısı var. İdeal bir taş. Şimdi onu çalışıyoruz. Türkiye'nin her köşesini gezdim. Otobüsle giderken çevremize bakıyoruz, toprağın kayaların yapısından oradaki taşları tahmin ediyoruz. Bu işi ömrüm boyunca yapacağım."Kınabaş, "Taş denilince hafife almayın, dünyanın en kıymetli şeyi taşlardır. Bu değişik bir sevda ve hastalık. Gücüm ettiği sürece yapacağım." dedi.
Hastalık Muhabir Yurt Dışı Maden Ocağı Avcılık
14 Ocak 2018 Pazar günü yayınlandı