Bin 800 rakımlı yaylada ramazan - ANKARA
Köy ve yaylalarda yaşamın üretimi artıracağını, doğal ve sağlıklı ürünlerin tüketilmesine katkı vereceğini anlatan Şahbudak, şunları dile getirdi:"Yaylalarımızda sofralardaki ürünlerin tamamı doğal. Biz dernek olarak bu yaylalarda üretilen ürünlerin şehirlere inmesini ve oralarda da yaşayan insanlara ulaşmasını istiyoruz. Bu doğrultuda elbette devletimiz de büyük görevler düşmektedir. Bir kere bu mahallelerin köy statüsüne yeniden döndürülmesini ve köylerde yaşamın teşvik edilmesini istiyoruz. Bu şekilde de yaylarda köylerde yeniden üretimin artırılması sağlanacaktır."Yaylada 18 aile yaşadığını ve 50'ye yakın nüfusun olduğunu vurgulayan Yukarı Çavundur Mahallesi Muhtarı Ahmet Kuru, geçmişte bu sayının çok daha fazla olduğunu ifade ederek, "Yaylada şu anki hayvan sayımız 7 bin civarında. Bizim yaylaların en büyük sıkıntısı elektriğin olmaması. Elektrik olmadığı için buradaki vatandaşlarımız elde ettikleri ürünleri korumakta çok zorlanıyor." diye konuştu.
- "Yaylada ramazan keyfi hiçbir şeye değişilmez"Emekli olduktan sonra yaylada yaşamaya başladığını belirten Hasan Demirbaş (53), ramazan ayının burada çok güzel geçtiğini söyledi.
Ankara merkezde büyüdüğünü, orada okuduğunu ve çalışarak emekli olduğunu anlatan Demirbaş, şunları söyledi:‘’Bir kamuda 30 yıl iş makinesi operatörü olarak görev yaptım ve emekli olduktan sonra yaylada yaşamaya başladım. Ormanı ve temiz havayı çok seviyordum. Dede ocağı köyümüz, yurdumuz diye yaylada yaşamaya karar verdim. Burada büyükbaş hayvancılık yapıyoruz hanım ile birilikte. Sabah erkenden kalkıyoruz, hayvanları otlatıyoruz akşama kadar. Akşam da gelip ahıra koyarak hayvanların sağımını yapıyoruz. Gündüz de hanım onları işliyor, yağ, peynir, yoğurt gibi ürünler yapıyor. Şu anda bırak Ankara 'yı Çubuk'a gidince başımda bir ağrı oluyor. Gürültüyü, yoğunluğu ve stresi hiç kaldıramıyorum. Burada ramazan ayını yaşamayı hiç bir şeye değişemem."Yaylada yaşamayı çok sevdiğini dile getiren yaylacılardan Gülsüm Demirbaş da, " Burada yaşamayı çok seviyoruz. Zorluklarını da sevdiğimiz için göğüs geriyoruz. Yayladayız diye hiçbir şeyimizden geri kalmayız. Tüm yorgunluğumuza rağmen gece sahura kalkarız, çöreğimizi, böreğimizi yaparız. Kompostomuzu pişiririz. Her şeyimizi vaktinde hazırlarız" diye konuştu.
Üniversiteye yaylada anne ve babasının yanında hazırlandığını kaydeden Merve Demirbaş ise öğretmenlik hayaline ulaşabilmek için mücadele ettiğini ifade etti.
İş Makinesi İftar Sofrası Büyükbaş Hayvan Hayvancılık Öğretmenlik
10 Haziran 2018 Pazar günü yayınlandı