Denizli'de Sinüzit Vakasi Daha Çok Görülüyor

Denizli’de diger illere kiyasla sinüzit vakasinin daha fazla görüldügüne dikkat çeken Özel Denizli Cerrahi Hastanesi hekimlerinden Kulak Burun Bogaz Hastaliklari ve Odyoloji Uzmani Op. Dr. Tuna Kenar, sinüzit ile ilgili merak edilenleri anlatti.

Denizli'de Sinüzit Vakasi Daha Çok Görülüyor
Denizli’nin diger illere göre sinüzit vaka sayilarinin yüksek olduguna dikkat çeken Özel Denizli Cerrahi Hastanesi hekimlerinden Kulak Burun Bogaz Hastaliklari ve Odyoloji Uzmani Op. Dr. Tuna Kenar, bu artisin sebebinin de Denizli’deki tekstil sanayisinin fazlaligi oldugunu söyledi.

Tekstilde çalisan kisilerde tozdan kaynakli alerjik durumun daha çok meydana gelebilecegine vurgu yapan Kenar, bu durumun ise sinüziti tetiklediginin altini çizdi.

Op. Dr. Tuna Kenar, sinüzitin nedenlerini siralayarak, “Genel olarak sinüzit nedenleri, kisiye ait faktörler ve çevresel faktörlerin bir araya gelmesi ile olusur. Akut sinüzitin en sik karsilasilan sebebi virüslerdir ve bu durum genellikle kendini sinirlama egilimindedir. Soguk alginligi olan bireylerin yaklasik olarak yüzde 90’inda sinüzite dair belirti ve bulgulara rastlanilir. Alerjik bünyeye sahip insanlar atopik olarak siniflandirilir. Bu kisilerde sinüzit gelismesinde hava kirliligi, hayvan tüyleri, sigara dumani ve toz gibi çevresel faktörler ön plandadir. Alerjiler ayni zamanda kronik sinüzit gelisimine de neden olur. Geniz eti, burun egriligi, burun eti büyümesi, bagisiklik sistem yetersizligi, kuvvetli sümkürme kronik sinüzitin diger nedenlerindendir. Deniz kenarinda olan kisilerde daha çok sinüzit olusmasinin sebebi de budur Alerji öyküsü, zayiflamis bagisiklik sistemi, tütün kullanimi, yakin zamanda geçirilmis üst solunum yolu enfeksiyonlari, uçakla seyahat etmek gibi basinç farkliliklari ve benzeri durumlar sinüzitin baslica sebepleri arasindadir” dedi.



Sinüzitin birçok belirtisi var

Kulak Burun Bogaz Hastaliklari ve Odyoloji Uzmani Op. Dr. Tuna Kenar; sinüzitin baslica belirtilerini su sekilde siraladi, “Göz, alin ve yanak bölgesinde hissedilen gerginlik ve rahatsizlik hissi, bogaz agrisi, yanma, çene ve dis agrilari, asiri derecede yorgunluk, bulanti hissi, kulak agrisi, bas agrisi, sari-yesil renkli burun ve geniz akintisi, koku ve tat duyusu ile ilgili problemlerdir.”

Sinüzit belirtileri ortaya çikan kisilerde bu durumlarin uzun süreli bir hal almasi ve müdahale edilmemesi halinde bu hastaligin ilerleyerek önemli saglik sorunlarinin gelismesine neden olabileceginin altini çizen Kenar, “Kokunun beyinde algilanmasindan sorumlu olan sinirin etkilenmesine bagli olarak kalici sekilde meydana gelen koku hissi kaybi yasanabilir. Sinüslerdeki enfeksiyonun göz bölgesine siçramasi ile meydana gelebilecek deri enfeksiyonlari ya da apselere bagli olarak ortaya çikan görme problemlerine yol açabilir. Sinüslerin beyin zarlarina yakinligi dolayisiyla beyin zarlarinin iltihaplanmasi anlamina gelen menenjit gelismesi, kafatasi kemiklerinin enfeksiyonu gibi ciddi derecede önemli hastaliklara yol açabilir” ifadelerini kullandi.

Tedavi için önce sinüzit tipi belirlenmeli

Dr. Kenar, sinüzit tedavisi için öncelikle sinüzit tipinin belirlenmesi gerektigini ve ona uygun bir yöntem seçilmesinin dogru olacagini belirtti.

Günlük tüketilen su miktarinin arttirilmasini sinüzitin dogal tedavisi için yapilabilecek temel uygulamalarin basinda geldigini belirten Dr. Kenar, ‘Akut sinüzit hastalarina genel olarak destek tedavisi uygulanir. Destek tedavisinin amaci bu duruma bagli olarak ortaya çikan belirtilerin kontrol altina alinmasidir. Ortam havasini nemlendiriciler, burun spreyleri ve sivi aliminin arttirilmasi destek tedavisi içerisinde yer alan uygulamalar arasindadir. Akut sinüzit nedeninin bir bakteriyel enfeksiyon oldugunun tespit edilmesi halinde antibiyotik, tedavi planina eklenebilir. Kronik sinüzit tedavisi için genel olarak üzerinde fikir birligine varilmis tek bir tedavi plani mevcut degildir. Bu rahatsizligin tedavisinde tetikleyici faktörlerden sakinilmasi ve altta yatan bir enfeksiyon hastaligi varsa onun tedavisinin yapilmasi gerekli olabilir. Burun açici spreyler kisa süreli kullanimlarda burun tikanikliginin giderilmesini saglarken, uzun süreli kullanimlarda mevcut tabloyu kötülestirebilecegi için dikkatli olunmalidir” diye konustu.



Medikal tedavi ile çare bulamayan kronik sinüzit olgularinda cerrahi yöntemlere basvurulabilecegini dile getiren Dr. Kenar, “Çesitli cerrahi uygulamalar ile sinüs bosluklarinin genisletilmesi ve drenajlarinin arttirilmasi saglanabilir. Endoskopik olarak gerçeklestirilen bu ameliyatlar tikanikliklarin giderilmesini ve sinüslerin tekrar dogru sekilde havalanmasina yardimci olur. Kronik sinüzit sorunu yasayan ve medikal tedavi ile yanit alinamayan hastalar, cerrahi tedaviden büyük oranda fayda görür. Cerrahi girisimler ile tedavi sonrasinda kronik sinüzit hastalari bu sorunlarinin tekrar ortaya çikmasini engellemek adina medikal tedavilerine devam etmelerinin gerekliligi dikkat edilmesi gereken bir konudur’ diyerek açiklamalarda bulundu” seklinde konustu.

Kaynak: İHA