Kırsaldaki Kadınlar 'Hayatın Yükünü' Omuzluyor
Doğu Anadolu Bölgesi'nin kırsal kesimlerinde kadınlar, erkenden kalkıp sobayı yakıyor, çocukları için kahvaltı hazırlayıp okula uğurluyor, ardından hayvanlarının bakımları için eşlerine yardım ediyor Güler Korkmaz: 'Fedakarlık yapmazsan köyde yaşamak çok zor' Kadriye Bilici: 'Hem çocuklara hem hayvanlara bakıyoruz. Ev işleri çok yoğun olduğu için hiç zamanımız olmuyor'
Kış mevsiminin en sert geçtiği illerden Muş'ta kadınlar, günlük ev işlerinin yanı sıra hayvanları besleyip çocuklarının ihtiyaçlarını karşılayarak adeta "hayatın yükünü" omuzluyor.
Doğu Anadolu Bölgesi'nin özellikle kırsal kesimlerinde kadınlar, yaşamın her alanında yer alıyor.
Sabah erkenden kalkıp sobayı yakan, çocukları için kahvaltı hazırlayıp okula uğurlayan kadınlar, ardından hayvanlarının bakımları için eşlerine yardım ediyor.
Gün boyu hayvanlara 2-3 kez yem veren, ahırları temizleyen ve yeni doğmuş kuzulara süt veren kadınlar, bu arada çamaşır ve bulaşık yıkıyor, evini silip süpürüyor.
Kadınlar dondurucu soğuğa ve yerden hiç kalkmayan kara rağmen bu işlerini aksatmadan özveriyle yapıyor.
- "Fedakarlık yapmazsan köyde yaşamak çok zor"
Kent merkezine 50 kilometre mesafedeki Savaşcılar köyünde 8 çocuk annesi Güler Korkmaz, AA muhabirine, Gaziantep'ten gelerek Muş'a yerleştiğini söyledi.
Köy yaşamının bir yandan çok güzel, bir yanda da zahmetli olduğunu belirten Korkmaz, "Fedakarlık yapmazsan köyde yaşamak çok zor. Sabah kalktığımda ilk önce sobayı yakıyorum, çocukların kahvaltısını hazırlayıp okula gönderiyorum. Sonra eşime yardım etmeye gidiyorum. Elimden geldiğince eşime destek olmaya çalışıyorum. Bir yandan bulaşık ve çamaşır yıkıyorum, bir yandan da evi temizliyorum. Kendime zaman ayıramıyorum." ifadesini kullandı.
Korkmaz, yılın altı ayı karda yaşamak zorunda kaldıklarını, bazen kar ve tipi nedeniyle koyunlarına bile yem veremediklerini dile getirdi.
Bütün zorluklarına rağmen hayatından memnun olduğunu anlatan Korkmaz, işlerin bir bölümünü yaparak eşine "omuz verdiğini" belirtti.
Güler Korkmaz'ın eşi Rauf Korkmaz ise tek geçim kaynaklarının hayvancılık olduğunu ifade etti.
Köy yaşamının çok zor geçtiğini vurgulayan Korkmaz, "Buna rağmen eşim bana destek oluyor. Hayvanlarımıza beraber bakarak geçimimizi sağlıyoruz. Eşim sadece ev işi yaparsa, bu hayvanlara bakamam. Eşim destek olmazsa tek başıma bu yükün altından kalkamam." dedi.
- "Hem çocuklara hem hayvanlara bakıyoruz"
Aynı köyde yaşayan 58 yaşındaki Kadriye Bilici de 40 yıldır evli olduğunu ve 7 çocuğunu da olduğunu anlattı.
Kışın köye sürekli kar yağdığını ve bunun yaşamı daha zorlaştırdığını vurgulayan Bilici, şöyle konuştu:
"Hayvancılık yapıyoruz. Tandırda ekmek pişiriyoruz. Kışın işlerimiz çok zor. Sabah erken kalkıyorum, sobayı yakıyorum, çocuklara kahvaltı hazırlıyorum. Hem çocuklara hem hayvanlara bakıyoruz. Ev işleri çok yoğun olduğu için hiç zamanımız olmuyor." dedi.
