Başbakan Yardımcısı Çavuşoğlu Açıklaması
'Türkiye, Küresel İnsani Yardım Raporuna göre son 2 yıldır insani yardımlarda milli gelire oranla dünyanın en cömert ülkesi olmuştur' 'Türkiye özellikle Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde son dönemde küresel refaha ulaşmada samimi bir çaba ortaya koyduğunu tüm dünyaya ilan etmiştir. Ne mutlu bize ki ülkemiz, geçmiş ile kıyas götürmeyecek şekilde bugün prangalarından tek tek kurtulmakta ve daha istikrarlı bir yola girmiş durumdadır' 'Türkiye 3,5 milyona yaklaşan rakam ile dünyadaki sığınmacıların yüzde 16'sına ev sahipliği yapıyor'
Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, "Türkiye, Küresel İnsani Yardım Raporuna göre son 2 yıldır insani yardımlarda milli gelire oranla dünyanın en cömert ülkesi olmuştur." dedi.
Çavuşoğlu, Ankara Üniversitesi Gayrimenkul Geliştirme ve Yönetimi Ana Bilim Dalında, "Gayrimenkul Sektör Seminerleri" açılış dersinde, aklın ve bilimin öncülük ettiği, tarihi değerlerini benimsemiş, uluslararası vizyon sahibi gençler yetiştirmeyi hedefleyen üniversitelerin önemine dikkati çekti.
Kendisinin de Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu olduğunu dile getiren Çavuşoğlu, bunun ayrıcalığını her zaman yaşadığını aktardı.
Çavuşoğlu, gayrimenkul yönetimi alanında, Türkiye'nin uluslararası akreditasyonu olan, Ankara Üniversitesi Gayrimenkul Geliştirme ve Yönetimi Bölümüne başarılar diledi.
Bu alanda enstitülerin kurulduğunu, dünyanın önde gelen üniversitelerinde lisans ve lisansüstü eğitim programlarının yapıldığını belirten Çavuşoğlu, Türkiye'nin de bu alanda güçlü bir konuma geldiğini vurguladı.
Çavuşoğlu, inşaat ve gayrimenkul sektörünün son yıllarda Türkiye'nin ekonomik büyümesine önemli bir katkı sağladığına da işaret etti.
Artan konut ihtiyacının yanı sıra gecekondu ve çöküntü alanları ile afet riski altındaki alanların dönüştürülmesi için geliştirilen projelerin inşaat ve gayrimenkul sektörlerinin dinamosu olduğunu ifade eden Çavuşoğlu,Türk müteahhitlerinin bu alanda dünya ikincisi olduğunu bildirdi.
İnşaat ve gayrimenkul sektörlerindeki olumlu gelişmelerin ülke ekonomisine daha fazla katma değer kazandırması için imar, vergi, yönetim ve finans alanlarında yeni düzenlemelerin yapılmasına gereksinim bulunduğuna dikkati çeken Çavuşoğlu, "Bir hukukçu olarak, Türk Hukuk Mevzuatını incelediğimde, yüzlerce kanun ve yönetmelikte, hukuk mevzuatımızda bir literatür taraması yaparak gayrimenkul ile ilgili olan tüm kavramları, bütüncül bir bakış açısıyla ele alarak, mevzuatımızı daha sade ve açık hale getirmeli, yeknesaklığı sağlamalıyız." diye konuştu.
Bu konuda daha derinlemesine bir akademik araştırma yapılmasının ve taşınmaz hukukuyla ilgili bir üst komisyon oluşturularak gerekli düzenlemelerin yapılmasının önemine işaret eden Hakan Çavuşoğlu, taşınmaz hukuku ile ilgili tüm düzenlemelerin tek bir merkezden bu üst komisyon vasıtasıyla yapılması gerektiğine inandığını dile getirdi.
Çavuşoğlu, taşınmaz hukukunun bu şekilde daha sağlam ve sağlıklı bir zemine oturacağının altını çizdi.
- Suriye'deki iç savaş
Suriye'de süren iç savaş nedeniyle 7 senedir büyük bir insanlık dramı yaşandığını dile getiren Çavuşoğlu, Türkiye'de bugün 3,5 milyon Suriyelinin hiçbir etnik ayrım yapılmaksızın yaşadığını anımsattı.
Çavuşoğlu, Suriyeli misafirlerin yeniden evlerine ve yurtlarına yerleşmeleri için iskan ve planlama çalışmalarının yapılması gerektiğini belirtti.
