ADD'nin Skandal Paylaşımını Eleştirdi
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, Atatürkçü Düşünce Derneği’nin (ADD) 27 Mayıs Darbesi ile ilgili sosyal medyadan yaptığı paylaşıma tepki göstererek, "ADD darbeci bir zihniyete sahip olduğunu ortaya koydu. Bu Atatürk’e hakarettir" dedi.

"MUHARREM İNCE SUÇA TEŞVİK EDİYOR"
Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’n mitinglerinde TRT’ye yönelik açıklamalarının suça teşvik ettiğini söyleyen Bozdağ, "Cumhurbaşkanı adayı sayın İnce, efelenerek, kabadayılık yaparak, etrafa tehditler salarak kendine bir yer edinmeye çalışıyor. Buda fevkalade yanlış bir şeydir. TRT’yi uzun zamandır konuşmalarında hedef gösteriyordu. Onun konuşmalarından etkilenin bazı kişilerin dün TRT’nin aracına saldırdığını hep birlikte gördük. Eğer bu konuşmalarına devam ederse, onun konuşmalarından gazlanan bazı kendini bilmezlerin daha büyük bir suça karışmaları söz konusu olabilir. Buradan herkesi sağduyulu olmaya, konularında insanları, kurumları hedef almadan programı ne ise onu anlatmaya davet ediyorum. TRT’ye yapılan bu saldırı aynı zamanda ifade özgürlüğüne ve basın özgürlüğüne de yapılmış bir saldırıdır. TRT, söz konusu olunca tüm medya kuruluşları da sustular. Başka bir kuruluşa yapılmış oysaydı açıklama üstüne açıklama yapılırdı. Yeri göğü inletirlerdi. Onlar demokrat geçiniyorlar. Biz gelirsek basın daha özgür olur diyorlar. Ama görüyorsunuz ki gelmeden medyanın sesini kesmek için kaba kuvvete başvuruyorlar. Bunlar faşist anlayışın ortaya çıkarttığı görüntülerdir. Bunu kınıyorum lanetliyorum. Böyle tehditler ile kışkırtmalar ile milletin evlatlarına suç işletmesinler. Bu suçların karşılığı vardır. Savcılar gerekeni yapmak zorundadır. Suç işleyenleri Muharrem İnce de kurtaramaz" diye konuştu.
"ONLAR ÖMÜR BOYUNCA İADE DOSYASI GÖRMEDİLER"
Muharrem İnce’nin ABD’den birilerinin kendisini aradığını ve Fetullah Gülen’in iadesinin usulüne uygun olarak istenmediği söylediği iddiasının sorulması üzerine Bozdağ, "Sayın İnce’nin söylediği şeyler yeni şeyler değil aslında. Geçmişte bir gazetenin bunları haber yaptığını görüyoruz. Gönderilen evraklar tercüme edilmemiş de, usule uygun hazırlanmamışlar da, söyle olmuş, böyle olmuş şeklinde bir takım tezviratlar ortaya çıkartıldı. Gönderilen evrak tamamen Türkiye ve ABD arasındaki anlaşmalara uygun hazırlanılmış bir evraktır. Bütün evrakın İngilizce’ye tercümesi yapılmıştır. Aranan usul şartları ne ise hepsine tek tek riayet edilmiştir. Bir tane eksiklik ve yanlışlık yoktur. ABD’nin istediği usul kuralları ne ise biz evrakı ona göre gönderiyoruz. Bu konuda tek uzman kuruluşta Adalet Bakanlığıdır. Çünkü uluslararası iade taleplerini Adalet Bakanlığı yapıyor. Bunu Adalet Bakanlığından daha iyi bilen kimse yok. Muharrem beyde bilmez yanındakiler de bilmez çünkü; ömrü hayatları boyunca bir tane iade dosyası nasıl hazırlanır görmemişlerdir. Avukatlarının da gördüğünü düşünmüyorum çünkü Türkiye mahkemelerinde bunlar genellikle az rastlanılır konulardır" şeklinde konuştu.
"ABD İADE ETMEKTE DİRENİYOR"
Adalet Bakanlığı’nın iade evrakını usulüne uygun hazırladığının altını çizen Bozdağ,"ABD tarafı FETÖ’yü kucağında beslerken, Türkiye’ye iade etmemek için direnirken gönderilen evraklar üzerinden bir delil tartışması yapıyor. FETÖ’nün iade dosyasındaki delillerden daha güçlü delil belki de dünyanın farklı ülkelerinden hazırlanan iade dosyalarının hiç birinde yoktur. Buna rağmen ABD FETÖ elebaşı, terörist elebaşı Gülen’i iade etmemekte direniyor. Türkiye’nin gönderdiği evrakları adli makamlara bugüne kadar göndermedi. Türkiye’nin talebini adli makamlara göndermesi lazım. Bizim talebimizi adli makamların değerlendirmesi lazım. Maalesef ABD Adalet Bakanlığı bizim evraklarımızı aradan geçen 2 yıla rağmen halen adli makamlara göndermiş değildir. Bunu ABD çok net bir şekilde ifade edeyim, FETÖ’yü iade etmemek için elinden geleni yapmaktadır. Eğer FETÖ konusunda samimi olsa, bir tavır takınacak olsa bizim gönderdiğimiz evrak adli makamlara gönderilirdi" ifadelerini kullandı.
