'Aşı Tereddüdü Bilgi Yokluğundan Ve Bilmemekten Ortaya Çıkıyor'
Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muzaffer Eskiocak: 'Bilgi çağı ve internet bizim için çok önemli. Ancak orada o kadar çok kirli bilgi var ki, doğruyla yanlışı ayırmazsak bu kötü sonuçlara yol açabiliyor. Bu aşı tereddüdü bilgi yokluğundan ve bilmemekten ortaya çıkıyor'
Trakya Üniversitesi (TÜ) Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muzaffer Eskiocak, "Bilgi çağı ve internet bizim için çok önemli. Ancak orada o kadar çok kirli bilgi var ki, doğruyla yanlışı ayırmazsak bu kötü sonuçlara yol açabiliyor. Bu aşı tereddüdü bilgi yokluğundan ve bilmemekten ortaya çıkıyor." dedi.
Edirne Sağlık Müdürlüğü, Aşı Haftası etkinlikleri kapsamında "Aşı Tereddüdü" konulu konferans düzenledi.
Edirne Ticaret ve Sanayi Odası Toplantı Salonunda gerçekleşen konferansta konuşan Prof. Dr. Muzaffer Eskiocak, aşılama çalışmalarıyla geçmiş yıllarda ölümlere neden olan birçok hastalığını ortadan kalktığını ifade etti.
Dünya Sağlık Örgütü'nün 2019 yılında açıkladığı on tehditten ikisinin aşı ile ilgili olduğunu açıkladığını dile getiren Prof. Dr. Eskiocak, "Biri grip salgını. Diğeri ise aşı tereddüdü. Bilgi çağı ve internet bizim için çok önemli. Ancak orada o kadar çok kirli bilgi var ki, doğruyla yanlışı ayırmazsak bu kötü sonuçlara yol açabiliyor. Bu aşı tereddüdü bilgi yokluğundan ve bilmemekten ortaya çıkıyor. 'Yarım doktor candan yarım imam dinden eder' denir." ifadelerini kullandı.
Eskiocak, aşı konusuyla ilgili bilimsel gerçeklerin göz önüne alınması gerektiğinin altını çizdi.
TÜ Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Dr. Öğretim Üyesi Nükhet Üyesi Nükhet Çiftdemir de aşının difteri, boğmaca, çocuk felci, kızamık gibi birçok hastalıktan korunmada önemli bir role sahip olduğunu söyledi.
Aşının hastalıkların önlenmesinde ve bağışıklıkların artırılmasında düşük maliyetli bir halk sağlığı girişimi olduğunu aktaran Çiftdemir, "Aşılar ülkemizde 1930 yılında çiçek aşısıyla başlamış ve sonrasında birçok aşının eklenmesiyle dünya ile birlikte eş zamanlı olarak önemli başarılar elde edilmiştir. Aşıların içeriğindeki alüminyum tuzları bağışık yanıtı artırmak için 1930'lardan beri aşıların içine katılmakta ve bunun dozu çok çok düşüktür. Aşılanan çocuklarda yapılan araştırmalarda serum alüminyum düzeyinin toksik düzeyin çok altında olduğu tekrar tekrar gösterilmiştir. Aşılar güvenlidir. Aşılanmış ve bir çocukta görülen bakteriyel enfeksiyon sıklığı aşılanmamış bir çocuğa göre son derece düşüktür." diye konuştu.
Çiftdemir, aşı reddi ve aşı tereddüdünün, aşıların ilk kullanılmaya başlandığı 1800'lü yıllardan beri var olduğunu da kaydetti.
Kaynak: AA
Edirne Sağlık Müdürlüğü, Aşı Haftası etkinlikleri kapsamında "Aşı Tereddüdü" konulu konferans düzenledi.
Edirne Ticaret ve Sanayi Odası Toplantı Salonunda gerçekleşen konferansta konuşan Prof. Dr. Muzaffer Eskiocak, aşılama çalışmalarıyla geçmiş yıllarda ölümlere neden olan birçok hastalığını ortadan kalktığını ifade etti.
Dünya Sağlık Örgütü'nün 2019 yılında açıkladığı on tehditten ikisinin aşı ile ilgili olduğunu açıkladığını dile getiren Prof. Dr. Eskiocak, "Biri grip salgını. Diğeri ise aşı tereddüdü. Bilgi çağı ve internet bizim için çok önemli. Ancak orada o kadar çok kirli bilgi var ki, doğruyla yanlışı ayırmazsak bu kötü sonuçlara yol açabiliyor. Bu aşı tereddüdü bilgi yokluğundan ve bilmemekten ortaya çıkıyor. 'Yarım doktor candan yarım imam dinden eder' denir." ifadelerini kullandı.
Eskiocak, aşı konusuyla ilgili bilimsel gerçeklerin göz önüne alınması gerektiğinin altını çizdi.
TÜ Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Dr. Öğretim Üyesi Nükhet Üyesi Nükhet Çiftdemir de aşının difteri, boğmaca, çocuk felci, kızamık gibi birçok hastalıktan korunmada önemli bir role sahip olduğunu söyledi.
Aşının hastalıkların önlenmesinde ve bağışıklıkların artırılmasında düşük maliyetli bir halk sağlığı girişimi olduğunu aktaran Çiftdemir, "Aşılar ülkemizde 1930 yılında çiçek aşısıyla başlamış ve sonrasında birçok aşının eklenmesiyle dünya ile birlikte eş zamanlı olarak önemli başarılar elde edilmiştir. Aşıların içeriğindeki alüminyum tuzları bağışık yanıtı artırmak için 1930'lardan beri aşıların içine katılmakta ve bunun dozu çok çok düşüktür. Aşılanan çocuklarda yapılan araştırmalarda serum alüminyum düzeyinin toksik düzeyin çok altında olduğu tekrar tekrar gösterilmiştir. Aşılar güvenlidir. Aşılanmış ve bir çocukta görülen bakteriyel enfeksiyon sıklığı aşılanmamış bir çocuğa göre son derece düşüktür." diye konuştu.
Çiftdemir, aşı reddi ve aşı tereddüdünün, aşıların ilk kullanılmaya başlandığı 1800'lü yıllardan beri var olduğunu da kaydetti.