Başbakan Yardımcısı Çavuşoğlu, "Müntesibi olduğumuz medeniyet bir kardeşlik ve dayanışma medeniyetidir. Bizim inancımızın temelinde sevgi ve kardeşlik bulunur." dedi.
Türkiye'nin 2017 yılı itibariyle yaş ortalaması 30,5 olan, oldukça genç ve dinamik bir ülke olduğunu aktaran Çavuşoğlu, şöyle konuştu:
"Bu durum güçlü bir gelecek inşasında, bugün yaş ortalamaları 50’ye dayanmış, giderek yaşlanan ve doğum oranları azalan gelişmiş ülkeler karşısında, ülkemizi oldukça avantajlı bir konuma taşıyor. Fakat bu avantajı gerçek anlamda kullanabilmek, kapsayıcı refah ile sürdürülebilir bir kalkınma inşasından ve çağın gerektirdiği donanımlara sahip olmaktan geçmektedir."
- "TİKA insanlığın umudunu yeşertmektedir"
Kendisine bağlı olan TİKA'nın dünya genelinde yürüttüğü projelerle insanlığın umudunu yeşerttiğine dikkati çeken Çavuşoğlu, "TİKA'nın Bosna’dan Arakan'a, Afrika ülkelerinden Kolombiya'ya, Özbekistan'a kadar büyük bir coğrafyadaki gerçek ihtiyaçlara cevap veren faaliyetleri, TİKA eliyle yıllık ortalama 2 bin proje yapılması bambaşka bir ufku yansıtmaktadır." değerlendirmesinde bulundu.
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığının faaliyetlerine de değinen Çavuşoğlu, başkanlığın dost eliyle dünyanın dört bir tarafında yaşayan 6 milyon yurttaşı ve akraba topluluklarını kucakladığını bildirdi.
Çavuşoğlu, "Eğitim programlarımız, Türkiye burslarımız ve akademik çalışmaları destekleyen faaliyetler aracılığıyla uluslararası sahada eğitime katkılarımız etkin noktalara yükseldi." ifadesini kullandı.
- "BM'ye üye 193 ülkenin 47'si en az gelişmiş ülke"
"Bugün bir hakikat vardır ki küreselleşen sorunlar geleceğimizi tehdit ediyor." diyen Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, "Ekonomik krizler, çevre felaketleri, eşitsizliklerin doğurduğu sosyal hareketler, savaşlara bağlı göçmen ve mülteci krizleri gibi pek çok konuda 'bize birşey olmaz' diyen bir ülkeden artık söz edemeyiz." değerlendirmesini yaptı.
Bugün dünyaya bakıldığında BM'ye üye 193 ülkenin 47'sinin en az gelişmiş ülke olduğunu hatırlatan Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Yani günlük geliri 2 doların altında olan, kırılgan iktisadi ve siyasi yapıya sahip ülkelerdir. Örneğin, 1,3 milyar nüfus ile dünyanın en zengin kaynaklarına sahip Afrika kıtasında 34 en az gelişmiş ülke bulunmaktadır. Yıllardır bu ülkelerin zengin yer üstü ve altı doğal kaynaklara sahip olduğu halde neden sefalet çektiği ve bir türlü kalkınamadığı sorusu üzerinde samimiyetle durulması gerekmektedir. Az gelişmiş her ülkenin yokluk, sefalet çeken ve cahil bırakılmış halkı, maalesef bir müddet sonra büyük güçlere taşeronluk yapan terör örgütlerinin tuzağına düşmektedir. Bugün küresel bir tehdit olarak görülen terörün, az gelişmişlikle doğal bir ilişki olduğu unutulmamalıdır."
Türkiye'nin de 1950'den 1990'lı yılların başına kadar geçen sürede her 10 yılda bir derin ekonomik krize, 60’lardan sonra ise her 10 yılda bir askeri darbeler ile siyasi alana müdahalelere maruz kaldığını belirten Çavuşoğlu, Türkiye'nin kendi içine kapanmaya zorlandığını anlattı.
Çavuşoğlu, şunları söyledi:
"Bugün tablo hızla değişmiştir. Türkiye özellikle Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde son dönemde küresel refaha ulaşmada samimi bir çaba ortaya koyduğunu tüm dünyaya ilan etmiştir.
