Türk Denizciliğinde Bir İlk
Ulaştırma ve Altyapı Bakanımız Mehmet Cahit Turhan Yalova Altınova Tersaneler Bölgesindeki Sanmar Tersanesi tarafından inşa edilen Dünyanın ilk Advanced Variable Drive (AVD) teknolojisine sahip "Hidrolik Hibrit" römorkörü Boğaçay 38’in hizmete alınma törenine katıldı. Burada konuşan Bakan Turhan, “Türk sahipli deniz ticaret filomuz 2003 yılına göre 3 katın üzerinde büyüdü” dedi.
Yalova-Altınova Tersaneler Bölgesindeki Sanmar Tersanesi tarafından inşa edilen Dünyanın ilk Advanced Variable Drive (AVD) teknolojisine sahip "Hidrolik Hibrit" römorkörü Boğaçay 38 düzenlenen törenle hizmete girdi. Törene Ulaştırma ve Altyapı Bakanımız Mehmet Cahit Turhan, Yalova Valisi Muammer Erol, AK Parti Yalova Milletvekilleri Ahmet Büyükgümüş, ve Meliha Akyol ile, İMEAK Deniz Ticaret Odası (DTO)Başkanı Tamer Kıran, Sanmar A.Ş Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ali Gürün ile çok sayıda davetli katıldı.
Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından kürsüye gelen Sanmar A.Ş Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ali Gürün, “Dünyanın sayılı römorkör üreticisi olarak bayrağımızı gururla dalgalandıran Sanmar Tersaneleri, bir ilke imza atıyor. Dünyanın ilk LNG ile çalışan römorkörü ile dünyanın ilk otonom gemisini teslim etmiş olan Sanmar, bu sefer de Advanced Variable Drive (AVD) teknolojisini römorköre ederek bir hibrit römorkör inşa etmiştir. Caterpillar Propulsion firması ile beraber geliştirilen bu inovasyon ile daha düşük emisyon ve daha az yakıt tüketimine sahip olacak. ABS tarafından klaslanan ve Türk Bayrağını dalgalandıracak römorkör, tamamen bilgisayarlı modelleme ile üretildi. İki adet ana makine ile bir adet yardımcı makinenin, planet dişlilere entegre bir dişlikutusu bağlı hidrolik pompa ve motorların bir yazılım ile kontrol edilmesinden oluşan sistem, yurt dışında büyük satış başarısı göstermiş Boğaçay serisinin 38. kardeşine uygulandı. 24 m boyunda, 70 ton çekme gücünde olan, kendi ekseni etrafında dönebilen pervane olan Boğaçay, saatte 2500 tonluk bir yangın söndürme kapasitesine sahip. Çok yüksek teknolojili ekipmanları ile donatılan römorkör, çekme gücünü her yöne verebilmekte ve bu gücü yüze kadar kademesiz bir şekilde iletebilmektedir” dedi.
Gürün’ün ardından kürsüye gelen Yalova Altınova Tersane Girişimcileri Yönetim Kurulu Başkanı Şükrü Fazıl Uzun ise Yalova Altınova tersaneleri üretimi ve istihdamı hakkında bilgiler verdi. Uzun, “Bölgemizde 37 tane tersane bulunmaktadır. Ve çok büyük yatırımlarla bu tersaneler bu hale gelmiştir. Yılda 55-60 adet yeni inşa gemimiz çok önemli denizci ülkelere ihraç ediliyor. Yine yılda 700-750 adet gemiye tamir, bakım ve onarım işleri yapılmaktadır. Bölgemizde Aralık 2019 itibarı ile 24 bin 250 kişi istihdam edilmektedir. Bu oran 2018 yılına oranla %35.6 artış göstermiştir” diye konuştu.
İMEAK Deniz Ticaret Odası (DTO)Başkanı Tamer Kıran ise konuşmasında, “Bugün Türkiye gemi inşası, tamir bakım ve onarım alanında büyük başarılara imza atar hale geldi. 2019 yılında 21 adet geminin teslimini gerçekleştiren tersanelerimiz son yıllarda hem savunma sanayi projelerinde büyük başarı sağladı hem de bulunduğu coğrafi konum itibarı ile bölgede bir bakım ve onarım üssü haline geldi. Rakamlar 2018 yılında tersanelerimizde toplamda 22 milyon detveyt ton bakım ve onarım gerçekleştirildiğini gösteriyor. Sektörümüzün çalışan sayısı ise 30 binlere yükseldi. 2002 yılında 37 olan tersane sayımız 2019 Ağustos ayı itibarı ile 80’e ulaştı. Bu 80 tersanemizin toplam inşa kapasitesi 4.4 milyon detveyt tona ulaştı” dedi.
