TBMM'de Libya Tezkeresi Görüşmeleri (1)
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Grup Başkanvekili Erkan Akçay, “Libya’yla yapılan anlaşmalar, Akdeniz’deki hak ve hukukumuzu koruma yolunda atılmış isabetli adımlardır. Görüşmekte olduğumuz bu tezkere, Libya’nın istikrar, huzur ve güvenliğine destek veren Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki hak ve çıkarlarını muhafaza eden ve bölgesel barışa katkı veren bir tezkeredir” dedi.
TBMM Genel Kurulu, Libya’ya asker gönderilmesine ilişkin Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi’ni görüşmek üzere toplandı. CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, tezkere görüşmesinin Anayasa ve İç Tüzüğe aykırı olduğunu savundu. Bunun üzerine TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Anayasa’nın 93. ve İç Tüzüğün 7. maddesine göre TBMM Genel Kurulunu toplantıya çağırdığını söyleyerek, toplantıya çağrının nasıl ve ne zaman yapılacağının belli olduğunu, TBMM Başkanı’nın toplantıya resen çağıracağını hatırlattı.
Genel Kurulda söz alan MHP Grup Başkanvekili Engin Akçay, Doğu Akdeniz’deki kaynaklar nedeniyle Türkiye’ye karşı şer ittifakının kurulduğunu söyleyerek, “ABD ve AB’nin de desteklediği bu ülkelere karşı Türkiye, egemenlik haklarını muhafaza etmek için diplomaside ve sahada kararlı faaliyetlerde bulunmuştur. Sahada sondaj ve araştırma gemileriyle yapılan faaliyetlerle Mavi Vatan Deniz Tatbikatı, ülkemizi çevreleme politikasına karşı attığımız kararlı adımlardır. Bu süreçte Doğu Akdeniz’deki egemenlik haklarımızın ikili anlaşmalarla desteklenmesi gerekiyordu. Bu kapsamda Libya’yla yapılan anlaşmalar, Akdeniz’deki hak ve hukukumuzu koruma yolunda atılmış isabetli adımlardır. Görüşmekte olduğumuz bu tezkere, Libya’nın istikrar, huzur ve güvenliğine destek veren Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki hak ve çıkarlarını muhafaza eden ve bölgesel barışa katkı veren bir tezkeredir. Deniz yetki alanlarının sınırlandırılması ile askeri işbirliği anlaşmaları, Doğu Akdeniz’de kazandığımız hareket alanının devamı, bölgede kazandığımız siyasi ve hukuki inisiyatifin sürekliliği, bu tezkerenin güçlü bir iradeyle icrasına dayanmaktadır. Libya’yla imzaladığımız anlaşmalar Yunanistan, Mısır, İsrail, Kıbrıs Rum Kesimi’ni paniğe sevk etmiştir. Bunlar, yasa dışı örgüt elebaşı Hafter’i âdeta bölgede Türkiye’yi sıkıştırma ve Libya’yı kaos içinde tutma projelerinin taşeronu olarak görmektedirler. Öyle ki Yunanistan’dan bir bakan, savaş suçlusu Hafter’le görüşmeye dahi gitti” diye konuştu.
HDP Adana Milletvekili Tulay Hamitoğulları Oruç ise, Libya muhtırasına HDP grubu olarak ‘hayır’ dediklerini hatırlatarak, “Alelacele bir biçimde Libya’yla güvenlik ve askeri işbirliği anlaşması geldi; yine Meclis neredeyse olağanüstü koşullarda bir toplantıyla bunu Genel Kuruldan AKP ve MHP oylarıyla geçirdi. Yine aynı biçimde - ben tüzük tartışmasını bir kenara bırakarak söylüyorum- Meclisin bu şekilde olağanüstü bir şekilde toplanmasını yadırgadığımı belirtmek isterim. Evet, değerli arkadaşlar, biz şunu baştan ifade etmek istiyoruz. Bu tezkereye net bir biçimde ‘hayır’ diyoruz” ifadelerini kullandı.