Ne mutlu bize ki ülkemiz, geçmiş ile kıyas götürmeyecek şekilde bugün prangalarından tek tek kurtulmakta ve daha istikrarlı bir yola girmiş durumdadır. Siyasi ve ekonomik istikrarın ve kalkınmacı devlet anlayışının getirdiği ivme ile Türkiye, her alanda kendine özgü başarı hikayesini ortaya koymaktadır. Küresel kalkınma iş birliği alanı da bunların başında gelmektedir. Dünya Bankası’na göre üst-orta gelir grubu ülkeler arasında yer alan ve dünyanın en büyük 17'nci ekonomisi olan ülkemiz, sahip olduğu zenginliği samimiyet ve eşit ortaklık zemininde tüm dünya ile paylaşmaktadır. Özellikle 2000’li yılların başından itibaren uluslararası kalkınma yardımlarında etkili olmaya başlayan ülkemiz, 2009 yılından bu yana BM Kalkınma Programı (UNDP) tarafından kalkınma işbirliğinde yükselen ülkeler arasında gösterilmektedir."
Hakan Çavuşoğlu, 1992'de kurulan TİKA'nın 150'nin üzerinde ülkede kalkınma iş birliği faaliyetleri yürüttüğünü aktarırken, 58 ülkede ise 60 TİKA ofisi bulunduğunu bildirdi.
TİKA'nın bugüne kadar 20 binin üzerinde projeyi tamamlamış ve yılda ortalama 2 bin proje gerçekleştirdiğinin altını çizen Çavuşoğlu, projelerin en önemli yanının ise insanın doğumundan ölümüne, hayatın her alanına ve gerçek ihtiyaçlara dokunması olduğunu söyledi.
- En cömert ülke
BM mülteci verilerine göre dünyanın en fazla sığınmacı barındıran ülkenin Türkiye olduğunu bildiren Çavuşoğlu, Türkiye'nin 3,5 milyona yaklaşan rakam ile dünyadaki sığınmacıların yüzde 16'sına ev sahipliği yaptığına işaret etti.
"Türkiye, Küresel İnsani Yardım Raporuna göre son 2 yıldır insani yardımlarda milli gelire oranla dünyanın en cömert ülkesi olmuştur." diyen Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Türkiye 2016'da 6 milyar dolar insani yardım gerçekleştirerek, miktar bakımında dünyada ikinci, milli gelire oranla ise dünyada birinci olmuştur. Pek çok gelişmiş ülkeyi geride bırakarak Türkiye'nin bu rakamlara ulaşmasının arkasında birçok hikaye yatmaktadır. Bu hikayelerde Somali'de, Myanmar'da, Filistin’de, Afganistan’da, Şili ve Filipinler gibi dünyanın en uzak Myanmar resmi makamlarınca Arakanlılara yardım yapma yetkisi verilen ilk kuruluş da TİKA olmuştur. Bugün Bangladeş sınırında kamplarda yaşayanlardan 30 bin kişiye günlük sıcak yemek çıkmakta ve çeşitli yardımlar devam etmektedir. Bu ne demektir? Türkiye, önce insan demektedir.
2011 yılında İstanbul'da gerçekleşen En Az Gelişmiş Ülkeler Konferansı'nda, yılda 200 milyon dolar yardım taahhüdü verilmiştir. O yıldan bu yana en az gelişmiş ülkelere yapılan kalkınma yardımı miktarı 1,5 milyar doları aşmıştır. Türkiye'nin bu adımları, daha fazla küresel rol almasını sağlamış ve başta BM Zirveleri olmak üzere, En Az Gelişmiş Ülkeler Konferansı, 2016 yılında İstanbul’da gerçekleşen Dünya İnsani Zirvesi gibi üst düzey uluslararası platformlara ülkemiz ev sahipliği yapar olmuştur."
Gençlere tavsiyelerde de bulunan Çavuşoğlu, Türkiye’nin yetiştirdiği büyük hukukçulardan Prof. Ali Fuat Başgil'in "Gençlerle Başbaşa" yapıtında, muvaffak olma yolundaki ilk düşmanın tembellik olduğunu söylediğini anlattı.