“Tersanecilik sektöründe önemli gelişmeler yaşadık”
Tamer Kıran’ın ardından kürsüye gelen Ulaştırma ve Altyapı Bakanımız Mehmet Cahit Turhan ise Türk Tersanecilik sektörünün yaşadığı gelişmeden övgü ile bahsetti. Bakan Turhan, “Ülkemiz pek çok alanda olduğu gibi tersanecilik alanında son dönemde ciddi ilerlemeler kaydetti.
Sektörün içinden gelen arkadaşlarımız bunu çok daha iyi bilirler. Şöyle ki; bir zamanlar neredeyse Tuzla’ya sıkışmış bir tersanecilik faaliyeti söz konusuydu. Gemi inşa sanayimiz adeta can çekişiyordu. Türk bayraklı gemiler kara listedeydi. Denizcilik üzerindeki vergi yüklerinden bıkmış denizcilerimiz vardı. Bunu tersine çevirmek için hemen kolları sıvadık ve Türkiye’nin, Türk milletinin, denizci millet özelliğini hatırlaması için her türlü desteği verdik. Bakanlık olarak denizlerimizin, denizcilerimizin bahtını ak, yolunu açık etmek için ne gerekiyorsa yaptık. Çok önemli atılımlar ve politikalar gerçekleştirdik. Özel sektörün önünü açacak düzenlemeler yaptık.Gerçekleştirdiğimiz denetim ve uygulamalarla gemilerimizi beyaz listeye yani süper lige taşıdık. Denizcilerimizin üzerindeki yükü paylaşmak için ÖTV’siz yakıt uygulamasını hayata geçirdik. 2004 yılından bu yana yıllık ortalama 496 Milyon TL olmak üzere sektöre 8 milyar TL’ye yakın destek sağladık. Uluslararası liman sayımız 152’dan 181’e çıktı.Yat limanı sayımız 41’den 62’ye, yat bağlama kapasitemiz ise 8 bin 500’ten 19 bine yükseldi. Türk sahipli deniz ticaret filomuz 2003 yılına göre 3 katın üzerinde büyüyerek 8,9 milyon DWT büyüklükten 28,6 milyon DWT büyüklüğe ulaştı. 19. sıradaki Türk sahipli filomuz, bugün dünya sıralamasında 15. Sırada. Ülkemizin dünya deniz taşımacılığındaki rolünün güçlenmesiyle, konteyner elleçlemesi 5 kat artarak 11 Milyon TEU’ya ulaştı.Toplam yük elleçlemesi 190 milyon tonken, 460 milyon tona vardı” dedi.
“Tersanecilik sektörü şaha kalktı”
Tersanecilik sektörüne yönelik yapılan çalışmalarla tersenecilik sektörünün şaha kalktığının altını çizen Bakan Turhan, “Tüm bunların yanında gemi inşa sanayimizde de devrim niteliğinde gelişmeler oldu. Elbette gemi inşa sanayi deyip geçmemek lazım. Çünkü gemi inşa sanayi yüksek katma değerli ürünleri ile çok stratejik bir faaliyet alanıdır. Ülkemiz ekonomisine döviz girdisi sağlamakta, savunma sanayimizin ihtiyaçlarına cevap vermekte ve teknolojik alt yapımızın gelişmesine çok ciddi katkıda sunmaktadır. Gemi inşa sanayinin emek yoğun niteliği ve oluşturduğu geniş faaliyet alanı, istihdamın artmasına da önemli katkılar sağlamaktadır. Çok şükür, bugün dünya ölçeğinde gemi inşa sanayinde söz sahibi ülkelerden biriyiz. Bunda, tersaneciliğimizin önünü, sıkışmış olduğu Tuzla’dan tüm kıyılarımızı kapsayacak şekilde açmamızın rolü büyüktür. Yıllar içerisinde; devletimizin yaptığı yatırımlar ve kapsamı genişletilen tasarım desteği, tersanelerin kira sürelerinin 49 yıla çıkarılarak yatırımların önünün açılması, devlete ödedikleri kira bedelleri yerine hasılattan binde bir oranında pay alınması, ecrimisil ödeme zorunluluklarının kaldırılması, tersanelerimizin irtifak hakkı kurulan alanları teminat olarak gösterebilmesinin önü açılarak kredibilitelerinin yükselmesi, tersanelerimizin ÇED raporlarının ve imar planlarının onaylanması gibi önemli adımlar attık. Bu ve benzer adımlarla, gemi inşa sanayimizin şaha kalkmasını sağladık. Neticede bugün gemi inşa sanayimiz; en son teknolojiyi kullanarak çevreye duyarlı gemiler inşa edebilen önemli bir sektör konumuna geldi. 81 tersanemizin tecrübesi, iş bitirmedeki zamanlaması ve kaliteden ödün vermeyen yönetim anlayışıyla dünya ölçeğinde saygın bir yer edinmesi taktiri hak etmektedir. Bu başarı Hükümetimizin ve sektör temsilcilerimizin ortak eseridir. Elbette daha yapacak çok işimiz var. Denizciliğimizin ve gemi inşa sektörümüzün çok daha iyi konumlara gelmesi için hem ulusal hem de uluslararası arenada hep birlikte büyük gayret göstermemiz gerekiyor” şeklinde konuştu.
