Anekdotlarla Atatürk
Eskisehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Insan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Tarih Bölümü ögretim üyesi, Atatürk Ilkeleri ve Inkilap Tarihi Uygulama ve Arastirma Merkezi (ATAM) Müdürü Doç. Dr. Volkan Marttin, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile ilgili anekdot paylasiminda bulundu.

“Fikirlerimi, duygularimi, düsüncelerimi anliyorsaniz ve biliyorsaniz o zaman benim yüzümü görmüs olursunuz.”
1929’da elden ayaktan düstügüne dair bir haber ortaya çikinca halk merak ediyor ve o yilin Agustos ayinda Fethi Okyar’in evine gittiginde, halk Atatürk’ü görmek istiyor. O kadar büyük bir kalabalik Atatürk’ü görmek istiyor ki, Atatürk onlarla konusmak için konagin kapisina geliyor ve bu sözü söylüyor: “Bakin, ben karsinizdayim ve benim yüzümü görmek degil, benim fikirlerimi, duygularimi ve düsüncelerimi anlamaniz görmeniz gerekiyor.” Atatürk’ün devaminda sunu da söyledigini biliyoruz. “Burada görün, isitin ve digerlerine de isittirin ki bakin sapasaglamim ve milletimin hizmetindeyim.” Atatürk’ün millet sevgisi o hasta zamanlarinda dahi her zaman dilinde, gönlünde.
Atatürk’ün Çalisma Sevgisi
Atatürk gençliginden itibaren okumayi çok seven birisi, çocuklugundan itibaren eline geçen paranin yarisini kitaba veriyor ve o kitaplarla kendini gelistiriyor. Hayatinin ilerleyen asamalarinda cephede kitaplar okudugunu biliyoruz. Cumhuriyet’in ilânindan sonra da Cumhuriyet’in kültür ve dil tarih konusunda ilerlemesi için liderlik gösteriyor. Hatta ve hatta 48 saat araliksiz çalistigini söyleyen kimseler var. Hasan Riza Soyak diyor ki “Atatürk bir gün Dolmabahçe’deyken onu ziyaret ettim; ayagini toplayarak okuma yapiyordu. Genelde bagdas kurarak oturur diye bir anekdot da veriyor ve diyor ki “Ben onu okurken gördüm ve hakikaten onunla görüsmeden önce de sormustum, Atatürk ne yapiyor? diye.” “Atatürk araliksiz okuyor. Bir ara sezlong’a uzandi, biraz da dinlendi ama okumaya devam ediyor, kütüphanesinde bulunuyor.” Iste Atatürk’ün o okuma sirasinda Hasan Riza Soyak’a söyledigi sey: “Bu aralar okumalara devam ediyorum ve tarih kitabi okuyorum tarih kitabi o kadar sardi ki birakamiyorum, hatta zaman zaman gözlerim yasariyor, gözlerimin yasarmasina bir çözüm buldum. Tülbent aldirdim, tülbenti parça parça yaptim ve onlarla gözümün yasini siliyorum ve okumama devam ediyorum.”
Tarih Dersinden Kaçan Ögrencilere Ne Dedi?
Bir gün okuldan kaçan üç tane ögrenci ile karsilasiyor ve onlarla sohbet ediyor. “Ne yapiyorsunuz, burada izinli misiniz?” Onlar da izinliyiz diyorlar, kurtulus olsun diye. “O zaman izin kagidiniz nerede?” diye sordugunda bir tanesi dogruyu söylüyor: “Izin almadik, kaçtik.” “Peki neden kaçtiniz?” “Tarih dersinden kaçtik” diyorlar. “Tarih dersini niçin bu kadar sevmiyorsunuz, niye kaçmak istediniz?” “Tarih dersi bize çok yabanci ve çogu dili anlamiyoruz.” Atatürk’ün ögrencilere verdigi cevap su: “Çocuk, biz bu dille ilgili çalismalari yapiyoruz.” Atatürk’ün hayati boyunca 1930’lu yillarda yaptigi çalismalara baktigimizda özellikle iste son yillarinda dil tarih kültür çalismalarina yogunlastigini görüyoruz. Bu da milletten gelen bu talep üzerine, çünkü halkla aydin arasindaki o dil artik çok uzaklasmisti, Atatürk bu bagin kurulmasini istiyordu, çünkü o halktan milletten biriydi.
Son Okudugu Kitap
Atatürk’ün son okudugu kitap “Belleten”’dir. Afet Inan diyor ki; “Atatürk zaman zaman komadan çikiyordu, biraz gözlerini açiyordu, doktorun izin verdigi kadar konusuyordu, tarih çalismalari ne durumda, arkeoloji çalismalari ne durumda, diye soruyordu ve bulunan kazi malzemelerini yakindan tetkik etmek istiyordu. Elindeki son kitap da Belleten Dergisi’nin 5. 6. cildidir ki; Türk Tarih Kurumunun bir yayinidir bu. Atatürk ölüm yataginda dahi tarihten, arkeolojiden, bilimden, tarih biliminden hiçbir zaman uzak olmamistir.
Bu ölüm yil dönümünde bizim O’nu okumayla ögrenmeyle, bu millet için bir insanin neler yapabilecegini, nasil gösterdigi ile almamiz gerekir. Iste bu küçük anekdotlarla bunlari dile getirmek mümkün. Bedenen aramizdan ayrilsa da ruhuyla, fikirleriyle, düsünceleriyle hep yanimizda. Her geçen gün hakliligini ispat eden bu fikir, düsünce ve yaklasimla Atatürk’ü ölüm yil dönümünde saygiyla, hürmetle yâd ediyorum.”