Çavuşoğlu, "Tembellik edebiyatından katiyen uzak durmalıyız. Gerçekten gençlerimizi bekleyen en sinsi tehlikelerden biri, geleceğimizi garanti altına alacak, milletimizi geçmişte ulaştığı ilmin zirvelerine taşıyacak gayretlerden ve çalışmaktan geri durmaktır. Çağımızda herkesin üzerinde mutabık kaldığı bir gerçek var ki, bilgi güçtür. O halde güçlü olmak için, milletinizi, medeniyetinizi, varlığınızı diri ve güçlü tutmak için yapmanız gereken en temel eylem, bilgiye ulaşmaktır." tavsiyelerinde bulundu.
Hakan Çavuşoğlu, konuşmasının ardından gençlerle çay içip sohbet etti.
Kaynak: AA
Çavuşoğlu, Ankara Üniversitesi Gayrimenkul Geliştirme ve Yönetimi Ana Bilim Dalında, "Gayrimenkul Sektör Seminerleri" açılış dersinde, aklın ve bilimin öncülük ettiği, tarihi değerlerini benimsemiş, uluslararası vizyon sahibi gençler yetiştirmeyi hedefleyen üniversitelerin önemine dikkati çekti.
Kendisinin de Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu olduğunu dile getiren Çavuşoğlu, bunun ayrıcalığını her zaman yaşadığını aktardı.
Çavuşoğlu, gayrimenkul yönetimi alanında, Türkiye'nin uluslararası akreditasyonu olan, Ankara Üniversitesi Gayrimenkul Geliştirme ve Yönetimi Bölümüne başarılar diledi.
Bu alanda enstitülerin kurulduğunu, dünyanın önde gelen üniversitelerinde lisans ve lisansüstü eğitim programlarının yapıldığını belirten Çavuşoğlu, Türkiye'nin de bu alanda güçlü bir konuma geldiğini vurguladı.
Çavuşoğlu, inşaat ve gayrimenkul sektörünün son yıllarda Türkiye'nin ekonomik büyümesine önemli bir katkı sağladığına da işaret etti.
Artan konut ihtiyacının yanı sıra gecekondu ve çöküntü alanları ile afet riski altındaki alanların dönüştürülmesi için geliştirilen projelerin inşaat ve gayrimenkul sektörlerinin dinamosu olduğunu ifade eden Çavuşoğlu,Türk müteahhitlerinin bu alanda dünya ikincisi olduğunu bildirdi.
İnşaat ve gayrimenkul sektörlerindeki olumlu gelişmelerin ülke ekonomisine daha fazla katma değer kazandırması için imar, vergi, yönetim ve finans alanlarında yeni düzenlemelerin yapılmasına gereksinim bulunduğuna dikkati çeken Çavuşoğlu, "Bir hukukçu olarak, Türk Hukuk Mevzuatını incelediğimde, yüzlerce kanun ve yönetmelikte, hukuk mevzuatımızda bir literatür taraması yaparak gayrimenkul ile ilgili olan tüm kavramları, bütüncül bir bakış açısıyla ele alarak, mevzuatımızı daha sade ve açık hale getirmeli, yeknesaklığı sağlamalıyız." diye konuştu.
Bu konuda daha derinlemesine bir akademik araştırma yapılmasının ve taşınmaz hukukuyla ilgili bir üst komisyon oluşturularak gerekli düzenlemelerin yapılmasının önemine işaret eden Hakan Çavuşoğlu, taşınmaz hukuku ile ilgili tüm düzenlemelerin tek bir merkezden bu üst komisyon vasıtasıyla yapılması gerektiğine inandığını dile getirdi.
Çavuşoğlu, taşınmaz hukukunun bu şekilde daha sağlam ve sağlıklı bir zemine oturacağının altını çizdi.
- Suriye'deki iç savaş
Suriye'de süren iç savaş nedeniyle 7 senedir büyük bir insanlık dramı yaşandığını dile getiren Çavuşoğlu, Türkiye'de bugün 3,5 milyon Suriyelinin hiçbir etnik ayrım yapılmaksızın yaşadığını anımsattı.
Çavuşoğlu, Suriyeli misafirlerin yeniden evlerine ve yurtlarına yerleşmeleri için iskan ve planlama çalışmalarının yapılması gerektiğini belirtti.
Başbakan Yardımcısı Çavuşoğlu, "Müntesibi olduğumuz medeniyet bir kardeşlik ve dayanışma medeniyetidir. Bizim inancımızın temelinde sevgi ve kardeşlik bulunur." dedi.