“Dünya pazarı ile rekabet Ar-Ge ve İnovasyondan geçer”
Dış piyasalarla rekabette Ar-Ge ve İnovasyon’un önemine de vurgu yapan Bakan Turhan, “Dünya pazarında rekabet üstünlüğüne ulaşmanın yolu teknoloji, AR-GE ve inovasyondaki üstünlükten geçiyor. Bu konulardaki çıtamızı çok daha yükseklere taşımak mecburiyetindeyiz. Sektörümüzün projelere inovatif yaklaşımı, çevreci ve alternatif enerji kaynaklarını kullanabilen projeler konusunda yaptığı atılımlar, ülkemize olan ilgiyi artırmaktadır. Bu manada tersanelerimizde ulusal ve uluslararası pazarlar için inşa edilen römorkörler dış pazarlarda ilgiyle takip edilmektedir. Bu çalışmaların en güzel örneklerinden birisi bugün hizmete alınacak olan BOĞAÇAY 38 Hibrit Romorkörüdür. Romorkörün diğer teknolojik özelliklerinin yanında dünyanın ilk AVD yani ileri seviye değişken sevk sistemine sahip olması oldukça önemlidir. Sanmar’ın bu başarısı elbette tesadüfi değildir. Sanmar, dünyada doğalgazla çalışan ilk römorkörü ve daha sonra da ilk otonom römorkörünü inşa eden öncü bir işletmedir. Bugün de bir ilki daha gerçekleştirerek ilk hidrolik hibrit römorkörü inşa etmesi ülkemiz ve sektörümüz adına övünülecek bir durumdur. O nedenle SANMAR Tersanesi’ni tebrik ediyorum” diye konuştu.
Konuşmaların ardından Boğaçay 38 Römorkörünün hizmete girmesini simgeleyen kurdele Ulaştırma ve Altyapı Bakanımız Mehmet Cahit Turhan tarafından kesildi. Gemiyi de gezen Bakan Turhan geminin dümenine de geçerek basın mensuplarına poz vermeyi ihmal etmedi. Bakan Turhan daha sonra tersaneleri de gezerek bilgiler aldı.
Kaynak: İHA
Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından kürsüye gelen Sanmar A.Ş Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ali Gürün, “Dünyanın sayılı römorkör üreticisi olarak bayrağımızı gururla dalgalandıran Sanmar Tersaneleri, bir ilke imza atıyor. Dünyanın ilk LNG ile çalışan römorkörü ile dünyanın ilk otonom gemisini teslim etmiş olan Sanmar, bu sefer de Advanced Variable Drive (AVD) teknolojisini römorköre ederek bir hibrit römorkör inşa etmiştir. Caterpillar Propulsion firması ile beraber geliştirilen bu inovasyon ile daha düşük emisyon ve daha az yakıt tüketimine sahip olacak. ABS tarafından klaslanan ve Türk Bayrağını dalgalandıracak römorkör, tamamen bilgisayarlı modelleme ile üretildi. İki adet ana makine ile bir adet yardımcı makinenin, planet dişlilere entegre bir dişlikutusu bağlı hidrolik pompa ve motorların bir yazılım ile kontrol edilmesinden oluşan sistem, yurt dışında büyük satış başarısı göstermiş Boğaçay serisinin 38. kardeşine uygulandı. 24 m boyunda, 70 ton çekme gücünde olan, kendi ekseni etrafında dönebilen pervane olan Boğaçay, saatte 2500 tonluk bir yangın söndürme kapasitesine sahip. Çok yüksek teknolojili ekipmanları ile donatılan römorkör, çekme gücünü her yöne verebilmekte ve bu gücü yüze kadar kademesiz bir şekilde iletebilmektedir” dedi.
