İsrail'in 137 kez yıktığı bir Filistin köyünün tarihi acılarla dolu (3)
- El - Arakib köyü ve köy sakinleri - El - Arakib köyündeki mezarlıklar - El - Arakib aşiretinin Şeyhi Ebu Aziz ile röportajKendilerini sahranın muhafızları olarak tanımlayan Filistinli bedevilerin yaşadığı El - Arakib köyü, İsrail’in güneyindeki Necef (Negev) çölünde bulunan, Tel Aviv rejimi tarafından köy statüsü verilmeyerek her türlü hizmetten yoksun bırakılan ve yıkım tehdidiyle karşı karşıya olan 45 Filistin köyünden biri. Kudüs ’ten güneydeki Birussebi (Beer Şeva) kentine giden otoyolun 102’nci kilometresinde, yol bariyerlerinden bir kısmının kesilerek açılan patika bir yol ile ulaşılan El - Arakib köyünde, atalarının mezarlarının yanı başında kurdukları çadırlarda oturan bir avuç Filistinli bedevi, İsrail’in kendilerine açtığı “iskân savaşına” karşı mücadele etmeye çalışıyor.Üç gün önce 137’nci kez yıkımı gerçekleştirilen El - Arakib köyünün, bir zamanlar nüfusu 3 bin civarındaydı. Ancak İsrail’in zorunlu göç politikası ve uygulamalarına dayanamayan Filistinli bedevilerin sayısı bugün sadece yaklaşık 80 kişi.Osmanlı Devleti Filistin topraklarından çekilmeden birkaç yıl önce, 1905’te Filistinli Bedevi El - Harbi (El - Arakib) aşiretinin büyük babası tarafından satın alınan El - Arakib köyünün arazisi, bölgeyi işgal eden İngiliz güçleri tarafından da aynı aşirete ait olduğu kabul edilmesine rağmen, İsrail makamlarınca bugün devlet arazisi olarak sahiplerinin elinden alınmak isteniyor.El - Arakib aşiretinin Şeyhi Ebu Aziz, bu sabah saat 6 itibariyle İsrail’in başkenti Tel Aviv yakınlarındaki Remle Cezaevi İdaresi’ne teslim olmadan önce, AA muhabirine konuştu. Üstünde kahve cezveleri bulunan mangal ateşi ile odun sobasının içini ısıttığı, yerlerde bedevi usulü serilen minderlerin bulunduğu çadırında misafirlerini karşılayan Şeyh Ebu Aziz, yaşananları, köyün tarihini, İsrail’in uygulamalarını ve hapis cezasının infazı öncesi duygu ve düşüncelerini anlattı.Şeyh Ebu Aziz, konuşmasına başlarken öncelikle Filistinli bedevi kimliğine olan bağlılığını kendilerine, verilen isme karşı çıkarak, aşiret kültürünü ve aşiret isimlendirmesini tercih ettiğini, böylece bu mirasa sahip çıkmak istediğini ifade etti. - “Osmanlı Devleti’ne de belgelerine de saygı gösteriyoruz”Bin 50 dönümlük El - Arakib köyünün arazisinin babasının büyük babası tarafından Osmanlı Devleti’nden satın alındığını ve bu satışa ilişkin o döneme ait belgeleri hala muhafaza ettiklerini belirten Şeyh Ebu Aziz, “1905’te, Osmanlı döneminde, babamın büyük babası bu araziyi satın almış. Burada yaşamaya başlamışlar. 1916’da da burada 6 adet su kuyusu açmışlar. Çünkü çevrede ne bir çeşme ne de herhangi bir nehir var. Bundan önce de 1914’te de köy arazisi üzerinde mezarlık kurulmasına karar vermişler.” dedi.