Dedesinden öğrendiği mesleğiyle geçmişe ışık tutuyor

Çalışma ofisinden detay
Usulsüzlük Profesör Yurt Dışı Öğretmen Tapu Dairesi 

-Eski tapu ve senetleri çevirmesinden detay
-Yeminli Tercüman Hasan Hüseyin Öztürk ile röp.

( SİVAS -ÖZEL)- Yeminli Tercüman Hasan Hüseyin Öztürk, Osmanlıca, Arapça ve Farsça tapu ve senetleri günümüz Türkçesine çevirerek mesleğini yaşatmaya devam ediyor SİVAS

- Yeminli Tercüman Hasan Hüseyin Öztürk, Osmanlıca, Arapça ve Farsça tapu ve senetleri günümüz Türkçesine çevirerek mesleğini yaşatmaya devam ediyor. Sivas kent merkezinde yaşayan 83 yaşındaki Hasan Hüseyin Öztürk, dedesinden öğrendiği Osmanlıca, Arapça ve Farsça ile edindiği mesleğini yaşatmaya devam ediyor. Subaşı Hanında yaklaşık 50 yıldır mesleğini devam ettiren Öztürk, Sivas’ta tek olduğunu söyledi.

Osmanlı döneminden kalan tapu ve senetleri günümüz Türkçesine çeviren Yeminli Tercüman Öztürk, Arapça, Farsça ve Osmanlıca yazılı belgeleri kolaylıkla günümüz Türkçesine çevirebiliyor. Çocuk yaşta başladı Yeminli Tercüman Hasan Hüseyin Öztürk, mesleği haline gelen dilleri çocuk yaşlarda, dedesinden öğrendiğini belirtip, “Yaklaşık 50 senedir bu mesleği yapıyorum. Bu mesleği çocukken öğrendim. Askere gidip geldikten sonra imam oldum. Daha sonra Sivas’a geldim. O zamanlar Sivas’ta Osmanlıcayı pek bilen yokmuş. Müftülük beni çağırdı ve ne iş varsa bana havale ettiler. Daha sonra devlet dairelerindeki eski nüfus defterleri, tapu dairesinin işlerini hep ben yaptım. Bugünlerde hala yapmaya devam ediyorum. Kazalar ve köyler dahil olmak üzere milletin tapusunu yazdım. Yeminli Tercümanlık mahkemelere baktığım için devlet bize yemin verdiriyor usulsüzlük, yolsuzluk yapmamamız için. Ben bu işe başladığım zamanlar benim emsallerde insanlar vardı onlar rahmetli olunca iş bize kaldı” diye konuştu.
Üç dil biliyor Öztürk, Arapça, Farsça ve Osmanlıca bildiğini belirterek, “O zamanlar da yurt dışına gidenlerin pasaport işlerinin hepsini ben yaptım. Osmanlıca ve Arapça birazda Farsça bilmekteyim. Eski lisanlar bu tapularda olsun gerekse devlet işlerinde olsun o zamanlar üç lisandan ibaretti, bir şimdiki Türkçe, bir Arapça, bir de Farsça üçü karışık. Ben Sivas’a geldikten sonra Arapça, Osmanlıca Farsça, Eski Türkçe yazılı ne işleri varsa ben yaptım. Bu konuda çok öğretmen yetiştirdim. Bunların arasında birkaç tanesi de profesör oldu. Ben bunu talebeliğimde Sivas’ta öğrendim. Ayrıyeten hafızlık mektebine de gittim. İmamlıktan emekli olduktan sonra da Yeminli Tercümanlık mesleğine devam ettim” dedi.

24 Mayıs 2021 Pazartesi günü yayınlandı