Gürün’ün ardından kürsüye gelen Yalova Altınova Tersane Girişimcileri Yönetim Kurulu Başkanı Şükrü Fazıl Uzun ise Yalova Altınova tersaneleri üretimi ve istihdamı hakkında bilgiler verdi. Uzun, “Bölgemizde 37 tane tersane bulunmaktadır. Ve çok büyük yatırımlarla bu tersaneler bu hale gelmiştir. Yılda 55-60 adet yeni inşa gemimiz çok önemli denizci ülkelere ihraç ediliyor. Yine yılda 700-750 adet gemiye tamir, bakım ve onarım işleri yapılmaktadır. Bölgemizde Aralık 2019 itibarı ile 24 bin 250 kişi istihdam edilmektedir. Bu oran 2018 yılına oranla %35.6 artış göstermiştir” diye konuştu.
İMEAK Deniz Ticaret Odası (DTO)Başkanı Tamer Kıran ise konuşmasında, “Bugün Türkiye gemi inşası, tamir bakım ve onarım alanında büyük başarılara imza atar hale geldi. 2019 yılında 21 adet geminin teslimini gerçekleştiren tersanelerimiz son yıllarda hem savunma sanayi projelerinde büyük başarı sağladı hem de bulunduğu coğrafi konum itibarı ile bölgede bir bakım ve onarım üssü haline geldi. Rakamlar 2018 yılında tersanelerimizde toplamda 22 milyon detveyt ton bakım ve onarım gerçekleştirildiğini gösteriyor. Sektörümüzün çalışan sayısı ise 30 binlere yükseldi. 2002 yılında 37 olan tersane sayımız 2019 Ağustos ayı itibarı ile 80’e ulaştı. Bu 80 tersanemizin toplam inşa kapasitesi 4.4 milyon detveyt tona ulaştı” dedi.
“Tersanecilik sektöründe önemli gelişmeler yaşadık”
Tamer Kıran’ın ardından kürsüye gelen Ulaştırma ve Altyapı Bakanımız Mehmet Cahit Turhan ise Türk Tersanecilik sektörünün yaşadığı gelişmeden övgü ile bahsetti. Bakan Turhan, “Ülkemiz pek çok alanda olduğu gibi tersanecilik alanında son dönemde ciddi ilerlemeler kaydetti.
Sektörün içinden gelen arkadaşlarımız bunu çok daha iyi bilirler. Şöyle ki; bir zamanlar neredeyse Tuzla’ya sıkışmış bir tersanecilik faaliyeti söz konusuydu. Gemi inşa sanayimiz adeta can çekişiyordu. Türk bayraklı gemiler kara listedeydi. Denizcilik üzerindeki vergi yüklerinden bıkmış denizcilerimiz vardı. Bunu tersine çevirmek için hemen kolları sıvadık ve Türkiye’nin, Türk milletinin, denizci millet özelliğini hatırlaması için her türlü desteği verdik. Bakanlık olarak denizlerimizin, denizcilerimizin bahtını ak, yolunu açık etmek için ne gerekiyorsa yaptık. Çok önemli atılımlar ve politikalar gerçekleştirdik. Özel sektörün önünü açacak düzenlemeler yaptık.Gerçekleştirdiğimiz denetim ve uygulamalarla gemilerimizi beyaz listeye yani süper lige taşıdık. Denizcilerimizin üzerindeki yükü paylaşmak için ÖTV’siz yakıt uygulamasını hayata geçirdik. 2004 yılından bu yana yıllık ortalama 496 Milyon TL olmak üzere sektöre 8 milyar TL’ye yakın destek sağladık. Uluslararası liman sayımız 152’dan 181’e çıktı.Yat limanı sayımız 41’den 62’ye, yat bağlama kapasitemiz ise 8 bin 500’ten 19 bine yükseldi. Türk sahipli deniz ticaret filomuz 2003 yılına göre 3 katın üzerinde büyüyerek 8,9 milyon DWT büyüklükten 28,6 milyon DWT büyüklüğe ulaştı. 19. sıradaki Türk sahipli filomuz, bugün dünya sıralamasında 15. Sırada. Ülkemizin dünya deniz taşımacılığındaki rolünün güçlenmesiyle, konteyner elleçlemesi 5 kat artarak 11 Milyon TEU’ya ulaştı.Toplam yük elleçlemesi 190 milyon tonken, 460 milyon tona vardı” dedi.
