Ani hava değişimlerine dikkat
Memorial Diyarbakır Hastanesi İç Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. Abbas Zülfüoğulları, ani ısı değişikliklerinin yaşandığı bu günlerde hastalıklara yakalanmamak için dikkat edilmesi gerekenler hakkında bilgi verdi.
Sağlıklı bir kişide ortalama vücut ısısının 36 buçuk-37 derece olduğunu belirten Uz. Dr. Zülfüoğulları, beyinde bulunan kontrol merkezinin, dış ortam ile ilgili gerekli uyarıları alıp, kan damarları, ter bezleri, akciğer, deri, böbrekler, böbrek üstü bezleri, yağ dokusu ve kaslar ile ısıyı dengelemeye çalıştığını söyledi.
Uz. Dr. Zülfüoğulları, “Damarların genişlediği, büzüldüğü, ter bezleri salgılarının artıp azaldığı bu düzenleme sırasında; terleme duygusu veya üşüme duygusu ortaya çıkabilmektedir. Denge sağlanırken, ihtiyaca göre, böbreklerdeki su da tutulmakta veya atılmaktadır. Hava şartlarında ani değişimler meydana geldiğinde, hissedilen rüzgar ve soğuk vücudu hazırlıksız yakalayarak, bağışıklık sisteminin zayıflamasına neden olmaktadır. Direncin düştüğü bu zayıf dönemde hastalıklara yakalanmak da kaçınılmaz hale gelebilmektedir” dedi.
“Hasta olmadan C vitamini tüketilmeli”
Doğru gıdaların metabolizmanın güçlenmesine yardımcı olduğunu ve hastalıklara karşı kalkan oluşturabildiğini vurgulayan Uz. Dr. Zülfüoğulları, “Güne yeşil ve sarı meyvelerin sularıyla başlamak, C vitamini açısından zengin bir beslenme sağlayacaktır. Özellikle boğazda duyulan hassasiyet ya da öksürük için bu içecekler oldukça faydalı olabilmektedir. Günün geri kalanında ise bitki çayları tüketmek sıvı alımını sağlarken, güçlü bir koruma için metabolizmaya destek olmaktadır. Bağışıklık sistemini güçlendirirken önem verilmesi gereken diğer doğal takviyeler ise ekinezya bitkisi ve ekmek mayasından üretilen beta-glukandır. Öte yandan vücudun savunma sistemi işlevini yapabiliyor olması için burun ve ağızdan başlayan giriş yollarının sağlıklı olması büyük önem taşımaktadır. Bu sistemin düzgün çalışması için günde ortalama 2-3 litre su tüketilmesi önerilmektedir” diye konuştu.
“Kaliteli uyku bağışıklık sistemini güçlendiriyor”
Günde en az 7-8 saatlik kaliteli bir uykuyla vücudu dinlendirmenin, ertesi gün için gerekli enerjiyi toplamaya yardımcı olduğunu aktaran Uz. Dr. Zülfüoğulları, konuşmasına şöyle devam etti:
“Uyku ortamının özelliklerine de dikkat edilmesi gerekir. İyi havalandırılmamış, nemli, çok sıcak veya çok soğuk bir ortam, uyku kalitesini düşüreceğinden bağışıklık sistemini de olumsuz etkileyecektir. Kaliteli bir uykunun ardından alınacak ılık bir duş ise, vücudu güne hazırlayacak ve gün boyu zinde kalmayı sağlayacaktır. Hava değişimlerinin yaşandığı günlerde, en çok dikkat edilmesi gereken noktalardan biri de duruma uygun giyinmektir. Soğuktan korunmak veya sıcaktan etkilenmemek için doğru kıyafetlerin seçilmesi gerekmektedir. Özellikle tahmin edilemeyecek değişimlere karşı giyim konusunda tedarikli olmak, mümkünse kat kat giyimi tercih etmek, durumsal değişikliklere ayak uydurabilmek adına faydalı olacaktır. Ayrıca, kıyafetlerin bolluğu da vücut ısısının korunmasında etkilidir. Fazla sıkı veya gereğinden bol kıyafetler vücut ısısının korunmasını zorlaştırmaktadır. Vücudun savunma mekanizmasında düşüş gözlenen dönemlerde spor yapmak bağışıklık sistemini güçlendiren bir diğer etkendir. Haftada 3-4 gün yapılan düzenli yürüyüşlerin yanı sıra; yaş ve fiziksel özellikler göz önünde bulundurularak tercih edilecek çeşitli sporlar hastalıkları önlemeye yardımcı olacaktır.”
