İlaç Sektörü Akademikleşiyor
İlaç geliştirmeye akademik bir boyut kazandıracak olan Farmasötik Tıp eğitimi, Bahçeşehir Üniversitesi’nde (BAU) yüksek lisans eğitimi ile başlıyor. İlaç firmalarının özellikle medikal müdür istihdamında sıkıntı yaşandığını belirten Dr. Öğr. Üyesi Fatih Özdener, bu alanda eğitimli kişilerin iş başvurularında büyük avantaj sağlayacağını belirtti.
Türkiye’de ilaç sektöründe atılan adımlar, tüm hızıyla devam ederken üretilebilecek ilaç miktarının yıllık tutarı 6.1 milyar TL olarak öngörülmekte. İlaç firmalarının medikal departmanlarının altında istihdam edilecek kişilerin eğitimine yönelik hayata geçirilen BAU Farmasötik Tıp Yüksek Lisans eğitimi, bu anlamda sektörde donanımlı iş gücünü arttırmayı hedefliyor.
Çok uluslu firmaların Türkiye içindeki faaliyetlerinde medikal departmanı zorunluluğuna değinen BAU Farmasötik Tıp Yüksek Lisans Programı Koordinatörü Dr. Öğr. Üyesi Fatih Özdener, firmaların Türkiye’de yaptığı operasyonların büyüklüğüne göre medikal çalışanı olduğunu ve bu alanda eğitimli kişilerin öncelikli olacağını söyledi.
Çok uluslu firmaların Türkiye’deki faaliyetleri önemli
İlacın geliştirilmesi, üretimi, güvenirliliği ve markete çıktıktan sonra kullanımının yaygınlaştırılması, aynı zamanda da bütün bu sistemlerin kalitesinin sağlandığı bir bilim dalı olan Farmösik Tıp ile ilgili Dr. Öğr. Üyesi Fatih Özdener, şunları söyledi: “Global ilaç firmalarının Türkiye’de bir branşları olur. Böyle bir firma Türkiye içinde operasyonlar yaparken bir medikal departmana sahip olmak zorunda. Medikal müdürü ve belli bir yapılanması olmak zorunda. Yerli firmalar için de bu geçerli. Bu yapılanmanın içinde; İlaç güvenirliliği uzmanı, klinik araştırma uzmanları, klinik müdürler ve kalite ile denetim fonksiyonları olmak zorunda. Firmanın, Türkiye’de yaptığı operasyonların büyüklüğüne bağlı olarak bu departmanın altında istihdam ettiği kişi sayısı da artıyor veya azalıyor. Eğer büyük bir firmaysa bu firmanın Türkiye’de marketi büyükse 50’ye hatta 100’e varan medikal çalışanı olabiliyor. Bunların bir kısmı giriş seviyesi bir kısmı orta seviye bir kısmı da yüksek seviye (yönetici) şeklinde yapılanmakta.”
“Büyük ilaç firmaları, medikal müdür bulmakta zorlanıyor”
Büyük ilaç firmalarının özellikle medikal müdür istihdamında zorlandıklarının altını çizen Özdener, “Büyük ilaç firmalarının, kalifiye bir elaman bulması oldukça zor. Belli eğitimlerden geçmiş kişilere ulaşmaya çalışıyorlar. Buna ulaşamadıkları için birbirlerinden transfer yapma yoluyla böyle bir kısıtlı havuz içinde elemanla çalışıyorlar. Bizim master programımızın hedefi, medikal departmanların altında istihdam edilecek kişilere yönelik bir eğitim programı. Bunun içinde ilaç güvenliği, kaliteyi ve medikal marketing’i kapsayan dersler de var. Bu programa gelen kişiler, öncelikle bu bilgileri bizden elde ediyor olacaklar. Dolayısıyla ilaç firmaları içinde düzen oluşturacaklar” ifadelerini kullandı.
“Mezun kişi yarışta avantaj sağlıyor”
Bu eğitimin Türkiye’ye olacak katkılarından bahseden Özdener, sağlanan istihdam sayesinde yurt dışına gidecek elamanların da yetiştirileceğini ve bunun da iş havuzuna katkıda bulunacağını ifade etti.
Özdener, “Bir taraftan firmaların Türkiye içindeki operasyonları kolaylaşırken, bir taraftan da ilaç firmalarının içine akademi girmiş oluyor ve karşılıklı etkileşim gerçekleşiyor. Bu bir akademi ve endüstri iş birliği gibi bir şey aynı zamanda. Aday bizim programımızdan mezun olarak kendisine kompetitif bir avantaj sağlamış oluyor. Hiç ilaç firmasını bilmeyen, firmadaki yapılanmayı bilmeyen bir kişi ile ilaç firmasındaki yapılanmayı formal bir bilgi olarak almış bir kişi ile arasında iş başvurularında büyük fark olacağını düşünüyoruz” dedi.
Son olarak dünyada bu tarz eğitimlerin örnekleri olmakla beraber, sayısının az olduğunu belirten Özdener, Farmasötik Tıp Yüksek Lisans programına kayıtların devam ettiğini söyledi.
