CHP'den hükümete çirkin itham!

TBMM'de düzenlediği basın toplantısında konuşan Cumhuriyet Halk Partisi Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel, hükümeti vaka sayılarını gizlemekle suçladı.

CHP'den hükümete çirkin itham!
CHP'den hükümete çirkin itham!
Dün, Bilim Kurulu toplantısının ardından açıklama yapan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, "Mücadelemizde her yeni gün daha iyiyiz, daha ilerideyiz. Veriler bize, salgının kontrolümüz altında olduğunu gösteriyor." ifadelerini kullanmıştı.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) düzenlediği basın toplantısında konuşan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel ise, koronavirüsle ilgili bilimsel bir yaklaşım olmadığı için salgının Türkiye'de bir türlü kontrol altına alınamadığını iddia etti.

Hükümeti yalancılıkla suçladı
"Vaka sayılarıyla ilgili hükümet doğruyu söylememektedir. Sadece koronavirüs testi pozitif olanları kayda almaktadır” iddiasında bulunan CHP'li vekil, süreci en başından beri şeffaflıkla ve hassasiyetle yönetmesiyle her kesimin takdirini kazanan Bakan Fahrettin Koca'nın basın mensuplarının sorularından kaçtığını ileri sürdü.

Adıgüzel, Dünya Sağlık Örgütü'ne (DSÖ) göre, testi negatif de pozitif de olsa bütün vakaların Kovid-19 olarak kodlanması gerekirken, Türkiye'de vefatlar dahil olmak üzere bu şekilde kodlanmadığını öne sürdü.

Bakan Koca dün detaylarıyla anlatmıştı
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, dün Bilim Kurulu toplantısının ardından açıklama yapmış ve şu ifadeleri kullanmıştı:

Biz bugüne kadar şeffaf bir şekilde bütün bilgilendirmeleri DSÖ'nün istediği şekilde verdik ve vermeye devam ediyoruz. 2 hafta öncesinde niye değişiklik oldu? PCR testini yapamayan ülkeler için bu bildirimi nasıl yapacağı gündeme geldi. PCR testinin yapılamayan yerler için ikinci bir kod tanımlaması yapıldı.

İki hafta öncesi bu değişiklik sonrası aynı şekilde vermeye devam etti. PCR testini yapamayan ülkeler için o kodu açmış oldu. İstanbul özelinde ise bildiğiniz gibi hıfzıssıhha kurulu ve iller idaresi bir karar almıştı. Bundan böyle il dışında vefat edenlerin bulaşıcı hastalık olan ölüm raporu olanların il dışına defnedilmemesi kararını aldı. Daha önce vefat edenler kendi memleketlerinde bu defni yapar iken bu tarihlerden sonra buna izin verilmedi. Dolayısıyla İstanbul'da vefat eden herkes İstanbul'da defnedildi. Yer yer bazı mezarlıklarda kalabalıklar olmuş olabilir. Burada bakılması gereken Türkiye'de toplam ölüm oranlarının ne olduğu.

2009 yılında toplam Türkiye'de ölüm sayısı 152 bin 289. Son 5 yıl içinde yıllık ölümde artış oranı ise 2,89. 2019'da 152 bin 289 olan sayıyı baz aldığımızda 2020'de bu ortalama artış oranıyla baktığımızda 156 bin 684 beklenen ölüm. 1 Ocak - 20 Nisan arasını söylüyorum. 1 Ocak - 20 Nisan hem 2019 hem 2020 için söylüyorum. Beklenen 156 bin 684. Gerçekleşen ölüm 153 bin 766. Nerede artış?

O ölüm belgesini düzenleyen kişi hepimizin güveneceği hekimlerimiz
Lütfen bu ölüm belgesini düzenleyen yani tanıyı koyan bulaşıcı hastalık veya mevsimsel grip veya korona olduğu tanısını koyan kişi o kurumda çalışan ekip. Bakanlık buradan o tanıyı koymuyor. O ölüm belgesini düzenleyen kişi hepimizin güveneceği hekimlerimiz. Gerçekten şu dönemde dünyada 100 bine yakın vakamız var ama ölüm sayılarımızı görüyorsunuz, orayı geçtim dünyada yatak sayısı boyutuyla Avrupa bizim iki katımıza yakın yatağa sahip ve bu yataklarında şu an yer bulamıyor. Fuarlarda, AVM'lerde, stadyumlarda hasta takip ediyor.

1 milyon 100 bin sağlık çalışanımıza lütfen güvenelim
Huzur evlerindeki hastalarını hastanelere yatırmıyor. Biz ise hem huzur evlerindeki hastalarımızı hastanelerimizde takip ediyoruz ve yatak doluluk oranımız yüzde 30. Altıda bir oranında yatak doluluğumuz var demektir. Yatak doluluk oranı bu kadar düşük olan bir Türkiye'de ölüm oranlarını nasıl yüksek bekliyorsunuz? Bu Türkiye'deki gerçekten sağlık sisteminin, 1 milyon 100 bin sağlık çalışanımızın bu dönemdeki başarısına emin olun. 1 milyon 100 bin sağlık çalışanımıza lütfen güvenelim. Ve gerçekten bu dönemde dünyadan farklı olarak bu kadar vaka sayısıyla bu kadar sağlık kuruluşlarının yükünü azaltan, tedavide dünyadan farklı bir şekilde olan Türkiye sağlık sistemiyle hepimiz gurur duyalım.

Bu mücadelede kimsenin güvenilirliği zedelememesi gerekiyor
Sağlık çalışanlarımız ve sistemimiz, özellikle hekimlerimizin bu dönemde destan yazdığına emin olun. Bununla da gurur duyalım. Hepimiz söz söylerken vicdani sorumlulukla bu sözleri söyleyelim. Bu mücadelede herkesin söyleyeceği sözle mücadeleye katkı sağlaması gerekiyor, köstek olmaması gerekiyor, güvenilirliği zedelememesi gerekiyor. Sağlık sisteminde önümüzdeki haftalarda dünyaya bu yaptıklarımızı yayınlarla da akademik dünyaya göstererek dediklerimiz daha net anlaşılmış olur.