Kiliçdaroglu, CHP TBMM Grup Toplantisi'nda Konustu Açiklamasi (1)
'Bu toplum adalete susadi. Adalet istiyoruz. Eger bir ülkenin hapishaneleri tika basa doluysa, 10 kisilik koguslarda 2530 kisi kaliyorsa bir sorun var demektir' 'Eger devleti yönetenler, adaletten uzaklasmislarsa, birakin adaleti getirmeyi, adaletsizligi perçinliyorlarsa bu ülkede bir sorun var demektir'
CHP TBMM Grup Toplantisi, Adalet Yürüyüsü'nün 4. yili nedeniyle hazirlanan video ile basladi.
"Hak, hukuk, adalet" sloganlariyla konusmasini yapacagi kürsüye çikan Kiliçdaroglu, "Adaleti saglayacagiz." dedi.
Kiliçdaroglu, Adalet Yürüyüsü'nü düsünürken duygulandigini ifade ederek, "Nasil yürüdüm ben. Demek ki adalet duygusu bu kadar güçlü bu toplumun vicdaninda. Bizler, beraber yürüdük. 83 milyon adina yürüdük. Kainat adina yürüdük aslinda. Kurdu, kusu, karincasi için yürüdük. Çocuklarimiz daha güzel bir ülkede yasasinlar diye yürüdük." diye konustu.
"Dünyanin bütün nehirleri, adalete susamis bir insanin susuzlugunu gidermeye yetmez" sözüne atifta bulunan Kiliçdaroglu, "Bu toplum adalete susadi. Adalet istiyoruz. Eger bir ülkenin hapishaneleri tika basa doluysa, 10 kisilik koguslarda 25-30 kisi kaliyorsa bir sorun var demektir. Eger devleti yönetenler, adaletten uzaklasmislarsa, birakin adaleti getirmeyi, adaletsizligi perçinliyorlarsa bu ülkede bir sorun var demektir." görüsünü paylasti.
Yaninda getirdigi iki su örnegini gösteren Kiliçdaroglu, "Doganin da adaleti var degil mi?" diye sordu.
Kiliçdaroglu, bir elindeki temiz suyu göstererek, "Bu Ergene Nehri'nin kaynagindan alinan su, içilecek su, Allah'in bize verdigi su", diger elindeki kirli suyu göstererek ise "Bu bizim kirlettigimiz su." ifadesini kullandi.
Doganin adaletinin burada görüldügünü dile getiren Kiliçdaroglu, "Nasil olur da bu su bu hale gelir? Bu suyu bu halden bu hale kimler getirdi ve bunun sorumlusu kim? Kim bu ülkeyi yönetiyor? Bu ülkeyi yönetenler nerede? Meydanlarda toplanti yapiyorlar, 'Ergene'nin suyu içilecek hale geldi' diye. Buyurun beyler için, içebiliyorsaniz. Hiçbir canlinin yasamadigi bir su bu. Doganin adaleti yok mu?" sorularini yöneltti.
Doganin da bir adaletinin oldugunu vurgulayan Kiliçdaroglu, "Eskiden bu suda baliklar vardi. Eskiden kuslar gelir, bu suyun kenarinda su içerlerdi. Eskiden bu suda insanlar, çocuklar yüzerdi. Ne oldu da bu hale geldi?" diye konustu.
Adalet, hak ve hukuku saglayacak olanlarin, toplumun vicdani oldugunun altini çizen Kiliçdaroglu, sunlari kaydetti:
"Adalet demek, haksizliga karsi isyan etmek demektir. 'Bu yanlistir' demektir. Toplumsal bir tepki göstermek demektir. Haksizlik karsisinda susmamaktir. 'Inançliyiz' diyorlar. Inançliysaniz neden sevgili Peygamberimizin söyledigi 'Haksizliklar karsisinda susan, dilsiz seytandir' demiyorsunuz? Adalet soylu bir kavramdir. Eger bir ülkede adalet varsa, can ve mal güvenligi var demektir. Eger bir ülkede adalet varsa, insanlar düsüncelerini özgürce açiklarlar. Kimse düsüncesinden ötürü hapse atilmaz. Kimse farkli bir sey söyledi diye üniversiteden atilmaz. O zaman biz aklimizi kullanmayacagiz da ne yapacagiz? Devleti yönetenlerin adalet konusunda sorumlulugu vardir. Hazreti Ali ne diyor? 'Devletin dini adalettir' diyor. Dogru mu dogru. Hazreti Ömer ne diyor? 'Dicle'nin kenarinda eger bir koyun kaybolursa, sorumlusu benim' diyor. Hangi gerekçeyle bunu söylüyor. Adalet gerekçesiyle söylüyor bunu. 'O koyunu bulamaz, çalindi, ama o koyunu ben bulmak zorundayim. O koyunu bulacagim ve ona teslim edecegim' diyor. O zaman devletin yönetiminde adaletin oldugu çikar ortaya."
(Sürecek)