Kaynak: İHA
Uz. Dr. Zülfüoğulları, “Damarların genişlediği, büzüldüğü, ter bezleri salgılarının artıp azaldığı bu düzenleme sırasında; terleme duygusu veya üşüme duygusu ortaya çıkabilmektedir. Denge sağlanırken, ihtiyaca göre, böbreklerdeki su da tutulmakta veya atılmaktadır. Hava şartlarında ani değişimler meydana geldiğinde, hissedilen rüzgar ve soğuk vücudu hazırlıksız yakalayarak, bağışıklık sisteminin zayıflamasına neden olmaktadır. Direncin düştüğü bu zayıf dönemde hastalıklara yakalanmak da kaçınılmaz hale gelebilmektedir” dedi.
“Hasta olmadan C vitamini tüketilmeli”
Doğru gıdaların metabolizmanın güçlenmesine yardımcı olduğunu ve hastalıklara karşı kalkan oluşturabildiğini vurgulayan Uz. Dr. Zülfüoğulları, “Güne yeşil ve sarı meyvelerin sularıyla başlamak, C vitamini açısından zengin bir beslenme sağlayacaktır. Özellikle boğazda duyulan hassasiyet ya da öksürük için bu içecekler oldukça faydalı olabilmektedir. Günün geri kalanında ise bitki çayları tüketmek sıvı alımını sağlarken, güçlü bir koruma için metabolizmaya destek olmaktadır. Bağışıklık sistemini güçlendirirken önem verilmesi gereken diğer doğal takviyeler ise ekinezya bitkisi ve ekmek mayasından üretilen beta-glukandır. Öte yandan vücudun savunma sistemi işlevini yapabiliyor olması için burun ve ağızdan başlayan giriş yollarının sağlıklı olması büyük önem taşımaktadır. Bu sistemin düzgün çalışması için günde ortalama 2-3 litre su tüketilmesi önerilmektedir” diye konuştu.
“Kaliteli uyku bağışıklık sistemini güçlendiriyor”
Günde en az 7-8 saatlik kaliteli bir uykuyla vücudu dinlendirmenin, ertesi gün için gerekli enerjiyi toplamaya yardımcı olduğunu aktaran Uz. Dr. Zülfüoğulları, konuşmasına şöyle devam etti:
“Uyku ortamının özelliklerine de dikkat edilmesi gerekir. İyi havalandırılmamış, nemli, çok sıcak veya çok soğuk bir ortam, uyku kalitesini düşüreceğinden bağışıklık sistemini de olumsuz etkileyecektir. Kaliteli bir uykunun ardından alınacak ılık bir duş ise, vücudu güne hazırlayacak ve gün boyu zinde kalmayı sağlayacaktır. Hava değişimlerinin yaşandığı günlerde, en çok dikkat edilmesi gereken noktalardan biri de duruma uygun giyinmektir. Soğuktan korunmak veya sıcaktan etkilenmemek için doğru kıyafetlerin seçilmesi gerekmektedir. Özellikle tahmin edilemeyecek değişimlere karşı giyim konusunda tedarikli olmak, mümkünse kat kat giyimi tercih etmek, durumsal değişikliklere ayak uydurabilmek adına faydalı olacaktır. Ayrıca, kıyafetlerin bolluğu da vücut ısısının korunmasında etkilidir. Fazla sıkı veya gereğinden bol kıyafetler vücut ısısının korunmasını zorlaştırmaktadır. Vücudun savunma mekanizmasında düşüş gözlenen dönemlerde spor yapmak bağışıklık sistemini güçlendiren bir diğer etkendir. Haftada 3-4 gün yapılan düzenli yürüyüşlerin yanı sıra; yaş ve fiziksel özellikler göz önünde bulundurularak tercih edilecek çeşitli sporlar hastalıkları önlemeye yardımcı olacaktır.”