Gençlere İlham Olacak Bir Başarı
Yapay görme teknolojisinin önemli isimlerinden ve 2019 yılı ‘Girişimcilik, Yenilikçilik ve İnovasyon’ temalı Selçuk Yaşar Ödülünün sahiplerinden Prof. Dr. Aytül Erçil, üniversiteli gençlere nasıl başardığını anlattı. Erçil, "Hedefim; Türkiye’de ilk kez 1 milyar doların üzerinde değere sahip bir girişim şirketini kurabilmek" dedi.
Yapay görme alanında dünyanın sayılı uzmanlarından biri olarak kabul edilen Prof. Dr. Aytül Erçil, ‘Güncel Bilim ve Sanat Söyleşileri’ dizisi kapsamında Yaşar Üniversitesine konuk oldu. Akademisyen, girişimci ve bir teknoloji şirketinin kurucu ortağı kimliğiyle çalışmalarını aralıksız sürdüren başarılı bilim insanı, "Hedefim; Türkiye’de ilk kez 1 milyar doların üzerinde değere sahip bir girişim şirketini kurabilmek. Bunu başarmak belki kolay değil; ama potansiyelimiz buna el veriyor" dedi.
Boğaziçi Üniversitesinde lisans, Brown Üniversitesi Uygulamalı Matematik Bölümünde yüksek lisans ve doktora derecelerini aldıktan sonra 5 yıl boyunca dünya devi General Motors’un araştırma laboratuvarında görev yapan Prof. Dr. Aytül Erçil, Amerika Birleşik Devletlerinde yüksek yaşam standardını geride bırakarak neden Türkiye’ye döndüğünü anlattı. 1988 yılında Boğaziçi Üniversitesinden aldığı teklifle ülkesine dönerek üniversitenin ilk yapay görme laboratuvarını kuran Prof. Dr. Erçil, yalnızca 7 metrekarelik bir alana sahip laboratuvarda başlayan girişimcilik öyküsünü paylaştı.
"TÜBİTAK ve AB’den aldığımız desteklerle büyütme gayreti içine girdik"
Erçil, "Amerika’da General Motors’da çalıştığım yıllarda yaptığım bir projenin kısa sürede hayata geçebilmesinin keyfini yaşadım. Burada 5 yıl çalıştıktan sonra maaşımın neredeyse 20’de 1’ini tercih ederek ülkeme geri dönme kararı aldım. Türkiye’ye döndüğümde akademisyenliğin yanı sıra sanayinin problemleri ile de ilgilenmeyi planlıyordum. Ancak 90’lı yılların başında sanayinin Ar-Ge’ye ilgisi neredeyse hiç yoktu. Bu nedenle Boğaziçi Üniversitesi bünyesinde bir yapay görme laboratuvarı kurma kararı aldım. İlk kurulduğunda yalnızca 7 metrekarelik bir alana sahip olan laboratuvarı, TÜBİTAK ve AB’den aldığımız desteklerle büyütme gayreti içine girdik. Arkeoloji, kumaş kalite kontrol, güvenli sürüş gibi alanlarda projeler geliştirdik. Ardından çalışmalarımı Sabancı Üniversitesinde sürdürmeye devam ettim ve VPALAB Yapay Görme Laboratuvarının kurulmasına öncülük ettim; ancak sanayi projelerini bir türlü hayata geçiremediğimiz için bu kez mezun öğrencilerimizle birlikte bir teknoloji şirketi kurma kararı alarak Vistek Yapay Görme ve Otomasyonu kurduk. Burada da başarılı projelere imza attık; hatta patent hakkı ve ulusal, uluslararası ödüller kazandık; ancak bugünkü gibi melek yatırımcılar olmadığı için yaptığımız projelerin bütçelerini yeterince karşılayamadık. Bu nedenle çok istemesem de şirketimizi, yapay görme konusunda dünyada üçüncü konumda olan Alman ISRA Vision firmasına satmak durumunda kaldık. Tabii ki şirketi devrederken aldığımız büyük dersler oldu."