"FETÖ KONUSUNDA ABD’NİN BORAZANINI YAPIYOR"
Muharrem İnce’nin ABD’nin çıkarlarını savunduğunu aktaran Bozdağ, "FETÖ’nün menfaatine açıklamalar yapmaktadır. Türkiye FETÖ’ye karşı böyle büyük bir mücadele verirken bu mücadele gölge düşürmeye çalışanlar FETÖ’ye destek olmaya çalışıyorlar. Olacak iş değil. İnce’nin ’Ey ABD siz Türkiye açısından Usame Bin Ladin makamında olan FETÖ’yü nasıl besliyorsunuz, onu neden iade etmiyorsunuz.’ Diyerek kükreyeceğine ABD’den aranan bir telefon ile Türkiye’ye kükrüyor. ABD’den belge ve delil isteyeceğine onların söylediğine kayıtsız inanıyor ve Türkiye’den bilgi ve belge istiyor. Belgeler gösterilince bu kes utanmadan yalanına yeni bir yalan ekleyerek ’usulüne uygun değil’ diyor. Usulüne uygun olduğu gösterilince ise emin olun başka bir yalan söyleyecektir. Şuanda İnce, çok net söylüyorum. FETÖ konusunda ABD’nin borazanlığını yapıyor. Türkiye Cumhurbaşkanlığına talip birisi ABD’’den gelen bir telefonu kapatır kapatmaz, gelen telefonun doğruluğunu araştırmadan televizyonlara açıklama yapıyorsa bu adamın her önüne gelen tarafından nasıl kullanılacağını gösteriyor. Muharrem İnce kullanılmaya çok müsait birisi. Birisi de işletmiş olabilir. Bu yalanlar ile Türkiye’ye zaman kaybettirmesin. ABD’ye söylesin. FETÖ’yü himaye eden ABD’dir. Faaliyetlerini bilen ABD’dir. FETÖ, Türkiye’de terör faaliyetleri sürdürürken bu faaliyeti yürüttüğü üs ABD’nin Pensilvanya kentindedir. Bir laf söyleyecekse dönüp ABD’ye laf söylemesi lazım. Usame Bin Ladin ABD için ne ifade ediyorsa FETÖ’de Türkiye için odur demesi lazım. Ama hiç birisini söylemiyor" dedi.
“TÜRKİYE’NİN DERDİ ALMANYA’YI NEDEN BU KADAR GERDİ”
Almanya’nın seçimlere müdahalesi kendisine sorulan Bozdağ, konuyla ilgili olarak şunları söyledi:
“Biz Türkiye’deki seçimlerde Türkiye’nin Cumhurbaşkanını ve parlamentoyu seçeceğiz. Asıl heyecanın Türkiye’de yaşanması gerekiyor. Ancak görüyoruz ki asıl heyecan, Avrupa ülkelerinde, ABD’de, İsrail’de ve diğer ülkelerde dorukta. Sanırsınız ki Türk halkı; ABD’nin, İsrail’in, Almanya veya başkaca bir ülkenin cumhurbaşkanını ve parlamentosunu seçecek. Sanırsınız ki bu seçimde o ülkelerin halkları oy kullanacak. Yok böyle bir şey. Türkiye kendi parlamentosunu ve kendi Cumhurbaşkanını seçecek. Seçimde de sadece Türk vatandaşları oy kullanacak. O zaman Türkiye’nin derdi Almanya’yı neden bu kadar gerdi anlamak mümkün değildir. Türkiye’nin seçimi Almanya’yı neden bu kadar telaşlandırdı anlamak mümkün değil. Aslında Almanya, AK Partili siyasetçilerin orada seçim çalışması yapmaması için tüm 3. Ülkelerin secim çalışmalarını yasakladı. Biz adiliz, objektifiz diyerek. Ancak görüyoruz ki adilliği ve objektifliği yok. Çok net bir şekilde taraf. Adil ve objektif görünme ihtiyacı bile duymadan orada PKK’lılara miting yapma imkanı verdi. Daha önce Türkiye’nin Cumhurbaşkanına Türk toplumu ile buluşma imkanı vermeyenler, PKK’nın elebaşlarına telekonferans yolu ile oradaki mitinge katılma imkanı verdiler. Bu çok net bir şekilde Alman hükümetinin Türkiye’de ki seçimlere bakışını göstermektedir. Türkiye’nin seçimlerine kim müdahale etmek istiyorlarsa milletten en güzel cevabı sandıkta alacaklardır. Aziz milletime sesleniyorum. Alman hükümetine en büyük cevabı sandıkta verelim. 24 Haziran Berlin’in üzüldüğü Ankara’nın sevindiği bir seçim sonucu ile ortaya çıktığı zaman yaptıkları tüm Türkiye aleyhtarı çalışmalar boşa gidecektir."
