- Ev işlerini yapmamak boşanma sebebi sayıldı - Eşe hakaret ve evi temizlememek eşit kusur sayıldı - Eşe hakaretle temizlik yapmamak eşit kusur

Görüntü. Sokak röportajları

( BURSA ) - Ev işlerini yapmamak boşanma sebebi sayıldı- Eşe hakaret ve evi temizlememek eşit kusur sayıldı- Eşe hakaretle temizlik yapmamak eşit kusur BURSA
Nafaka Boşanma Sebebi Ağır Kusurlu Boşanma Davası Temyiz 


- Karşılıklı boşanma davasının temyiz müracaatını değerlendiren Yargıtay, çok konuşulacak bir karara imza attı. Öfkeli kocanın, ‘cahil kadın’ şeklindeki hakaretiyle, kadının ev işleri yapmaması ve çocuklarıyla ilgilenmemesini eşit kusur saydı. Yüksek Mahkeme, kadın lehine verilen tazminat karını bozdu. Bir süredir şiddetli geçimsizlik yaşayan çift, Aile Mahkemesi’ne müracaat ederek karşılıklı boyanma davası açtı. Davacı-davalı kadın, eşinin sürekli kendisine ‘cahil, kadın mısın?’ diyerek hakaret ettiğini, şiddet uyguladığını öne sürdü. Davalı karşı davacı erkek ise, eşinin üzerine düşen görevleri yerine getirmediğini, evinin işlerini yapmadığını, çocuklarla ilgilenmediğini, sık sık evini terk ettiğini, güven sarsıcı davranışlarının bulunduğunu öne sürdü. Mahkeme; erkeğin daha fazla kusurlu olduğunu kabul ederek tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 250 TL tedbir, 250 TL yoksulluk nafakasına, kadın lehine 10 bin TL maddi ve 10 bin TL manevi tazminata hükmetti. Davacı-davalı erkeğin maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verildi.
Hüküm davacı-davalı erkek tarafından, kusur belirlemesi, kadının kabul edilen boşanma davası, reddedilen tazminat talepleri ve aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden istinaf edildi. Bölge adliye mahkemesince davalı-davacı kadını güven sarsıcı davranışlarının ispatlanamadığı, ancak evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda; birlik görevlerini yerine getirmeyen, eşine "Mal, cahil, kadın mısın" diye hakaret eden, sık sık evden kovan ve şiddet uygulayan davacı-davalı erkeğin ağır kusurlu olduğu vurgulandı. Çalışmadığı halde ev dışında çokça vakit geçirerek birlik görevlerini yerine getirmeyen, evi, eşi ve çocuklarıyla yeterince ilgilenmeyen davalı-davacı kadının ise az kusurlu olduğu gerekçesi ile davacı-davalı erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildi.
Hüküm davacı davalı erkek tarafından temyiz edilince devreye Yargıtay 2. Hukuk Dairesi girdi. "Taraflar eşit kusurludur, kadına tazminat ödenmez" Aile Mahkemesi’nce davalı-davacı kadına kusur olarak yüklenilen üzerine düşen görevleri yerine getirmeme, evinin işlerini yapmama, çocuklarla ilgilenmeme, sık sık evini terk etme ve güven sarsıcı davranışlarda bulunma vakıaları istinaf kanun yoluna başvurulmayarak kesinleştiği hatırlatıldı. Kararda şöyle denildi: “İstinaf kanun yoluna başvuruda bulunan erkek aleyhine ilk derece mahkemesince kusur olarak yüklenilmeyen hakaret etme ve eşini evden kovma vakıalarının da kusur olarak yüklenilmesi mümkün değildir. O halde, ilk derece mahkemesince davacı-davalı kadına yüklenen ve istinaf kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşen kusurlu davranışlara karşı davalı-davacı erkeğin üzerine düşen görevlerini yerine getirmeme, evine bakmama, evinin ihtiyaçlarını karşılamama ve eşine fiziksel şiddet uygulama şeklinde gerçekleşen kusurları nazara alındığında, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Bu husus gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu davacı-davalı erkeğin ağır kusurlu olduğunun kabulü doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir. Boşanmaya sebebiyet veren vakıalarda taraflar eşit kusurludur. Boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu eş yararına maddi ve manevi tazminata karar verilemez. Davalı-davacı kadının maddi ve manevi tazminat isteklerinin reddine karar vermek gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.” (SA-
7 Aralık 2020 Pazartesi günü yayınlandı