"Yabancı hayranlığımız ve Türk firmalarına olan ön yargı halen devam ediyor"
Vistek şirketinin ardından, kurucu ortak olarak ABD, Almanya, İsrail dahil 17 ülkeye teknoloji ihraç eden ve 5 sene içinde yüzde 458 büyüme başarısı gösteren Vispera Bilgi Teknolojileri şirketini hayata geçiren Prof. Dr. Erçil, Türkiye’de şirket kurarken karşılaşan sorunlara da değindi. Halen haftada 75-80 saat çalışmalarını sürdürdüğünü belirten Prof. Dr. Aytül Erçil, “Yabancı hayranlığımız ve Türk firmalarına olan ön yargı halen devam ediyor. Biz, bize güvenmiyoruz. Bunu hep birlikte değiştirmemiz lazım. Büyük şirketlerin KOBİ’lere olan davranışları da değişmeli. Türkiye’de kaynak sağlayıcıların da mantığı yanlış. Taahhüt edilen işlerin hayata geçebilmesi için kaynağın yani mali desteğin iş bitmeden verilmesi gerekir. İyi bir ekiple çalışmak ve motive olmak da çok önemli. Teknik konuda çalışan kadınlara yönelik ön yargılar da bir başka sorun. Ben iş yaşamım boyunca hep bardağın dolu tarafına baktım. ABD’de kalsaydım belki iyi bir maaşla, konforlu bir hayatım olacaktı ama bugün yaşadığım tatmini asla yaşayamayacaktım. Ülkemizde çok iyi donanımlı mühendislerimiz var. Bu güçle ve edindiğimiz tecrübelerle şirketimizi bugün iyi bir noktaya taşıyabildik. Artık yatırımcılar bizim peşimizden koşuyor. Şirketin değeri 5 sene içinde yüzde 458 arttı. Şimdiki hedefim, Türkiye’de ilk kez, 1 milyar doların üzerinde değere sahip bir girişim şirketini kurabilmek. Bunu başarmak belki kolay değil ama potansiyelimiz buna el veriyor” dedi.
Alanının öncü isimlerinden Prof. Dr. Aytül Erçil, ayrıca gençlere şu tavsiyelerde bulundu:
“İşe odaklanmak ve çözüm üretmek çok önemli. Çok çalışacağının bilincinde ol. İşinden keyif alman şart. Bildiğin ve katma değer oluşuran bir iş yap. Hatalarını kabul et, düzelt ve yola devam et. Düşüncelerinde esnek ol. Zamanını planla, kendi performansını değerlendir.”
Kaynak: İHA
Boğaziçi Üniversitesinde lisans, Brown Üniversitesi Uygulamalı Matematik Bölümünde yüksek lisans ve doktora derecelerini aldıktan sonra 5 yıl boyunca dünya devi General Motors’un araştırma laboratuvarında görev yapan Prof. Dr. Aytül Erçil, Amerika Birleşik Devletlerinde yüksek yaşam standardını geride bırakarak neden Türkiye’ye döndüğünü anlattı. 1988 yılında Boğaziçi Üniversitesinden aldığı teklifle ülkesine dönerek üniversitenin ilk yapay görme laboratuvarını kuran Prof. Dr. Erçil, yalnızca 7 metrekarelik bir alana sahip laboratuvarda başlayan girişimcilik öyküsünü paylaştı.
