Avukat Nilay Karahan Açıklaması
Kayseri Barosu Kadın Haklarından Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Nilay Karahan, "Yasalarımızda yapılan değişiklikler kadına yönelik şiddeti azaltmaya yetmiyor" dedi.
Kayseri Barosu Kadın Hakları Üyeleri, 25 Kasım Kadınlara Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü dolayısıyla basın açıklaması düzenlendi.
Kayseri Barosu Konferans Salonu’nda düzenlenen basın açıklamasında konuşan Kayseri Barosu Kadın Haklarından Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Nilay Karahan, "Kadına yönelik şiddet anayasal bir hakkın yani yaşama hakkının ihlalidir. Anayasanın 10. maddesinde de belirtildiği üzere, herkes dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanunu önünde eşittir. Devlet bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. İstanbul Sözleşmesine ilk imza atan ülkelerden olmamıza ve açıkça yasaklanmasına rağmen aile hukuku alanında uzlaşma ve arabuluculuk uygulamasına gidilmesinin kabul edilmesi de kadına şiddetle mücadele de ciddi bir engel teşkil edecektir. Yasalarımızda yapılan değişikliklerin kadına yönelik şiddeti azaltmaya yetmediği hatta en önemli insan hakkı olan yaşama hakkını ihlal eden öldürme fiilinin arttığı aşikardır. Bu artışın en önemli nedenlerinden biri de ülkemizdeki mevzuat ile uygulama arasında yetersizliktir. Ülkemizde kadına karşı uygulanan şiddet tablosu halen vahim noktadadır. Kadına şiddet vakalarında her geçen gün ciddi oradan artış yaşanmaktadır. Her yıl geleneksel olarak yapılan istatiksel açıklamalar, kadına yönelik ekonomik, fiziksel, psikolojik ve cinsel şiddet gibi türlerin rakamlarında artış olduğunu ortaya koymaktadır. Türkiye’de 2016’da 304, 2017’de 353, 2018’de ise 280 kadın cinayete kurban gitmiştir. Bu yıl ise bu tarihe kadar kadın cinayeti sayısı 299 olarak tespit edilmiştir" ifadelerini kullandı.
Karahan, "Kadına şiddetle mücadele de, eğitim ve öğretimin ilk evrelerinden itibaren bireyler, insanlar arası ilişkiler konusunda eğitilmeli, toplum kadın-erkek eşitliği konusunda bilinçlendirilmeli, okul öncesi dönemlerden başlayarak toplumsal cinsiyet eşitliği anlatılmalıdır. Erken yaşlardan itibaren çocuklara tüm canlılara karşı sevgi ve merhamet duygusunu aşılamalı, anne ve babalar bu anlamda çocuklarına olumlu rol model olmalıdır. Eğitimin her evresinde şiddetsiz eğitim ders olarak yer almalıdır. Kadınları toplumsal hayatın dışında bırakmaya çalışan ayrımcı politikalardan vazgeçilmeli, kadının ekonomik özgürlüğü elde etmesi yönünde yapısal engellerin ortadan kaldırılması sağlanmalıdır. Şiddet uygulayan kişilere uygulanan uzaklaştırma tedbirlerine ek olarak bu kişilerdeki şiddet eğilimini ortadan kaldırmak amacıyla bu kişilere zorunlu psikolojik destek verilmeli ve sonrasında bunun denetimi sağlanmalıdır. Kolluk, idari ve adli görevlilerin periyodik ve sürekli eğitimleri sağlanmalıdır" diye konuştu.
Kaynak: İHA
Kayseri Barosu Konferans Salonu’nda düzenlenen basın açıklamasında konuşan Kayseri Barosu Kadın Haklarından Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Nilay Karahan, "Kadına yönelik şiddet anayasal bir hakkın yani yaşama hakkının ihlalidir. Anayasanın 10. maddesinde de belirtildiği üzere, herkes dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanunu önünde eşittir. Devlet bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. İstanbul Sözleşmesine ilk imza atan ülkelerden olmamıza ve açıkça yasaklanmasına rağmen aile hukuku alanında uzlaşma ve arabuluculuk uygulamasına gidilmesinin kabul edilmesi de kadına şiddetle mücadele de ciddi bir engel teşkil edecektir. Yasalarımızda yapılan değişikliklerin kadına yönelik şiddeti azaltmaya yetmediği hatta en önemli insan hakkı olan yaşama hakkını ihlal eden öldürme fiilinin arttığı aşikardır. Bu artışın en önemli nedenlerinden biri de ülkemizdeki mevzuat ile uygulama arasında yetersizliktir. Ülkemizde kadına karşı uygulanan şiddet tablosu halen vahim noktadadır. Kadına şiddet vakalarında her geçen gün ciddi oradan artış yaşanmaktadır. Her yıl geleneksel olarak yapılan istatiksel açıklamalar, kadına yönelik ekonomik, fiziksel, psikolojik ve cinsel şiddet gibi türlerin rakamlarında artış olduğunu ortaya koymaktadır. Türkiye’de 2016’da 304, 2017’de 353, 2018’de ise 280 kadın cinayete kurban gitmiştir. Bu yıl ise bu tarihe kadar kadın cinayeti sayısı 299 olarak tespit edilmiştir" ifadelerini kullandı.
Karahan, "Kadına şiddetle mücadele de, eğitim ve öğretimin ilk evrelerinden itibaren bireyler, insanlar arası ilişkiler konusunda eğitilmeli, toplum kadın-erkek eşitliği konusunda bilinçlendirilmeli, okul öncesi dönemlerden başlayarak toplumsal cinsiyet eşitliği anlatılmalıdır. Erken yaşlardan itibaren çocuklara tüm canlılara karşı sevgi ve merhamet duygusunu aşılamalı, anne ve babalar bu anlamda çocuklarına olumlu rol model olmalıdır. Eğitimin her evresinde şiddetsiz eğitim ders olarak yer almalıdır. Kadınları toplumsal hayatın dışında bırakmaya çalışan ayrımcı politikalardan vazgeçilmeli, kadının ekonomik özgürlüğü elde etmesi yönünde yapısal engellerin ortadan kaldırılması sağlanmalıdır. Şiddet uygulayan kişilere uygulanan uzaklaştırma tedbirlerine ek olarak bu kişilerdeki şiddet eğilimini ortadan kaldırmak amacıyla bu kişilere zorunlu psikolojik destek verilmeli ve sonrasında bunun denetimi sağlanmalıdır. Kolluk, idari ve adli görevlilerin periyodik ve sürekli eğitimleri sağlanmalıdır" diye konuştu.