Külünk'ten 28 Şubat Açıklaması
Malatya’da konferansa katılan AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk, “28 Şubat Darbesi FETÖ’nün devletin ve toplumun tüm alanlarına nüfus etmesini sağlamak ve önünü açmak adına yapılmıştır” dedi.
Genç Stratejik Araştırmalar Derneği (GENÇSAD) Genel Merkezi tarafından Battalgazi Halk Eğitim Merkezi Salonunda düzenlenen ‘28 Şubat’tan 15 Temmuz’a Türkiye Siyasetinin Dönüm Noktaları’ konferansına AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk, Yeşilyurt Belediye Başkanı Hacı Uğur Polat, Battalgazi Belediye Başkanı Selahattin Gürkan, AK Parti Yeşilyurt Kadın Kolları Başkanı Esin Tanrıverdi, GENÇSAD Genel Başkanı Fatih Can, GENÇSAD Malatya Yönetimi, kamu, kurum ve kuruluşların temsilcileri ile vatandaşlar katıldı.
Konferansın açılış konuşmasını yapan GENÇSAD Genel Başkanı Fatih Can, düşüncelerin, inançların, kimliklerin üzerinden tankların geçtiği ve özgürlüklerin yok edildiği 28 Şubat darbesinin 22. yılına girdiklerini ifade ederek, “28 Şubat, 100 bine yakın kız öğrencinin eğitim hayatından mahrum bırakıldığı, imam hatip öğrencilerinin zulme maruz kaldığı, Kur’an kurslarının kapatıldığı, Kur’an eğitimlerine yaş sınırının getirildiği ve özetle İslami kimliğin yok edilmeye çalışıldığı, adaletin, hukukun yerle yeksan olduğu, bağımsızlık ve tarafsızlık ilkelerinin ayaklar altına alınarak karargaha çağrılan hakim ve savcıların nasıl kararlar vermeleri gerektiğinin dikta edildiği günlerdir. 28 Şubat Batı’nın yıllardır Türkiye’yi geriye götürme, sindirme, İslamsızlaştırma, kendi kültürüne empoze etme gibi planlarını gerçekleştirilmesi noktasında azımsanamayacak bir aşama, kat ettirilen bir darbe girişiminde bulunarak vatanı savunması gereken o askerlerin ve tankların ülkeyi karanlık bir tünele soktuğu günlerdir” dedi.
Bütün darbelerin aynı yerden yönetildiğini ifade eden Yeşilyurt Belediye Başkanı Hacı Uğur Polat ise, “27 Mayıs darbesi, 12 Mart muhtırası, 12 Eylül darbesi, 28 Şubat postmodern darbesi, 17-25 Aralık darbesi, 6-8 Ekim ayaklanma olayları ile 15 Temmuz darbesini yapan aynı yerdir, üst akıldır. Bu tip darbe ve ayaklanma süreçlerini uygulayanların renginin sürekli değiştiğini görüyoruz. Aynı yerden emir komuta zinciriyle yürütülen bu süreçlerde emir bir gün yeşil olana, bir gün kızıl renkte olana veriliyor, gün geliyor en alçağı olan renksize bu görev veriliyor. Hepsi aynı yerden idare edilen maşalardır. Bu aziz milletin birliğine, beraberliğine, kardeşliğine kastetmek için, yok etmek için girişilen operasyonlardır” şeklinde konuştu.
AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk de, Türkiye’deki bütün darbelerin devalüasyonların ardından yapıldığına dikkat çekti. 12 Eylül ve 28 Şubat darbelerinin 15 Temmuz FETÖ kalkışmasıyla bir bütün halinde değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden Milletvekili Külünk, “1947 yılında IMF ile girdiğimiz iktisadi finansal anlaşmadan sonra bu ülkenin faiz, döviz, borsa ve devalüasyon dörtgeninde kayıp para miktarını hiçbir iktisatçı ölçemiyor. Bu halkın cebinden çıkan paralar küresel baronların cebine girdi. Türkiye’deki bütün darbeler devalüasyonların ardından yapılmıştır. Darbeler, bu milletin alın terini küresel para babalarının cebine transfer etmek için yaptırılmıştır. 15 Temmuz da buna dahildir. 15 Temmuz FETÖ kalkışması 27 Mayıs darbesinden bugüne kadar devam eden askeri darbe geleneğinin işgal boyutuna dönüşmüş adıdır. 12 Eylül’ü, 28 Şubat’ı FETÖ kalkışmasını sakın ha sakın birbirinden ayırmayalım, hepsi bir bütünün parçalarıdır. 28 Şubat darbesi FETÖ’nün önünü açmak için yapılmıştır. 28 Şubat Türkiye’deki milli siyaset çizgisinin, yerli ve milli refleksli dindarlığın ılımlı İslam projesine Türkiye’yi eklemlemek, Vatikan’ın dinler arası diyalog kavramı altında üçüncü bin yıl projesi olan Asya’nın Hrıstiyanlaştırılması sürecine eklemlemek, küresel sistemin ve siyonist aklın Asya’yı teslim almak, İslamsızlaştırmak ve FETÖ’nün bu topraklarda devletin ve toplumun tüm alanlarına nüfuz etmesini sağlamak üzere önünü açmak adına yapılmıştır. Hedef, Erbakan hocanın şahsında Türkiye’deki milli siyaset çizgisinin tasfiye edilerek, 1071, 1299, 1453 temelli medeniyet inşasının mücadelesini veren yerli ve milli olan aklın tasfiye edilerek yerine ılımlı İslam projesine eklemlenerek, İslam’ın etkisizleştirilmesi ve tasfiye edilmesidir. İslam ümmetinin Hrıstiyanlaştırılmasını amaçlayan 28 Şubat’ın en temel gerekçelerinden bir tanesi D-8’dir. D-8, Osmanlı’dan sonra Anadolu topraklarındaki en önemli küresel diplomatik çıkıştır” diye konuştu.
Türkiye’nin de içinde bulunduğu coğrafyadaki savaşların başlıca nedeninin batıdan doğuya kayacak ticaret meselesi olduğunu söyleyen Milletvekili Külünk, şunları kaydetti:
“İçinde bulunduğumuz coğrafyadaki savaşların ve kavgaların sebebi sadece enerji havzalarının, doğalgazın ve petrolün kontrolü değildir, temel nedeni önümüzdeki yüzyılda akışı değişecek olan ticaretin batıdan doğuya kayacak olmasıdır. Değişecek olan küreselleşme boyutunun temel dinamiği çelik İpekyolu olacak. Bu İpekyolunun güzergahı üzerindesiniz, Malatya kendisini lojistik merkez olarak hazırlamalıdır, yarın buraya yüksek hızlı tren de gelecek. Yeşilyurt Belediyesi ve GENÇSAD, İnönü Üniversitesinin desteğiyle Malatya’da çelik İpekyolu konusunu mutlaka tartışmaya açmalıdır. GENÇSAD Malatya’nın entelektüel birikimine katkı sağlamalı ve buradaki işadamlarının bugünü değil gelecek yüzyılı konuşmalarını ve düşünmelerini sağlayacak, onlara rafine bilgi takdim edecek çalışmaların merkezi olmalıdır. Suriye meselesini sadece Suriye üzerinden okumayan, onu okurken Pekin’den Londra’ya kadar uzanacak olan çelik demiryolu ağının Türkiye’ye bir kuzeyden bir de orta hattan gelip Doğu Akdeniz’i dünyanın hem enerjik hem de lojistik merkez anlamında en stratejik haline dönmesine vesile olacak bu İpekyolu üzerinden Türkiye’nin Akdeniz’de çok güçlü bir ülke olma fırsatını en iyi şekilde değerlendirmek gerekiyor. 1453 yılından sonra önümüze çıkan bu tarihi fırsatın ne kadar önemli olduğunu anlatacak paneller ve konferanslar düzenlemelidir. Malatya’da ilim ve bilim adamları tarafından böylesine hassas konular tartışılmalıdır.”
