LGS'de Rekabet Artıyor
66 aylık öğrencilerin 2012-2013 eğitim öğretim yılında ilkokula başlamaları nedeniyle bu yıl LGS’ye girecek öğrenci sayısının en az 500 bin artacağı belirtildi. 4+4+4 sistem değişikliği nedeniyle 2012 yılında okula başlayan öğrencilerin bu yıl LGS ( Liselere Giriş Sınavı)’na girecek olmasının rekabeti de beraberinde getireceğini belirten Aydın My Kolej Uzman Aile Danışmanı & Psikolojik Danışman Özgenur Korkın, öğrencilerin sınava daha iyi hazırlanması gerektiğini söyledi.
LGS sınavına hazırlanan öğrencilere çeşitli öneri ve tavsiyelerde bulunan Aydın My Kolej Uzman Aile Danışmanı & Psikolojik Danışman Özgenur Korkın, "Bu sene diğer yıllardan biraz farklı olacak. Geçen senelerde lise giriş sınavına katılan öğrenci sayısı 1 milyon 200 bindi. Ancak 4+4+4 eğitim sistemine geçilmesiyle birlikte bu yıl yaklaşık 1 milyon 700 bin öğrenci sınava girecek. Bu da rekabetin artması demek. Ancak daha iyi çalışan öğrenciler için bunun da sorun olmayacağını düşünüyoruz” dedi.
“Çok okuyan ve okuduğunu anlayan bir adım önde olacak”
Bu yıl yaşanacak bir diğer değişikliğin geçen seneden itibaren farklılaşan soru tarzlarının olacağını belirten Korkın, “Yeni nesil sorular dediğimiz bu konsept sorular daha çok okuduğunu anlama, anladığını yorumlama, yorumladıktan sonra sonuç çıkarma ve problemi çözme üzerine yoğunlaşıyor. Bu mantıkla bakarsak çocuklarımızın analiz yapma ve eleştirel düşünme yönlerinin kuvvetli olması gerekiyor. Öncelikle öğrencilerimizin düzenli ders çalışması gerekiyor. Bunun içinde bir ders programlarının olması gerekir. Çalışma programlarının içinde kitap okuma mutlaka olması gerekir. Çünkü bu sınavda okuduğunu anlayabilen ve anladığını hızlı bir şekilde yorumlayabilen öğrenciler bir adım öne geçecek. Örneğin yeni nesil soru konseptinde artık soruların büyük bir bölümü (Türkçe, Matematik, Fen Bilgisi ) uzun paragraf halinde veriliyor. Öğrenciler bu sorularla karşılaşınca birkaç defa okuma gereği duyuyor. Doğal olarak bu da ciddi bir zaman kaybına neden oluyor. Bu da başarı sıralamasını ciddi bir şekilde etkiliyor" diyerek öğrencilerin bol bol kitap okumasını tavsiye etti.
Aydın My Kolej Uzman Aile Danışmanı & Psikolojik Danışman Özgenur Korkın, sınava hazırlanan öğrencilerin sosyal hayattan kopmaması gerektiğinin de altını çizerek “Bazıları için sınav denilince sosyal hayattan tamamen kendini soyutlamış ders çalışan öğrenci akla geliyor. Biz bunu tavsiye etmiyoruz. Öğrenci programlı bir şekilde hem derslerine çalışmalı hem de sosyal hayattan kopmamalı. Çünkü her yaşın her günün ayrı bir değeri var. Çocuklar sınava hazırlanırken çocukluğunu da yaşamalıdır. Bir çok kişi zamansızlıktan dert yanıyor ama, verimli kullanılırsa zaman ders çalışmaya da sosyal aktiviteye de yetecektir” diye konuştu.
Kaynak: İHA
“Çok okuyan ve okuduğunu anlayan bir adım önde olacak”
Bu yıl yaşanacak bir diğer değişikliğin geçen seneden itibaren farklılaşan soru tarzlarının olacağını belirten Korkın, “Yeni nesil sorular dediğimiz bu konsept sorular daha çok okuduğunu anlama, anladığını yorumlama, yorumladıktan sonra sonuç çıkarma ve problemi çözme üzerine yoğunlaşıyor. Bu mantıkla bakarsak çocuklarımızın analiz yapma ve eleştirel düşünme yönlerinin kuvvetli olması gerekiyor. Öncelikle öğrencilerimizin düzenli ders çalışması gerekiyor. Bunun içinde bir ders programlarının olması gerekir. Çalışma programlarının içinde kitap okuma mutlaka olması gerekir. Çünkü bu sınavda okuduğunu anlayabilen ve anladığını hızlı bir şekilde yorumlayabilen öğrenciler bir adım öne geçecek. Örneğin yeni nesil soru konseptinde artık soruların büyük bir bölümü (Türkçe, Matematik, Fen Bilgisi ) uzun paragraf halinde veriliyor. Öğrenciler bu sorularla karşılaşınca birkaç defa okuma gereği duyuyor. Doğal olarak bu da ciddi bir zaman kaybına neden oluyor. Bu da başarı sıralamasını ciddi bir şekilde etkiliyor" diyerek öğrencilerin bol bol kitap okumasını tavsiye etti.
Aydın My Kolej Uzman Aile Danışmanı & Psikolojik Danışman Özgenur Korkın, sınava hazırlanan öğrencilerin sosyal hayattan kopmaması gerektiğinin de altını çizerek “Bazıları için sınav denilince sosyal hayattan tamamen kendini soyutlamış ders çalışan öğrenci akla geliyor. Biz bunu tavsiye etmiyoruz. Öğrenci programlı bir şekilde hem derslerine çalışmalı hem de sosyal hayattan kopmamalı. Çünkü her yaşın her günün ayrı bir değeri var. Çocuklar sınava hazırlanırken çocukluğunu da yaşamalıdır. Bir çok kişi zamansızlıktan dert yanıyor ama, verimli kullanılırsa zaman ders çalışmaya da sosyal aktiviteye de yetecektir” diye konuştu.