Kadriye Bilici'nin eşi ve köy muhtarı Abdurrahman Bilici de kadınların özellikle kışın çok yorulduğunu ve bütün yükün onların sırtında olduğunu söyledi.
Kaynak: AA
Doğu Anadolu Bölgesi'nin özellikle kırsal kesimlerinde kadınlar, yaşamın her alanında yer alıyor.
Sabah erkenden kalkıp sobayı yakan, çocukları için kahvaltı hazırlayıp okula uğurlayan kadınlar, ardından hayvanlarının bakımları için eşlerine yardım ediyor.
Gün boyu hayvanlara 2-3 kez yem veren, ahırları temizleyen ve yeni doğmuş kuzulara süt veren kadınlar, bu arada çamaşır ve bulaşık yıkıyor, evini silip süpürüyor.
Kadınlar dondurucu soğuğa ve yerden hiç kalkmayan kara rağmen bu işlerini aksatmadan özveriyle yapıyor.
- "Fedakarlık yapmazsan köyde yaşamak çok zor"
Kent merkezine 50 kilometre mesafedeki Savaşcılar köyünde 8 çocuk annesi Güler Korkmaz, AA muhabirine, Gaziantep'ten gelerek Muş'a yerleştiğini söyledi.
Köy yaşamının bir yandan çok güzel, bir yanda da zahmetli olduğunu belirten Korkmaz, "Fedakarlık yapmazsan köyde yaşamak çok zor. Sabah kalktığımda ilk önce sobayı yakıyorum, çocukların kahvaltısını hazırlayıp okula gönderiyorum. Sonra eşime yardım etmeye gidiyorum. Elimden geldiğince eşime destek olmaya çalışıyorum. Bir yandan bulaşık ve çamaşır yıkıyorum, bir yandan da evi temizliyorum. Kendime zaman ayıramıyorum." ifadesini kullandı.
Korkmaz, yılın altı ayı karda yaşamak zorunda kaldıklarını, bazen kar ve tipi nedeniyle koyunlarına bile yem veremediklerini dile getirdi.
Bütün zorluklarına rağmen hayatından memnun olduğunu anlatan Korkmaz, işlerin bir bölümünü yaparak eşine "omuz verdiğini" belirtti.
Güler Korkmaz'ın eşi Rauf Korkmaz ise tek geçim kaynaklarının hayvancılık olduğunu ifade etti.
Köy yaşamının çok zor geçtiğini vurgulayan Korkmaz, "Buna rağmen eşim bana destek oluyor. Hayvanlarımıza beraber bakarak geçimimizi sağlıyoruz. Eşim sadece ev işi yaparsa, bu hayvanlara bakamam. Eşim destek olmazsa tek başıma bu yükün altından kalkamam." dedi.
- "Hem çocuklara hem hayvanlara bakıyoruz"
Aynı köyde yaşayan 58 yaşındaki Kadriye Bilici de 40 yıldır evli olduğunu ve 7 çocuğunu da olduğunu anlattı.
Kışın köye sürekli kar yağdığını ve bunun yaşamı daha zorlaştırdığını vurgulayan Bilici, şöyle konuştu:
"Hayvancılık yapıyoruz. Tandırda ekmek pişiriyoruz. Kışın işlerimiz çok zor. Sabah erken kalkıyorum, sobayı yakıyorum, çocuklara kahvaltı hazırlıyorum. Hem çocuklara hem hayvanlara bakıyoruz. Ev işleri çok yoğun olduğu için hiç zamanımız olmuyor." dedi.
Kadriye Bilici'nin eşi ve köy muhtarı Abdurrahman Bilici de kadınların özellikle kışın çok yorulduğunu ve bütün yükün onların sırtında olduğunu söyledi.