"TÜBİTAK ve AB’den aldığımız desteklerle büyütme gayreti içine girdik"
Erçil, "Amerika’da General Motors’da çalıştığım yıllarda yaptığım bir projenin kısa sürede hayata geçebilmesinin keyfini yaşadım. Burada 5 yıl çalıştıktan sonra maaşımın neredeyse 20’de 1’ini tercih ederek ülkeme geri dönme kararı aldım. Türkiye’ye döndüğümde akademisyenliğin yanı sıra sanayinin problemleri ile de ilgilenmeyi planlıyordum. Ancak 90’lı yılların başında sanayinin Ar-Ge’ye ilgisi neredeyse hiç yoktu. Bu nedenle Boğaziçi Üniversitesi bünyesinde bir yapay görme laboratuvarı kurma kararı aldım. İlk kurulduğunda yalnızca 7 metrekarelik bir alana sahip olan laboratuvarı, TÜBİTAK ve AB’den aldığımız desteklerle büyütme gayreti içine girdik. Arkeoloji, kumaş kalite kontrol, güvenli sürüş gibi alanlarda projeler geliştirdik. Ardından çalışmalarımı Sabancı Üniversitesinde sürdürmeye devam ettim ve VPALAB Yapay Görme Laboratuvarının kurulmasına öncülük ettim; ancak sanayi projelerini bir türlü hayata geçiremediğimiz için bu kez mezun öğrencilerimizle birlikte bir teknoloji şirketi kurma kararı alarak Vistek Yapay Görme ve Otomasyonu kurduk. Burada da başarılı projelere imza attık; hatta patent hakkı ve ulusal, uluslararası ödüller kazandık; ancak bugünkü gibi melek yatırımcılar olmadığı için yaptığımız projelerin bütçelerini yeterince karşılayamadık. Bu nedenle çok istemesem de şirketimizi, yapay görme konusunda dünyada üçüncü konumda olan Alman ISRA Vision firmasına satmak durumunda kaldık. Tabii ki şirketi devrederken aldığımız büyük dersler oldu."
"Yabancı hayranlığımız ve Türk firmalarına olan ön yargı halen devam ediyor"
Vistek şirketinin ardından, kurucu ortak olarak ABD, Almanya, İsrail dahil 17 ülkeye teknoloji ihraç eden ve 5 sene içinde yüzde 458 büyüme başarısı gösteren Vispera Bilgi Teknolojileri şirketini hayata geçiren Prof. Dr. Erçil, Türkiye’de şirket kurarken karşılaşan sorunlara da değindi. Halen haftada 75-80 saat çalışmalarını sürdürdüğünü belirten Prof. Dr. Aytül Erçil, “Yabancı hayranlığımız ve Türk firmalarına olan ön yargı halen devam ediyor. Biz, bize güvenmiyoruz. Bunu hep birlikte değiştirmemiz lazım. Büyük şirketlerin KOBİ’lere olan davranışları da değişmeli. Türkiye’de kaynak sağlayıcıların da mantığı yanlış. Taahhüt edilen işlerin hayata geçebilmesi için kaynağın yani mali desteğin iş bitmeden verilmesi gerekir. İyi bir ekiple çalışmak ve motive olmak da çok önemli. Teknik konuda çalışan kadınlara yönelik ön yargılar da bir başka sorun. Ben iş yaşamım boyunca hep bardağın dolu tarafına baktım. ABD’de kalsaydım belki iyi bir maaşla, konforlu bir hayatım olacaktı ama bugün yaşadığım tatmini asla yaşayamayacaktım. Ülkemizde çok iyi donanımlı mühendislerimiz var. Bu güçle ve edindiğimiz tecrübelerle şirketimizi bugün iyi bir noktaya taşıyabildik. Artık yatırımcılar bizim peşimizden koşuyor. Şirketin değeri 5 sene içinde yüzde 458 arttı. Şimdiki hedefim, Türkiye’de ilk kez, 1 milyar doların üzerinde değere sahip bir girişim şirketini kurabilmek. Bunu başarmak belki kolay değil ama potansiyelimiz buna el veriyor” dedi.
Alanının öncü isimlerinden Prof. Dr. Aytül Erçil, ayrıca gençlere şu tavsiyelerde bulundu:
“İşe odaklanmak ve çözüm üretmek çok önemli. Çok çalışacağının bilincinde ol. İşinden keyif alman şart. Bildiğin ve katma değer oluşuran bir iş yap. Hatalarını kabul et, düzelt ve yola devam et. Düşüncelerinde esnek ol. Zamanını planla, kendi performansını değerlendir.”