Van'dan ABD Ve İsrail'e Tepki
Van Sivil Dayanışma İnisiyatifi (SDİ), düzenlediği basın açıklamasında ABD ve İsrail’e tepki gösterdi.
Hazreti Ömer Camii önünde öğle namazını müteakip düzenlenen basın açıklamasında konuşan SDİ Dönem Sözcüsü Ali Ramazan Güler, ABD Başkanı Donald Trump’ın işgalci İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile düzenlediği ortak basın toplantısında sözde Ortadoğu barış planını açıkladığını ifade ederek, “Kudüs’ü işgalci İsrail’in başkenti olarak tanıyan ve büyükelçiliğini Kudüs’e taşıyan ABD, bugün yeni bir skandala daha imza attı. ‘Yüzyılın Anlaşması’ olarak servis edilen tek taraflı anlaşma, Siyonistlerin yayılmacı politikalarına onay verirken, Filistinlileri parya olarak yaşamaya mahkûm ediyor. ABD Başkanı Trump, Netanyahu ile kameralar karşısına geçerek Kudüs’ü bir bütün olarak İsrail’in başkenti olarak kabul ettiklerini açıkladı.
Göreve geldiği günden bu yana Siyonistlerin emir eri gibi hareket eden Trump, aldığı kararlarla Siyonistleri şımartarak Filistin halkının meşru haklarını yok saymaktadır” dedi.
Emperyalistlerin elinde birer oyuncağa dönüşen bu kukla yönetimleri, tarihin asla affetmeyeceğini vurgulayan Güler, “Plan tamamen Filistin’in yok olması ve Kudüs’ün ilhak edilmesidir. Bugün burada; ilk kıblemiz Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan ve ilhak eden ABD’yi kınamak için toplanmadık. Bugün kınama günü değil, bugün Kudüs için ağıt yakma günü değil, bugün ümmetin 15 Temmuz’udur. Bugün Kudüs için eyleme geçme günüdür. Bugün artık kınamanın ötesine geçme günüdür. Ey Selahhaddin! Ey Şeyh Ahmed Yasin, ey mabedimiz için can veren şehitler, size söz veriyoruz ki Kudüs ile özgürleşip, Kudüs ile dirilinceye kadar sizin soluğunuz ve sizin haykırışın olacağız” ifadelerini kullandı.
ABD’nin bu kararının İsrail’in, bütün Filistin’i işgal etme planının bir parçası olduğuna dikkat çeken Güler, “Bu plan yeni değildir. ABD bu kararı 1995’te almıştır. Kudüs’ün Müslümanların elinden çıkmasının 100. yıldönümünde bu karar bilinçli olarak uygulamaya konulmuştur. İsrail, Filistin’i işgal sonrasında, işgal topraklarını Suriye ve Türkiye ekseninde genişletmeyi amaçlamaktadır. Bu planı uygulamak için de ABD ile işbirliği yapmaktadır. ABD, İsrail’le birlikte işgalin tarafı olduğunu açıkça ilan etmiştir. Ancak İsrail’in Kudüs’ü ilhak karar nasıl hiçbir zaman kabul görmemişse, ABD’nin bu kararı da aynı şekilde vicdan, hukuk ve tarih önünde hükümsüzdür. Bu kararı asla tanımıyoruz. ABD, uluslararası hukukun ve sistemin kararlarına karşı koymakta, tüm dünyaya meydan okumaktadır. Şimdi önümüzde iki seçenek var. Ya dünyadaki tüm devletler kendi hukukunu uygulayacak ve dünyaya kaos hakim olacak ya da BM başta olmak üzere tüm uluslararası mekanizmalar ABD ve İsrail’in hukuka uymasının gereğini yapacak” diye konuştu.
Açıklamalarında İslam dünyasına seslenen Güler, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“İslam dünyası, Filistin’e ve Filistin’in başkenti Kudüs’e sahip çıkmalı, siyasi, ekonomik, hukuki her türlü desteği sağlamalıdır. İsrail, ABD ve İsrail destekçisi tüm ülkelere siyasi, ticari, ekonomik her türlü boykot ve ambargo uygulanmalı, İsrail ile siyasi, ticari, diplomatik ve ekonomik ilişkiler kesilmelidir. Bizim şer bildiğimiz şeylerde hayır, hayır bildiğimiz şeylerde şer olabilir. Biz bilemeyiz, ancak Allah bilir. İşte bizim şer olarak gördüğümüz bu kararda, üzerine ölü toprağı serpilen ümmetin uyanışına ve dirilişine vesile olacak inşallah. İsrail’le ve ABD’yle dost olan Arap ülkeleri belki de kendilerini tekrar sorgulayacaklar. Umudumuz işbirlikçi yöneticilerden değil, Müslüman halklardadır. Bugüne kadar onurlu ve azimli bir mücadele ortaya koyan Filistin halkını da buradan selamlıyor ve şükranlarımızı sunuyoruz. Bundan sonra da maddi ve manevi olarak yanlarında olduğumuzu ilan ediyoruz. Ama Kudüs davası sadece bir avuç Filistinlinin değil, İslam ümmetinin ve insanlığın davasıdır. Filistin ve Kudüs’ün müdafaası hepimizin mesuliyetidir. Kudüs bizim kırmızı çizgimiz, bizim namusumuzdur. Kudüs bizim özgürlüğümüzdür. Kudüs özgür değilse dünya tutsaktır. Kudüs düşerse Mekke düşer, Medine düşer, Van düşer, İstanbul düşer. Kudüs düşerse hepimiz düşeriz. Biz inanıyoruz ve biliyoruz ki, Kudüs Filistin’in başkentidir ve inşallah hiçbir zaman İsrail’in başkenti olmayacaktır.”