Farmosötik Tıp Yüksek Lisans Programı hakkında
Farmasötik Tıp Yüksek Lisans Programı, Türkçe/Tezli bir program. İlaç geliştirilmesi ve insanlığa sunulması, hem geliştirme süreçleri hem de uluslararası düzenlemeler açısından bilgi birikimi gerektirmektedir. Programda; İlaç Ar-Ge’si ve İlaç Farmasötik Tıpı da dahil olmak üzere ruhsatlandırma ve pazarlama sonrası süreçleri de içerisine alan konular bir bütünlük içinde ele alınıyor. Böylelikle, hem ilaç endüstrisi hem de akademi için bilgi ve insan kaynağı kapasitelerinin arttırılması amaçlanmaktadır.
Kaynak: İHA
Çok uluslu firmaların Türkiye içindeki faaliyetlerinde medikal departmanı zorunluluğuna değinen BAU Farmasötik Tıp Yüksek Lisans Programı Koordinatörü Dr. Öğr. Üyesi Fatih Özdener, firmaların Türkiye’de yaptığı operasyonların büyüklüğüne göre medikal çalışanı olduğunu ve bu alanda eğitimli kişilerin öncelikli olacağını söyledi.
Çok uluslu firmaların Türkiye’deki faaliyetleri önemli
İlacın geliştirilmesi, üretimi, güvenirliliği ve markete çıktıktan sonra kullanımının yaygınlaştırılması, aynı zamanda da bütün bu sistemlerin kalitesinin sağlandığı bir bilim dalı olan Farmösik Tıp ile ilgili Dr. Öğr. Üyesi Fatih Özdener, şunları söyledi: “Global ilaç firmalarının Türkiye’de bir branşları olur. Böyle bir firma Türkiye içinde operasyonlar yaparken bir medikal departmana sahip olmak zorunda. Medikal müdürü ve belli bir yapılanması olmak zorunda. Yerli firmalar için de bu geçerli. Bu yapılanmanın içinde; İlaç güvenirliliği uzmanı, klinik araştırma uzmanları, klinik müdürler ve kalite ile denetim fonksiyonları olmak zorunda. Firmanın, Türkiye’de yaptığı operasyonların büyüklüğüne bağlı olarak bu departmanın altında istihdam ettiği kişi sayısı da artıyor veya azalıyor. Eğer büyük bir firmaysa bu firmanın Türkiye’de marketi büyükse 50’ye hatta 100’e varan medikal çalışanı olabiliyor. Bunların bir kısmı giriş seviyesi bir kısmı orta seviye bir kısmı da yüksek seviye (yönetici) şeklinde yapılanmakta.”
“Büyük ilaç firmaları, medikal müdür bulmakta zorlanıyor”
Büyük ilaç firmalarının özellikle medikal müdür istihdamında zorlandıklarının altını çizen Özdener, “Büyük ilaç firmalarının, kalifiye bir elaman bulması oldukça zor. Belli eğitimlerden geçmiş kişilere ulaşmaya çalışıyorlar. Buna ulaşamadıkları için birbirlerinden transfer yapma yoluyla böyle bir kısıtlı havuz içinde elemanla çalışıyorlar. Bizim master programımızın hedefi, medikal departmanların altında istihdam edilecek kişilere yönelik bir eğitim programı. Bunun içinde ilaç güvenliği, kaliteyi ve medikal marketing’i kapsayan dersler de var. Bu programa gelen kişiler, öncelikle bu bilgileri bizden elde ediyor olacaklar. Dolayısıyla ilaç firmaları içinde düzen oluşturacaklar” ifadelerini kullandı.
“Mezun kişi yarışta avantaj sağlıyor”
Bu eğitimin Türkiye’ye olacak katkılarından bahseden Özdener, sağlanan istihdam sayesinde yurt dışına gidecek elamanların da yetiştirileceğini ve bunun da iş havuzuna katkıda bulunacağını ifade etti.
Özdener, “Bir taraftan firmaların Türkiye içindeki operasyonları kolaylaşırken, bir taraftan da ilaç firmalarının içine akademi girmiş oluyor ve karşılıklı etkileşim gerçekleşiyor. Bu bir akademi ve endüstri iş birliği gibi bir şey aynı zamanda. Aday bizim programımızdan mezun olarak kendisine kompetitif bir avantaj sağlamış oluyor. Hiç ilaç firmasını bilmeyen, firmadaki yapılanmayı bilmeyen bir kişi ile ilaç firmasındaki yapılanmayı formal bir bilgi olarak almış bir kişi ile arasında iş başvurularında büyük fark olacağını düşünüyoruz” dedi.
Son olarak dünyada bu tarz eğitimlerin örnekleri olmakla beraber, sayısının az olduğunu belirten Özdener, Farmasötik Tıp Yüksek Lisans programına kayıtların devam ettiğini söyledi.
Farmosötik Tıp Yüksek Lisans Programı hakkında
Farmasötik Tıp Yüksek Lisans Programı, Türkçe/Tezli bir program. İlaç geliştirilmesi ve insanlığa sunulması, hem geliştirme süreçleri hem de uluslararası düzenlemeler açısından bilgi birikimi gerektirmektedir. Programda; İlaç Ar-Ge’si ve İlaç Farmasötik Tıpı da dahil olmak üzere ruhsatlandırma ve pazarlama sonrası süreçleri de içerisine alan konular bir bütünlük içinde ele alınıyor. Böylelikle, hem ilaç endüstrisi hem de akademi için bilgi ve insan kaynağı kapasitelerinin arttırılması amaçlanmaktadır.