Bülent Arınç: Gerilimler Türkler İle Musevileri Etkilemez

Üç günlük program çerçevesinde Paris'e gelen Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Bahçeşehir Üniversitesi ' Medeniyet Araştırmaları Merkezi ' ve TRT'nin işbirliğiyle hazırlanan ' Batı'ya Doğru Akan Nehir ' belgeselinin UNESCO'da gösterimi öncesi bir konuşma yaptı. Kendisinden önce konuşma yapan Fas Kralı'nın Başdanışmanı ve Faslı bir Yahudi olan Andre Azoulay'ın Akdeniz'de yaşanan Müslüman-Yahudi gerginliğine değinen sözlerine cevaben konuşan Arınç şunları söyledi: ' Türkiye ile İsrail arasında ilişkiler bozulmuş ve zaman zaman gerginliklere yol açan olaylar cereyan etmiş olabilir. Ama kesinlikle herkes emin olmalı ki bu, tamamen hükümetler arasındaki ilişkilerin iyiliği ve kötülüğü ile ilgilidir. Yoksa müslümanlar ile yahudiler arasında veya Türklerle Museviler arasında bir husumeti bir kavgayı kesinlikle ortaya koymaz.” diye konuştu.
Başbakan Benyamin Netanyahu Ortodoks Başbakan Yardımcısı Bahçeşehir 


“YAHUDİLİĞİNDEN VEYA MUSEVİLİĞİNDEN DOLAYI KESİNLİKLE REDDETME, ÖTEKİLEŞTİRME VE İNKAR ETME BİZİM POLİTİKALARIMIZ İÇERİSİNDE MEVCUT DEĞİLDİR”

Yahudiliğinden veya Museviliğinden dolayı kesinlikle reddetme, ötekileştirme ve inkar etme bizim politikalarımız içerisinde mevcut değildir diyen Arınç ; ” İsrail hükümetinin gerek Filistin'e karşı gerek Türkiye'ye gerek Ortadoğu'daki tüm faaliyetlerine karşı bizim eleştirilerimiz olabilir ama sevinerek söyleyebilirim ki İsrail hükümeti Türkiye'nin üç konuda da taleplerini kabul etmiş, resmen özür dilemiştir. Bu bence çok olumlu ve çok sevindirici olması gereken bir davranıştır. Sayın Obama ve Sayın Netanyahu'nun bu açıklamalarının Türkiye ve İsrail arasındaki ilişkileri normalleştireceğine ve bu normalleşmenin de bölgemizdeki barışın tesisi için çok olumlu gelişmelere yol açacağına inanıyorum .” şeklinde konuştu.

“1492 ' DE İSPANYA ' DE REDDİLEN YAHUDİLER TÜRKİYE TOPRAKLARINA KABUL EDİLDİ. “

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç sözlerine şöyle devam etti : “Bu yüzden kesinlikle İsrail'e karşı olan sevginizi bir Yahudi olmanız dolayısıyla düşüncelerinizi çok iyi anlıyorum ancak unutmayın 1492'de İspanya'dan reddedilen Yahudileri Türkiye topraklarına kabul eden ve 500. yıl vakıflarıyla bugün hala o misafirperverliğe şükranlarını ifade eden insanlar adına konuşuyorsunuz. Ben de ülkemde farklı inanç gruplarından ve azınlıklarla ilişkilerden sorumlu bir bakanım. Almanya'daki toplantıya Musevileri temsil eden bir cemaat başkanı, Rum Ortodoks Patrikleri'ni temsil eden bir değerli beyefendi ile ve Süryanileri temsil eden bir din adamı ile katılmıştım. Onlar da konuşmalar yaptılar. Türkiye geçmişte yaşanan olumsuzlukların üstünü kapatan ve artık birlikte yaşamanın, kendi özgürlüklerini koruyarak farklılıkları zenginlikler olarak kabul eden ve birlikte yaşamanın en güzel örneğini verecek bir noktada bulunuyoruz. '
14 Nisan 2013 Pazar günü yayınlandı