Türkiye'nin 2017 yılı itibariyle yaş ortalaması 30,5 olan, oldukça genç ve dinamik bir ülke olduğunu aktaran Çavuşoğlu, şöyle konuştu:
"Bu durum güçlü bir gelecek inşasında, bugün yaş ortalamaları 50’ye dayanmış, giderek yaşlanan ve doğum oranları azalan gelişmiş ülkeler karşısında, ülkemizi oldukça avantajlı bir konuma taşıyor. Fakat bu avantajı gerçek anlamda kullanabilmek, kapsayıcı refah ile sürdürülebilir bir kalkınma inşasından ve çağın gerektirdiği donanımlara sahip olmaktan geçmektedir."
- "TİKA insanlığın umudunu yeşertmektedir"
Kendisine bağlı olan TİKA'nın dünya genelinde yürüttüğü projelerle insanlığın umudunu yeşerttiğine dikkati çeken Çavuşoğlu, "TİKA'nın Bosna’dan Arakan'a, Afrika ülkelerinden Kolombiya'ya, Özbekistan'a kadar büyük bir coğrafyadaki gerçek ihtiyaçlara cevap veren faaliyetleri, TİKA eliyle yıllık ortalama 2 bin proje yapılması bambaşka bir ufku yansıtmaktadır." değerlendirmesinde bulundu.
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığının faaliyetlerine de değinen Çavuşoğlu, başkanlığın dost eliyle dünyanın dört bir tarafında yaşayan 6 milyon yurttaşı ve akraba topluluklarını kucakladığını bildirdi.
Çavuşoğlu, "Eğitim programlarımız, Türkiye burslarımız ve akademik çalışmaları destekleyen faaliyetler aracılığıyla uluslararası sahada eğitime katkılarımız etkin noktalara yükseldi." ifadesini kullandı.
- "BM'ye üye 193 ülkenin 47'si en az gelişmiş ülke"
"Bugün bir hakikat vardır ki küreselleşen sorunlar geleceğimizi tehdit ediyor." diyen Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, "Ekonomik krizler, çevre felaketleri, eşitsizliklerin doğurduğu sosyal hareketler, savaşlara bağlı göçmen ve mülteci krizleri gibi pek çok konuda 'bize birşey olmaz' diyen bir ülkeden artık söz edemeyiz." değerlendirmesini yaptı.
Bugün dünyaya bakıldığında BM'ye üye 193 ülkenin 47'sinin en az gelişmiş ülke olduğunu hatırlatan Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Yani günlük geliri 2 doların altında olan, kırılgan iktisadi ve siyasi yapıya sahip ülkelerdir. Örneğin, 1,3 milyar nüfus ile dünyanın en zengin kaynaklarına sahip Afrika kıtasında 34 en az gelişmiş ülke bulunmaktadır. Yıllardır bu ülkelerin zengin yer üstü ve altı doğal kaynaklara sahip olduğu halde neden sefalet çektiği ve bir türlü kalkınamadığı sorusu üzerinde samimiyetle durulması gerekmektedir. Az gelişmiş her ülkenin yokluk, sefalet çeken ve cahil bırakılmış halkı, maalesef bir müddet sonra büyük güçlere taşeronluk yapan terör örgütlerinin tuzağına düşmektedir. Bugün küresel bir tehdit olarak görülen terörün, az gelişmişlikle doğal bir ilişki olduğu unutulmamalıdır."
Türkiye'nin de 1950'den 1990'lı yılların başına kadar geçen sürede her 10 yılda bir derin ekonomik krize, 60’lardan sonra ise her 10 yılda bir askeri darbeler ile siyasi alana müdahalelere maruz kaldığını belirten Çavuşoğlu, Türkiye'nin kendi içine kapanmaya zorlandığını anlattı.
Çavuşoğlu, şunları söyledi:
"Bugün tablo hızla değişmiştir. Türkiye özellikle Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde son dönemde küresel refaha ulaşmada samimi bir çaba ortaya koyduğunu tüm dünyaya ilan etmiştir.