İYİ Parti İzmir Milletvekili ve Genel Sekreteri Aytun Çıray da, “Libya’ya güç gönderilmesine izin hakkındaki tezkereye karşı çıkmamızın vicdanımız açısından başka güçlü nedenleri de var. Türk Silahlı Kuvvetleri, ulusal mutabakat hükümetinin daveti vesile edilerek bölgeye gönderildiğinde Türkiye’nin bütün Libyalılar gözünde iç savaşın etkin bir tarafı olacak olmasıdır. Bu, ayrıca ülkemizi ve milletimizi Arap coğrafyasında bir nefret objesi hâline getirecektir. Yüce Meclisimiz izin tezkeresine bir başka açıdan daha geçit vermemelidir; bu da Suriye rejim güçlerinin Rusların da desteğiyle İdlib’de hâkimiyet kurmak üzere olmalarıdır” şeklinde konuştu.
Kaynak: İHA
Genel Kurulda söz alan MHP Grup Başkanvekili Engin Akçay, Doğu Akdeniz’deki kaynaklar nedeniyle Türkiye’ye karşı şer ittifakının kurulduğunu söyleyerek, “ABD ve AB’nin de desteklediği bu ülkelere karşı Türkiye, egemenlik haklarını muhafaza etmek için diplomaside ve sahada kararlı faaliyetlerde bulunmuştur. Sahada sondaj ve araştırma gemileriyle yapılan faaliyetlerle Mavi Vatan Deniz Tatbikatı, ülkemizi çevreleme politikasına karşı attığımız kararlı adımlardır. Bu süreçte Doğu Akdeniz’deki egemenlik haklarımızın ikili anlaşmalarla desteklenmesi gerekiyordu. Bu kapsamda Libya’yla yapılan anlaşmalar, Akdeniz’deki hak ve hukukumuzu koruma yolunda atılmış isabetli adımlardır. Görüşmekte olduğumuz bu tezkere, Libya’nın istikrar, huzur ve güvenliğine destek veren Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki hak ve çıkarlarını muhafaza eden ve bölgesel barışa katkı veren bir tezkeredir. Deniz yetki alanlarının sınırlandırılması ile askeri işbirliği anlaşmaları, Doğu Akdeniz’de kazandığımız hareket alanının devamı, bölgede kazandığımız siyasi ve hukuki inisiyatifin sürekliliği, bu tezkerenin güçlü bir iradeyle icrasına dayanmaktadır. Libya’yla imzaladığımız anlaşmalar Yunanistan, Mısır, İsrail, Kıbrıs Rum Kesimi’ni paniğe sevk etmiştir. Bunlar, yasa dışı örgüt elebaşı Hafter’i âdeta bölgede Türkiye’yi sıkıştırma ve Libya’yı kaos içinde tutma projelerinin taşeronu olarak görmektedirler. Öyle ki Yunanistan’dan bir bakan, savaş suçlusu Hafter’le görüşmeye dahi gitti” diye konuştu.
HDP Adana Milletvekili Tulay Hamitoğulları Oruç ise, Libya muhtırasına HDP grubu olarak ‘hayır’ dediklerini hatırlatarak, “Alelacele bir biçimde Libya’yla güvenlik ve askeri işbirliği anlaşması geldi; yine Meclis neredeyse olağanüstü koşullarda bir toplantıyla bunu Genel Kuruldan AKP ve MHP oylarıyla geçirdi. Yine aynı biçimde - ben tüzük tartışmasını bir kenara bırakarak söylüyorum- Meclisin bu şekilde olağanüstü bir şekilde toplanmasını yadırgadığımı belirtmek isterim. Evet, değerli arkadaşlar, biz şunu baştan ifade etmek istiyoruz. Bu tezkereye net bir biçimde ‘hayır’ diyoruz” ifadelerini kullandı.
İYİ Parti İzmir Milletvekili ve Genel Sekreteri Aytun Çıray da, “Libya’ya güç gönderilmesine izin hakkındaki tezkereye karşı çıkmamızın vicdanımız açısından başka güçlü nedenleri de var. Türk Silahlı Kuvvetleri, ulusal mutabakat hükümetinin daveti vesile edilerek bölgeye gönderildiğinde Türkiye’nin bütün Libyalılar gözünde iç savaşın etkin bir tarafı olacak olmasıdır. Bu, ayrıca ülkemizi ve milletimizi Arap coğrafyasında bir nefret objesi hâline getirecektir. Yüce Meclisimiz izin tezkeresine bir başka açıdan daha geçit vermemelidir; bu da Suriye rejim güçlerinin Rusların da desteğiyle İdlib’de hâkimiyet kurmak üzere olmalarıdır” şeklinde konuştu.