Yapılan basın açıklamasının ardından tekbir getiren kalabalık olaysız bir şekilde dağıldı.
Kaynak: İHA
Göreve geldiği günden bu yana Siyonistlerin emir eri gibi hareket eden Trump, aldığı kararlarla Siyonistleri şımartarak Filistin halkının meşru haklarını yok saymaktadır” dedi.
Emperyalistlerin elinde birer oyuncağa dönüşen bu kukla yönetimleri, tarihin asla affetmeyeceğini vurgulayan Güler, “Plan tamamen Filistin’in yok olması ve Kudüs’ün ilhak edilmesidir. Bugün burada; ilk kıblemiz Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan ve ilhak eden ABD’yi kınamak için toplanmadık. Bugün kınama günü değil, bugün Kudüs için ağıt yakma günü değil, bugün ümmetin 15 Temmuz’udur. Bugün Kudüs için eyleme geçme günüdür. Bugün artık kınamanın ötesine geçme günüdür. Ey Selahhaddin! Ey Şeyh Ahmed Yasin, ey mabedimiz için can veren şehitler, size söz veriyoruz ki Kudüs ile özgürleşip, Kudüs ile dirilinceye kadar sizin soluğunuz ve sizin haykırışın olacağız” ifadelerini kullandı.
ABD’nin bu kararının İsrail’in, bütün Filistin’i işgal etme planının bir parçası olduğuna dikkat çeken Güler, “Bu plan yeni değildir. ABD bu kararı 1995’te almıştır. Kudüs’ün Müslümanların elinden çıkmasının 100. yıldönümünde bu karar bilinçli olarak uygulamaya konulmuştur. İsrail, Filistin’i işgal sonrasında, işgal topraklarını Suriye ve Türkiye ekseninde genişletmeyi amaçlamaktadır. Bu planı uygulamak için de ABD ile işbirliği yapmaktadır. ABD, İsrail’le birlikte işgalin tarafı olduğunu açıkça ilan etmiştir. Ancak İsrail’in Kudüs’ü ilhak karar nasıl hiçbir zaman kabul görmemişse, ABD’nin bu kararı da aynı şekilde vicdan, hukuk ve tarih önünde hükümsüzdür. Bu kararı asla tanımıyoruz. ABD, uluslararası hukukun ve sistemin kararlarına karşı koymakta, tüm dünyaya meydan okumaktadır. Şimdi önümüzde iki seçenek var. Ya dünyadaki tüm devletler kendi hukukunu uygulayacak ve dünyaya kaos hakim olacak ya da BM başta olmak üzere tüm uluslararası mekanizmalar ABD ve İsrail’in hukuka uymasının gereğini yapacak” diye konuştu.
Açıklamalarında İslam dünyasına seslenen Güler, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“İslam dünyası, Filistin’e ve Filistin’in başkenti Kudüs’e sahip çıkmalı, siyasi, ekonomik, hukuki her türlü desteği sağlamalıdır. İsrail, ABD ve İsrail destekçisi tüm ülkelere siyasi, ticari, ekonomik her türlü boykot ve ambargo uygulanmalı, İsrail ile siyasi, ticari, diplomatik ve ekonomik ilişkiler kesilmelidir. Bizim şer bildiğimiz şeylerde hayır, hayır bildiğimiz şeylerde şer olabilir. Biz bilemeyiz, ancak Allah bilir. İşte bizim şer olarak gördüğümüz bu kararda, üzerine ölü toprağı serpilen ümmetin uyanışına ve dirilişine vesile olacak inşallah. İsrail’le ve ABD’yle dost olan Arap ülkeleri belki de kendilerini tekrar sorgulayacaklar. Umudumuz işbirlikçi yöneticilerden değil, Müslüman halklardadır. Bugüne kadar onurlu ve azimli bir mücadele ortaya koyan Filistin halkını da buradan selamlıyor ve şükranlarımızı sunuyoruz. Bundan sonra da maddi ve manevi olarak yanlarında olduğumuzu ilan ediyoruz. Ama Kudüs davası sadece bir avuç Filistinlinin değil, İslam ümmetinin ve insanlığın davasıdır. Filistin ve Kudüs’ün müdafaası hepimizin mesuliyetidir. Kudüs bizim kırmızı çizgimiz, bizim namusumuzdur. Kudüs bizim özgürlüğümüzdür. Kudüs özgür değilse dünya tutsaktır. Kudüs düşerse Mekke düşer, Medine düşer, Van düşer, İstanbul düşer. Kudüs düşerse hepimiz düşeriz. Biz inanıyoruz ve biliyoruz ki, Kudüs Filistin’in başkentidir ve inşallah hiçbir zaman İsrail’in başkenti olmayacaktır.”
Yapılan basın açıklamasının ardından tekbir getiren kalabalık olaysız bir şekilde dağıldı.