Bu Otelde Dokunduğunuz Her Şey Satılık
Konya'da 3 yıldır hizmet veren özel tasarım butik otelde, misafirlere kullandıkları veya gördükleri her eşyayı satın alma imkanı sunuluyor Dekorasyonu otantik ve modern eşyaların harmanlanmasıyla yapılan, çağın popüler ürünlerinin yanı sıra içinde 200 yıllık dergah kapısı da bulunan otelde konaklayanlar, en çok antika kilimlerden hazırlanan kırlentleri satın almayı tercih ediyor Hayatının 10 yılını bir otel odasında geçirdikten sonra müşterilikten patronluğa geçen işletme sahibi Sunar: 'Misafirler buraya geldiklerinde önce büyük şaşkınlık yaşıyor. Çünkü içeride birçok rengi ve objeyi bir arada görüyor. Şaşkınlığın ardından bunları yanında götürebilme şansı misafirler için keyifli bir serüvene dönüşüyor. Bu oteli ziyaret edenler için içeride adeta bir hazine, define avı başlıyor. 'Ne alabilirim' diye her şeyi inceliyorlar. Bu otelde dokunduğunuz bütün eşyalar satılık'
Hem otantik hem de modern eşyalar kullanılarak dekore edilen otelde, çağın popüler eşyaları, modern tarzı yansıtan perdeler, tabureler, sandalyeler ve koltukların yanı sıra eski saatler, köy evlerinde kullanılan testiler, sandıklar, aynalar, antika halı ve kilimler bulunuyor.
Mevlana Türbesi'nin yanı başında bulunan, kafe bölümündeki 200 yıllık dergah kapısı ile ziyaretçilerini şaşırtan otel, rengarenk dekorasyonuyla da ilgi görüyor.
Hayatının 10 yılını bir otel odasında geçiren, otelin 42 yaşındaki sahibi Ömer Sunar, bu sürede bir müşteri olarak yaşadığı tecrübeleri işletmesindeki hizmetlere yansıtıyor.
Otelin sahibi Ömer Sunar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, iş hayatına Konya'da bankacılıkla başladığını, 6 yıl sonra İstanbul'a taşınarak yatırım şirketlerine danışmanlık yaptığını söyledi.
- "Bana ciddi anlamda birikim kazandırdı"
İstanbul'da yaklaşık 10 yıl yaşadığını belirten Sunar, şöyle devam etti:
"35 yaşıma geldiğimde 10 senedir otel odasında ikamet eden biriydim. Evim yoktu ve benim için İstanbul'da en kolayı otel odasında yaşamaktı. Ben turizmci değilim açıkçası. 3 yıldır çeşitli ödüller alan, önemli platformlarda 9,5 puanla 'Olağanüstü oteller' kategorisinde yer alan bir otelin sahibiyim. 10'uncu yılı bitirdiğimde otel işletmekten hiç anlamazdım, nasıl yapılacağına dair hiçbir fikrim yoktu ama nasıl yapılmayacağını çok iyi biliyordum. Otelde uzun yıllar misafirlik tecrübesi bana ciddi anlamda birikim kazandırdı."
Otel açmaya karar verme sürecini anlatan Sunar, "Bir pazar sabahı yine bir otel odasında uyanıp baktım, duvardaki tablo benim değil, televizyonun markasını ben seçmedim, eşyaların hiçbiri bana ait değil, yapay bir hayatım var. O gün vazgeçtim o hayattan." diye konuştu.
- "Yaşanmışlıklarımı bu otele yansıttım"
Sunar, tecrübelerinden yola çıkarak Konya'da bir otel açmaya karar verdiğini dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Otelin dekorasyonu için titiz bir çalışma yürüttük. Burası insanların hayatlarında pek birebir görmedikleri şeylerle dolu. Dünyanın birçok yerini dolaştım. Yaşanmışlıklarımı bu otele yansıttım. Hem yurt içi hem de yurt dışındaki gözlemlerim, otelin eskiyle yeni, etnikle modern karışımı bir dekorasyona sahip olmasını sağladı. Avustralya ve Amerika'daki dekorasyon dergilerinden insanların en çok beğendiği renkleri araştırdık ve bu renkleri otelimizin her köşesinde kullandık. En çok beğenilen 25 rengi kullandık. Her yatak odasını farklı renk yaptık. Camilerin minarelerini süsleyen nakkaşlar, her odanın tavanına farklı renklerle desenler yaptı."
- Kaldığı odanın yatağını satın aldı
Eskiyle yeniyi bir arada kullanarak farklı bir mekan hazırladıklarını ifade eden Sunar, şunları kaydetti:
"Eşyaları eskicilerden ve antikacılardan alıyorum. Yaşanmışlığı olan eşyaları çok seviyorum. Burası adeta bir antika deposu. Misafirler buraya geldiklerinde önce büyük şaşkınlık yaşıyor. Çünkü içeride birçok rengi ve objeyi bir arada görüyor. Şaşkınlığın ardından bunları yanında götürebilme şansı misafirler için keyifli bir serüvene dönüşüyor. Bu oteli ziyaret edenler için içeride adeta bir hazine, define avı başlıyor. 'Ne alabilirim' diye her şeyi inceliyorlar. Bu otelde dokunduğunuz bütün eşyalar satılık. Şu ana kadar beni şaşırtan iki şey oldu. Konyalı bir hanımefendi otele gelip kahvaltı yaptı. Akşama kadar burada kaldı, kitap okudu, geceyi de burada geçirmeye karar verdi. Sabah kaldığı yatağı satın almak istediğini söyledi ve satın aldı. İstanbul'dan bir misafirimiz kaldığı odanın perdesini satın aldı."
Sunar, misafirlerin beğendikleri her şeyi satın alabileceklerine işaret ederek, "En çok satın alınanlar küçük kırlentlerimiz. Gerçek antika kilimlerden yastıklar yapıyoruz. Yılda yaklaşık 350 tane satıyoruz. Kurumsal kokumuzu bile satın alanlar oluyor. Buraya gelen herkesi, evimize gelen misafirler gibi görüyoruz. Buradan ayrılırlarken arkalarından su dökerek uğurluyoruz." ifadelerini kullandı.