“Tersanecilik sektörü şaha kalktı”
Tersanecilik sektörüne yönelik yapılan çalışmalarla tersenecilik sektörünün şaha kalktığının altını çizen Bakan Turhan, “Tüm bunların yanında gemi inşa sanayimizde de devrim niteliğinde gelişmeler oldu. Elbette gemi inşa sanayi deyip geçmemek lazım. Çünkü gemi inşa sanayi yüksek katma değerli ürünleri ile çok stratejik bir faaliyet alanıdır. Ülkemiz ekonomisine döviz girdisi sağlamakta, savunma sanayimizin ihtiyaçlarına cevap vermekte ve teknolojik alt yapımızın gelişmesine çok ciddi katkıda sunmaktadır. Gemi inşa sanayinin emek yoğun niteliği ve oluşturduğu geniş faaliyet alanı, istihdamın artmasına da önemli katkılar sağlamaktadır. Çok şükür, bugün dünya ölçeğinde gemi inşa sanayinde söz sahibi ülkelerden biriyiz. Bunda, tersaneciliğimizin önünü, sıkışmış olduğu Tuzla’dan tüm kıyılarımızı kapsayacak şekilde açmamızın rolü büyüktür. Yıllar içerisinde; devletimizin yaptığı yatırımlar ve kapsamı genişletilen tasarım desteği, tersanelerin kira sürelerinin 49 yıla çıkarılarak yatırımların önünün açılması, devlete ödedikleri kira bedelleri yerine hasılattan binde bir oranında pay alınması, ecrimisil ödeme zorunluluklarının kaldırılması, tersanelerimizin irtifak hakkı kurulan alanları teminat olarak gösterebilmesinin önü açılarak kredibilitelerinin yükselmesi, tersanelerimizin ÇED raporlarının ve imar planlarının onaylanması gibi önemli adımlar attık. Bu ve benzer adımlarla, gemi inşa sanayimizin şaha kalkmasını sağladık. Neticede bugün gemi inşa sanayimiz; en son teknolojiyi kullanarak çevreye duyarlı gemiler inşa edebilen önemli bir sektör konumuna geldi. 81 tersanemizin tecrübesi, iş bitirmedeki zamanlaması ve kaliteden ödün vermeyen yönetim anlayışıyla dünya ölçeğinde saygın bir yer edinmesi taktiri hak etmektedir. Bu başarı Hükümetimizin ve sektör temsilcilerimizin ortak eseridir. Elbette daha yapacak çok işimiz var. Denizciliğimizin ve gemi inşa sektörümüzün çok daha iyi konumlara gelmesi için hem ulusal hem de uluslararası arenada hep birlikte büyük gayret göstermemiz gerekiyor” şeklinde konuştu.
“Dünya pazarı ile rekabet Ar-Ge ve İnovasyondan geçer”
Dış piyasalarla rekabette Ar-Ge ve İnovasyon’un önemine de vurgu yapan Bakan Turhan, “Dünya pazarında rekabet üstünlüğüne ulaşmanın yolu teknoloji, AR-GE ve inovasyondaki üstünlükten geçiyor. Bu konulardaki çıtamızı çok daha yükseklere taşımak mecburiyetindeyiz. Sektörümüzün projelere inovatif yaklaşımı, çevreci ve alternatif enerji kaynaklarını kullanabilen projeler konusunda yaptığı atılımlar, ülkemize olan ilgiyi artırmaktadır. Bu manada tersanelerimizde ulusal ve uluslararası pazarlar için inşa edilen römorkörler dış pazarlarda ilgiyle takip edilmektedir. Bu çalışmaların en güzel örneklerinden birisi bugün hizmete alınacak olan BOĞAÇAY 38 Hibrit Romorkörüdür. Romorkörün diğer teknolojik özelliklerinin yanında dünyanın ilk AVD yani ileri seviye değişken sevk sistemine sahip olması oldukça önemlidir. Sanmar’ın bu başarısı elbette tesadüfi değildir. Sanmar, dünyada doğalgazla çalışan ilk römorkörü ve daha sonra da ilk otonom römorkörünü inşa eden öncü bir işletmedir. Bugün de bir ilki daha gerçekleştirerek ilk hidrolik hibrit römorkörü inşa etmesi ülkemiz ve sektörümüz adına övünülecek bir durumdur. O nedenle SANMAR Tersanesi’ni tebrik ediyorum” diye konuştu.
Konuşmaların ardından Boğaçay 38 Römorkörünün hizmete girmesini simgeleyen kurdele Ulaştırma ve Altyapı Bakanımız Mehmet Cahit Turhan tarafından kesildi. Gemiyi de gezen Bakan Turhan geminin dümenine de geçerek basın mensuplarına poz vermeyi ihmal etmedi. Bakan Turhan daha sonra tersaneleri de gezerek bilgiler aldı.