2.5 saat süren konferansın sonunda AK Parti Milletvekili Metin Külünk’e, GENÇSAD Genel Başkanı Fatih Can tarafından teşekkür plaketi, Yeşilyurt Belediye Başkanı Hacı Uğur Polat tarafından ‘elif-vav’ tablosu, Battalgazi Belediye Başkanı Selahattin Gürkan tarafından kayısı paketi hediye edildi.
GENÇSAD Malatya yönetimi de Milletvekili Külünk’e Malatyaspor atkısı hediye etti.
Kaynak: İHA
Konferansın açılış konuşmasını yapan GENÇSAD Genel Başkanı Fatih Can, düşüncelerin, inançların, kimliklerin üzerinden tankların geçtiği ve özgürlüklerin yok edildiği 28 Şubat darbesinin 22. yılına girdiklerini ifade ederek, “28 Şubat, 100 bine yakın kız öğrencinin eğitim hayatından mahrum bırakıldığı, imam hatip öğrencilerinin zulme maruz kaldığı, Kur’an kurslarının kapatıldığı, Kur’an eğitimlerine yaş sınırının getirildiği ve özetle İslami kimliğin yok edilmeye çalışıldığı, adaletin, hukukun yerle yeksan olduğu, bağımsızlık ve tarafsızlık ilkelerinin ayaklar altına alınarak karargaha çağrılan hakim ve savcıların nasıl kararlar vermeleri gerektiğinin dikta edildiği günlerdir. 28 Şubat Batı’nın yıllardır Türkiye’yi geriye götürme, sindirme, İslamsızlaştırma, kendi kültürüne empoze etme gibi planlarını gerçekleştirilmesi noktasında azımsanamayacak bir aşama, kat ettirilen bir darbe girişiminde bulunarak vatanı savunması gereken o askerlerin ve tankların ülkeyi karanlık bir tünele soktuğu günlerdir” dedi.
Bütün darbelerin aynı yerden yönetildiğini ifade eden Yeşilyurt Belediye Başkanı Hacı Uğur Polat ise, “27 Mayıs darbesi, 12 Mart muhtırası, 12 Eylül darbesi, 28 Şubat postmodern darbesi, 17-25 Aralık darbesi, 6-8 Ekim ayaklanma olayları ile 15 Temmuz darbesini yapan aynı yerdir, üst akıldır. Bu tip darbe ve ayaklanma süreçlerini uygulayanların renginin sürekli değiştiğini görüyoruz. Aynı yerden emir komuta zinciriyle yürütülen bu süreçlerde emir bir gün yeşil olana, bir gün kızıl renkte olana veriliyor, gün geliyor en alçağı olan renksize bu görev veriliyor. Hepsi aynı yerden idare edilen maşalardır. Bu aziz milletin birliğine, beraberliğine, kardeşliğine kastetmek için, yok etmek için girişilen operasyonlardır” şeklinde konuştu.
AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk de, Türkiye’deki bütün darbelerin devalüasyonların ardından yapıldığına dikkat çekti. 12 Eylül ve 28 Şubat darbelerinin 15 Temmuz FETÖ kalkışmasıyla bir bütün halinde değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden Milletvekili Külünk, “1947 yılında IMF ile girdiğimiz iktisadi finansal anlaşmadan sonra bu ülkenin faiz, döviz, borsa ve devalüasyon dörtgeninde kayıp para miktarını hiçbir iktisatçı ölçemiyor. Bu halkın cebinden çıkan paralar küresel baronların cebine girdi. Türkiye’deki bütün darbeler devalüasyonların ardından yapılmıştır. Darbeler, bu milletin alın terini küresel para babalarının cebine transfer etmek için yaptırılmıştır. 15 Temmuz da buna dahildir. 15 Temmuz FETÖ kalkışması 27 Mayıs darbesinden bugüne kadar devam eden askeri darbe geleneğinin işgal boyutuna dönüşmüş adıdır. 12 Eylül’ü, 28 Şubat’ı FETÖ kalkışmasını sakın ha sakın birbirinden ayırmayalım, hepsi bir bütünün parçalarıdır. 28 Şubat darbesi FETÖ’nün önünü açmak için yapılmıştır. 28 Şubat Türkiye’deki milli siyaset çizgisinin, yerli ve milli refleksli dindarlığın ılımlı İslam projesine Türkiye’yi eklemlemek, Vatikan’ın dinler arası diyalog kavramı altında üçüncü bin yıl projesi olan Asya’nın Hrıstiyanlaştırılması sürecine eklemlemek, küresel sistemin ve siyonist aklın Asya’yı teslim almak, İslamsızlaştırmak ve FETÖ’nün bu topraklarda devletin ve toplumun tüm alanlarına nüfuz etmesini sağlamak üzere önünü açmak adına yapılmıştır. Hedef, Erbakan hocanın şahsında Türkiye’deki milli siyaset çizgisinin tasfiye edilerek, 1071, 1299, 1453 temelli medeniyet inşasının mücadelesini veren yerli ve milli olan aklın tasfiye edilerek yerine ılımlı İslam projesine eklemlenerek, İslam’ın etkisizleştirilmesi ve tasfiye edilmesidir. İslam ümmetinin Hrıstiyanlaştırılmasını amaçlayan 28 Şubat’ın en temel gerekçelerinden bir tanesi D-8’dir. D-8, Osmanlı’dan sonra Anadolu topraklarındaki en önemli küresel diplomatik çıkıştır” diye konuştu.
Türkiye’nin de içinde bulunduğu coğrafyadaki savaşların başlıca nedeninin batıdan doğuya kayacak ticaret meselesi olduğunu söyleyen Milletvekili Külünk, şunları kaydetti:
“İçinde bulunduğumuz coğrafyadaki savaşların ve kavgaların sebebi sadece enerji havzalarının, doğalgazın ve petrolün kontrolü değildir, temel nedeni önümüzdeki yüzyılda akışı değişecek olan ticaretin batıdan doğuya kayacak olmasıdır. Değişecek olan küreselleşme boyutunun temel dinamiği çelik İpekyolu olacak. Bu İpekyolunun güzergahı üzerindesiniz, Malatya kendisini lojistik merkez olarak hazırlamalıdır, yarın buraya yüksek hızlı tren de gelecek. Yeşilyurt Belediyesi ve GENÇSAD, İnönü Üniversitesinin desteğiyle Malatya’da çelik İpekyolu konusunu mutlaka tartışmaya açmalıdır. GENÇSAD Malatya’nın entelektüel birikimine katkı sağlamalı ve buradaki işadamlarının bugünü değil gelecek yüzyılı konuşmalarını ve düşünmelerini sağlayacak, onlara rafine bilgi takdim edecek çalışmaların merkezi olmalıdır. Suriye meselesini sadece Suriye üzerinden okumayan, onu okurken Pekin’den Londra’ya kadar uzanacak olan çelik demiryolu ağının Türkiye’ye bir kuzeyden bir de orta hattan gelip Doğu Akdeniz’i dünyanın hem enerjik hem de lojistik merkez anlamında en stratejik haline dönmesine vesile olacak bu İpekyolu üzerinden Türkiye’nin Akdeniz’de çok güçlü bir ülke olma fırsatını en iyi şekilde değerlendirmek gerekiyor. 1453 yılından sonra önümüze çıkan bu tarihi fırsatın ne kadar önemli olduğunu anlatacak paneller ve konferanslar düzenlemelidir. Malatya’da ilim ve bilim adamları tarafından böylesine hassas konular tartışılmalıdır.”
2.5 saat süren konferansın sonunda AK Parti Milletvekili Metin Külünk’e, GENÇSAD Genel Başkanı Fatih Can tarafından teşekkür plaketi, Yeşilyurt Belediye Başkanı Hacı Uğur Polat tarafından ‘elif-vav’ tablosu, Battalgazi Belediye Başkanı Selahattin Gürkan tarafından kayısı paketi hediye edildi.
GENÇSAD Malatya yönetimi de Milletvekili Külünk’e Malatyaspor atkısı hediye etti.