Ne mutlu bize ki ülkemiz, geçmiş ile kıyas götürmeyecek şekilde bugün prangalarından tek tek kurtulmakta ve daha istikrarlı bir yola girmiş durumdadır. Siyasi ve ekonomik istikrarın ve kalkınmacı devlet anlayışının getirdiği ivme ile Türkiye, her alanda kendine özgü başarı hikayesini ortaya koymaktadır. Küresel kalkınma iş birliği alanı da bunların başında gelmektedir. Dünya Bankası’na göre üst-orta gelir grubu ülkeler arasında yer alan ve dünyanın en büyük 17'nci ekonomisi olan ülkemiz, sahip olduğu zenginliği samimiyet ve eşit ortaklık zemininde tüm dünya ile paylaşmaktadır. Özellikle 2000’li yılların başından itibaren uluslararası kalkınma yardımlarında etkili olmaya başlayan ülkemiz, 2009 yılından bu yana BM Kalkınma Programı (UNDP) tarafından kalkınma işbirliğinde yükselen ülkeler arasında gösterilmektedir."
Hakan Çavuşoğlu, 1992'de kurulan TİKA'nın 150'nin üzerinde ülkede kalkınma iş birliği faaliyetleri yürüttüğünü aktarırken, 58 ülkede ise 60 TİKA ofisi bulunduğunu bildirdi.
TİKA'nın bugüne kadar 20 binin üzerinde projeyi tamamlamış ve yılda ortalama 2 bin proje gerçekleştirdiğinin altını çizen Çavuşoğlu, projelerin en önemli yanının ise insanın doğumundan ölümüne, hayatın her alanına ve gerçek ihtiyaçlara dokunması olduğunu söyledi.
- En cömert ülke
BM mülteci verilerine göre dünyanın en fazla sığınmacı barındıran ülkenin Türkiye olduğunu bildiren Çavuşoğlu, Türkiye'nin 3,5 milyona yaklaşan rakam ile dünyadaki sığınmacıların yüzde 16'sına ev sahipliği yaptığına işaret etti.
"Türkiye, Küresel İnsani Yardım Raporuna göre son 2 yıldır insani yardımlarda milli gelire oranla dünyanın en cömert ülkesi olmuştur." diyen Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Türkiye 2016'da 6 milyar dolar insani yardım gerçekleştirerek, miktar bakımında dünyada ikinci, milli gelire oranla ise dünyada birinci olmuştur. Pek çok gelişmiş ülkeyi geride bırakarak Türkiye'nin bu rakamlara ulaşmasının arkasında birçok hikaye yatmaktadır. Bu hikayelerde Somali'de, Myanmar'da, Filistin’de, Afganistan’da, Şili ve Filipinler gibi dünyanın en uzak Myanmar resmi makamlarınca Arakanlılara yardım yapma yetkisi verilen ilk kuruluş da TİKA olmuştur. Bugün Bangladeş sınırında kamplarda yaşayanlardan 30 bin kişiye günlük sıcak yemek çıkmakta ve çeşitli yardımlar devam etmektedir. Bu ne demektir? Türkiye, önce insan demektedir.
2011 yılında İstanbul'da gerçekleşen En Az Gelişmiş Ülkeler Konferansı'nda, yılda 200 milyon dolar yardım taahhüdü verilmiştir. O yıldan bu yana en az gelişmiş ülkelere yapılan kalkınma yardımı miktarı 1,5 milyar doları aşmıştır. Türkiye'nin bu adımları, daha fazla küresel rol almasını sağlamış ve başta BM Zirveleri olmak üzere, En Az Gelişmiş Ülkeler Konferansı, 2016 yılında İstanbul’da gerçekleşen Dünya İnsani Zirvesi gibi üst düzey uluslararası platformlara ülkemiz ev sahipliği yapar olmuştur."
Gençlere tavsiyelerde de bulunan Çavuşoğlu, Türkiye’nin yetiştirdiği büyük hukukçulardan Prof. Ali Fuat Başgil'in "Gençlerle Başbaşa" yapıtında, muvaffak olma yolundaki ilk düşmanın tembellik olduğunu söylediğini anlattı.
Çavuşoğlu, "Tembellik edebiyatından katiyen uzak durmalıyız. Gerçekten gençlerimizi bekleyen en sinsi tehlikelerden biri, geleceğimizi garanti altına alacak, milletimizi geçmişte ulaştığı ilmin zirvelerine taşıyacak gayretlerden ve çalışmaktan geri durmaktır. Çağımızda herkesin üzerinde mutabık kaldığı bir gerçek var ki, bilgi güçtür. O halde güçlü olmak için, milletinizi, medeniyetinizi, varlığınızı diri ve güçlü tutmak için yapmanız gereken en temel eylem, bilgiye ulaşmaktır." tavsiyelerinde bulundu.
Hakan Çavuşoğlu, konuşmasının ardından gençlerle çay içip sohbet etti.