'Kayıp hepatitli kalmasın'
İstanbul Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kaymakoğlu, "Hepatit C sinsi bir hastalık olduğu için hastalar virüsü taşıdıklarının farkında değil." dedi.
İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Sabahattin Kaymakoğlu, 'Hepatit C sinsi bir hastalık olduğu için hastalar virüsü taşıdıklarının farkında değil. Hastalığın ileri evrelerinde sağlık kuruluşlarına başvurdukları için de tedavi süreçleri daha uzun ve ağır olabiliyor.' ifadelerini kullandı.
Kaymakoğlu, 28 Temmuz Dünya Hepatit Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, karaciğeri etkileyen bir enfeksiyon türü olan hepatit C'nin, tedavi edilmediği takdirde siroz ve karaciğer kanserine sebep olabileceğini belirtti.
Hepatit C'nin halsizlik ve kırgınlık gibi şikayetlerle başladığını, bu nedenle de hastanın hekime başvurmakta geciktiğini dikkati çeken Kaymakoğlu, 'Dünya Sağlık Örgütü önderliğinde toplam 194 ülkenin katıldığı 'Viral Hepatitlerin Eliminasyonu' programı, 2030 yılına kadar ülkeler bazında toplumdaki hepatit B ve hepatit C'li kişilerin yüzde 90'ına tanı konulmasını, tanı konulanların en az yüzde 80'inin tedavi edilmesini ve böylece viral hepatitlere bağlı ölümlerin yüzde 65 azaltılmasını hedefliyor.' ifadelerini kullandı.
Kaymakoğlu, 'kayıp hepatitli kalmasın' diyerek bu risk gruplarındaki kişilerin teşhis için kan tahlili yaptırmalarını önererek, şunları kaydetti:
'Ülkemizde bu hastalığın görülme sıklığı yüzde 0,5-0,9 arasında değişmektedir. Ancak, hepatit C sinsi bir hastalık olduğu için hastalar virüsü taşıdıklarının farkında değil. Hastalığın ileri evrelerinde sağlık kuruluşlarına başvurdukları için de tedavi süreçleri daha uzun ve ağır olabiliyor. Hastaya faydalı olunabilecek yıllar boşuna kaybediliyor. Maalesef ülkemizde hepatit C'li olduğu halde bunu bilenlerin oranı yüzde 13, dolayısıyla ciddi bir farkındalık sorunu var. 2018 yılında halen aramızda virüsü taşıdığını bilmeden yaşayan yaklaşık 300 bin aktif hepatit C'li hasta var, Hastalığın erken evrede tanınabilmesi için de kan-kan ürünü alan; ameliyat geçiren, diyaliz tedavisi gören, damar içi madde kullanan, steril olmayan ortamlarda diş tedavisi ve manikür, pedikür, dövme, piercing uygulamaları yaptıran, çok partnerli cinsel hayatı olan ve ailesinde karaciğer hastalığı bulunan kişilerin basit bir kan testi ile hepatit C virüsünü taratmaları son derece önem taşıyor.'
Sinsice ilerleyen hepatit C'nin, tedavi edilmezse siroz ve karaciğer kanserine kadar ilerleyerek ölümle sonuçlanabildiğini vurgulayan Kaymakoğlu, şöyle devam etti:
'Günümüzde etkili, kısa süreli ağızdan alınan hap tedavileri ile hepatit C virüsünden tamamen kurtulunabiliyor ve kişi tertemiz bir hale geliyor. Dolayısıyla basit bir tarama ile erken dönemde farkedilecek hepatit C'nin ileride sizi ciddi bir karaciğer hastası yapmasının önüne geçebiliyorsunuz. Öte yandan hepatit C virüsü, ortak tabak veya bardak kullanımıyla, sarılma, öpüşme ya da tokalaşma ile bulaşmıyor.'
Kaynak: AA
Kaymakoğlu, 28 Temmuz Dünya Hepatit Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, karaciğeri etkileyen bir enfeksiyon türü olan hepatit C'nin, tedavi edilmediği takdirde siroz ve karaciğer kanserine sebep olabileceğini belirtti.
Hepatit C'nin halsizlik ve kırgınlık gibi şikayetlerle başladığını, bu nedenle de hastanın hekime başvurmakta geciktiğini dikkati çeken Kaymakoğlu, 'Dünya Sağlık Örgütü önderliğinde toplam 194 ülkenin katıldığı 'Viral Hepatitlerin Eliminasyonu' programı, 2030 yılına kadar ülkeler bazında toplumdaki hepatit B ve hepatit C'li kişilerin yüzde 90'ına tanı konulmasını, tanı konulanların en az yüzde 80'inin tedavi edilmesini ve böylece viral hepatitlere bağlı ölümlerin yüzde 65 azaltılmasını hedefliyor.' ifadelerini kullandı.
Kaymakoğlu, 'kayıp hepatitli kalmasın' diyerek bu risk gruplarındaki kişilerin teşhis için kan tahlili yaptırmalarını önererek, şunları kaydetti:
'Ülkemizde bu hastalığın görülme sıklığı yüzde 0,5-0,9 arasında değişmektedir. Ancak, hepatit C sinsi bir hastalık olduğu için hastalar virüsü taşıdıklarının farkında değil. Hastalığın ileri evrelerinde sağlık kuruluşlarına başvurdukları için de tedavi süreçleri daha uzun ve ağır olabiliyor. Hastaya faydalı olunabilecek yıllar boşuna kaybediliyor. Maalesef ülkemizde hepatit C'li olduğu halde bunu bilenlerin oranı yüzde 13, dolayısıyla ciddi bir farkındalık sorunu var. 2018 yılında halen aramızda virüsü taşıdığını bilmeden yaşayan yaklaşık 300 bin aktif hepatit C'li hasta var, Hastalığın erken evrede tanınabilmesi için de kan-kan ürünü alan; ameliyat geçiren, diyaliz tedavisi gören, damar içi madde kullanan, steril olmayan ortamlarda diş tedavisi ve manikür, pedikür, dövme, piercing uygulamaları yaptıran, çok partnerli cinsel hayatı olan ve ailesinde karaciğer hastalığı bulunan kişilerin basit bir kan testi ile hepatit C virüsünü taratmaları son derece önem taşıyor.'
Sinsice ilerleyen hepatit C'nin, tedavi edilmezse siroz ve karaciğer kanserine kadar ilerleyerek ölümle sonuçlanabildiğini vurgulayan Kaymakoğlu, şöyle devam etti:
'Günümüzde etkili, kısa süreli ağızdan alınan hap tedavileri ile hepatit C virüsünden tamamen kurtulunabiliyor ve kişi tertemiz bir hale geliyor. Dolayısıyla basit bir tarama ile erken dönemde farkedilecek hepatit C'nin ileride sizi ciddi bir karaciğer hastası yapmasının önüne geçebiliyorsunuz. Öte yandan hepatit C virüsü, ortak tabak veya bardak kullanımıyla, sarılma, öpüşme ya da tokalaşma ile bulaşmıyor.'