Altını Islatma Nedeni; Derin Uyku
Uzman Klinik Psikolog Müjde Yahşi, derin uykuda olan çocuklar da altını ıslatma durumunun sık gerçekleştiğini söyledi.
![Altını Islatma Nedeni; Derin Uyku](https://images.beyazgazete.com/haber/2019/10/8/20191008_altini-islatma-nedeni-derin-uyku.jpg)
Psikolog Yahşi, enürezis yani alt ıslatmanın 2 tip olarak görüldüğünü belirterek şöyle sıraladı:
“Mesanedeki sinir ve kas kontrolünün gelişmesindeki gecikmeden kaynaklanan ve doğumdan itibaren ara vermeden devam eden enürezis birincil tip olandır. İkincil tip ise; tuvalet eğitimini tamamlayıp en az 6 ay ile 1 yıl süren ve idrar kontrol kazanımından sonra yeniden başlayan alt ıslatma durumudur. Birincil tip enürezis, fiziksel ve ruhsal sebepler içermeyen genellikle derin uyku ve kalıtımsal yatkınlığın gözlendiği alt ıslatmadır. Yapılan araştırmalarda enüretik çocukların yani alt ıslatan çocukların yüzde 75nin anne ya da babasının da alt ıslatma problemi yaşadığı öğrenilmiştir. İkincil tip enürezis ise; yeni bir kardeşin doğumu, yeni bir eve taşınma, erken dönemde uzun süreli kreşe başlama, boşanma, travma ya da korkunun neden olduğu bazı ruhsal gerginlik durumlarında ortaya çıkan alt ıslatmadır.”
Alt ıslatmada, çocuk eğer mutlu ve uyumlu bir çocuk ise ve aile içinde huzurlu bir ortamda büyüyorsa endişeye kapılmaya gerek olmadığını ifade eden Psikolog Yahşi, “Çünkü alt ıslatma ile birlikte çocuk, davranışlarında ve ruhsal uyumunda bozukluk göstermiyorsa burada derin uyku ya da kalıtımsal yatkınlıktan söz edebiliriz. Zira ilaçla tedaviye direnç gösteren alt ıslatmalarda, çocuk başka uyumsuzluk belirtileri gösterebilir. Bunlar; kekemeliklerin, uyku bozukluklarının, tiklerin, dışkı kaçırmaların, yalan söyleme ve çalma gibi çeşitli davranış bozukluklarının birlikte görüldüğü durumlardır. Hangi tip enüretik çocuk olursa olsun ailelerin çocuğuna göstereceği hoşgörülü ve empatik yaklaşımı, bu problemi çözebilecek en önemli adım olacaktır. Alt ıslatma problemini daha kısa sürede ve sağlıklı şekilde çözebilmek aslında çocuğa gösterilen tutumlarla ilgilidir. Aile çocuğa karşı ne kadar ılımlı, sevecen ve olağan şekilde yaklaşırsa, problem de o denli sağlıklı ve hızlı çözüme ulaşabilir. Şayet aile; problemi, çocuğunu azarlayıp aşağılayarak çözmeye çalışıyorsa bilinmesi gerekir ki; ailenin gösterdiği bu tutum ancak problemin şiddetini artırırken çocuğa da aşağılık ve suçluluk duygusu yükler. “Yine mi altını ıslattın, kaç kere dedim sana tuvaletini tut diye, tuvaletini tutmayı bir öğrenemedin gitti, inadına mı yapıyorsun sen, bıktım her sabah çarşafını değiştirmekten, arkadaşların öğrendi bir sen öğrenemedin, bak kim altına kaçırıyor senin gibi” şeklinde söylenen her söz, çocuğun alt ıslatma şiddeti artırır ve çocuğun benlik saygısı oluşumuna kalıcı zararlar verir. Eğer ki ebeveynin 5 yaşını geçmiş ve hala altını ıslatan çocuğu varsa, asla yapmaması gereken şey; çocuğunu rencide etmemesidir. Yapacağı şey çocuğa sevgisini hissettirmesi ve klinik psikologdan vakit kaybetmeden yardım alması gerektiğidir” açıklamalarında bulundu.